Başında “asker miğferi” olan Ecevit posterlerini anmış olalım.
Şehirlerarası otobüslerin arka camları aylarca bu posterlerle kaplıydı.
Miğferin yanında da “zeytin dalı...”
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Türkiye bu posterlerle donanmıştı.
“Erken seçime” gidildi.
CHP, tarihindeki en yüksek oyu aldı.
“Kıbrıs Fatihi” sloganı atılıyordu 10 binler tarafından seçim meydanlarında.
..................
Bülent Ecevit’e altın tepsiyle sunulmuş bir “şans” daha...
1980’li yılların sonunda kendi içinde uyumsuz, pamuk ipliğine bağlı koalisyon hükümetinin başbakanıydı Bülent Ecevit.
ABD’nin kafasında “Saddam Irak’ına askeri harekâtı Türkiye’nin Güneydoğu’sundan girerek başlatmak” vardı.
Türkiye kamuoyuna ABD sempatisi üretecek bir ikramda bulunulmalıydı.
Bilinen şey...
Afrika’daki bir Yunanistan Büyükelçiliği’nde saklanan Abdullah Öcalan CIA operasyonuyla paketlendi.
Önceden verildiği için bir iş adamına ait özel uçakla havaalanında bekleyen MİT unsurlarına Abdullah Öcalan paket halinde teslim edildi.
Olayı izleyen seçimde Ecevit’in partisi DSP hayalinde göremeyeceği oranda yüksek oy aldı.
“Türkiye’nin Güneydoğu’sundan geçerek Saddam’ın tepesine binmek” hesabı “paketlenmiş Abdullah Öcalan ikramına rağmen” gene de tutmadı.
Ne Ecevit ne de Dışişleri Bakanı İsmail Cem yeşil ışık yaktılar.
ABD’nin umudu seçim ve iktidara gelmesi beklenen AK Parti’ye ötelenmişti.
N’olursa olsun, bu ikram Ecevit’in partisi DSP’ye oy patlaması yaptırmıştı.
..................
Şimdi...
“Barış Pınarı” harekâtı ve ABD, Rusya’yla anlaşmalar sonucu Türkiye’nin güney sınırından PKK ve türevi olan örgütün sökülüp atılması “tarihin tekerrürü mü” düşüncesini gündeme taşıdı.
Yani...
“Bu rüzgârla yelkenlerini şişiren AK Parti’nin yakın zamanda seçime gitme olasılığı” iddiası seslendirilmekte.
“Miğferli Ecevit” posteri ve miğferin yanında “zeytin dalı” görüntüsünü, “Kıbrıs Fatihi” sloganlarına gönderme yapılarak paraleller üretilmekte.
Örneğin...
Harekât boyunca okutulan “Fetih Suresi...”
..................
Elbette henüz “çok” erken.
Ama...
Ekonomiye de çekidüzen verildikten sonra bir “erken seçim” olasılığı yadsınamaz.
Özellikle Trump’ın kapıyı aralaması ekonomi için önemli.
En azından “yaptırımlarla ekonomiyi dışarıdan sert rüzgârlar, hatta fırtınalar” vurmaması, Türkiye’nin kendi yaralarını sarabileceği ortam ve zaman avantajdır.
Burada “AB’nin teskin edilmesi” gerektiğinin de altını çizeyim.
AB kanallarının açık olması tabloyu tamamlayabilir.
....................
Tozpembe bir resim algısı olmasın.
Yaşanacak süreçte çok sorunlar var. Öngörülmeyen yeni sorunlar da karşımıza çıkacaktır.
Ama...
Bundan 15-20 gün öncesine göre Türkiye hayli “iyi konumda.”
Harekât sonrasında kartlar yeniden dağıtıldı.
Türkiye’nin elindeki kartlar şimdi daha güçlü.
Masada daha avantajlı.