İsrail’in -Netanyahu yönetimine muhalif- saygın gazetesi Haaretz’te “Katar’ın İsrail ile Hamas arasındaki arabulucu rolünü bırakması” halinde “Türkiye’nin bu misyonu üstlenme” seçeneği üzerine bir analiz yayınlandı. Şu satırlar ilginç:
Ortadoğu’da ortaya çıkan her krizde onurlu bir duruş sergilemek isteyen
Erdoğan, Katar’ın müzakerelerden çekilme kararı halinde kendisini alternatif olarak konumlandırma kararında engelleri dikkate almamalıdır.
Böyle bir statü Erdoğan’ın Biden’la 8 Mayıs’ta gerçekleşmesi beklenen görüşmesi öncesinde önemli olabilir. (ABD Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı J. Kirby “Beyaz Saray’ın henüz böyle bir programı yok” dedi. Kaynak: VOA... G.C.)
Türkiye Dışişleri Bakanı Fidan, cumartesi günü Ankara’da Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Shoukry ile bir araya geldi. Türkiye’nin hem Hamas ile İsrail arasında arabuluculuk olasılığı hem de savaş sona erdiğinde Gazze’nin sivil yönetimi ve denetimi için bir plan konusunda Mısır’la iş birliği yapma imkânlarını araştırmış olmalılar.
KATAR’A YAPTIRIM
Başkenti Doha’da İsrail ile Hamas görüşmelerinin tıkanması üzerine “Katar’ın arabuluculuktan çekilme ihtimali” nedeniyle yapılan bu yorum, ciddi bir söyleme dayalı. Geçen hafta Katar Başbakanı ve -aynı zamanda- Dışişleri Bakanı Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani, “Katar’ın rehine olayında arabulucu olarak devam eden rolünü yeniden değerlendirmekte olduğunu” açıkladı. Bu önemli ve ağırlığı olan bir işarettir.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı, “görüşmelerin tıkanmasının arkasında seçim hesapları yürütmeye çalışan politikacılar olduğundan” da yakındı.
Hangi politikacılar?
“İsrail’de Netanyahu’nun yerine oynayanlar… Netanyahu’nun kendisi… Hamas’ın küresel kamuoyunu İsrail karşıtlığına dönüştürmek hedefi, hesapları… Ve Amerikalı politikacılar…”
Örneğin ABD Kongre Üyesi Steny Hoyer…
“Hamas’ın üzerinde baskısını artırması için ABD’nin Katar’ı zorlaması… Bunun için Katar’ın Hamas’a sağladığı fonun kesilmesi… Hamas liderlerinin Katar’dan çıkarılması” gibi yaptırımlar da önermekte… Bir de parmak sallama… “Bunları yapmazsa, ABD’nin Katar’la ilişkilerini yeniden değerlendirmesi…”
…………………
Senatör Ted Budd da “Katar’ın NATO üyesi olmayan üst düzey ABD müttefiki statüsünün iptal edilmesini” öneren bir yasa önerisi verdi. ABD medyasında ve siyasetçileri arasında Katar’a aba altından sopa gösterme tavırları sürüyor.
KATAR’I ABD ZORLADI
Önce şu iptali istenen “Katar’ın NATO üyesi olmayan üst düzey ABD müttefiki statüsüne” açıklık getirmekte fayda var. Katar, Amerikan güçlerinin, Afganistan’dan -nispeten- barışçıl bir şekilde çekilmesi için arabuluculuk yapmıştı. Müzakereler Doha’da gerçekleşmişti. Katar ayrıca yıllarca Amerikan güçleriyle birlikte çalışan binlerce Afgan sivili de -ABD’nin isteği üzerine- ülkesine kabul etmişti.
Bunun üzerine 2022 yılında
ABD Başkanı Biden yönetimi, Katar’a bu
“NATO üyesi olmayan üst düzey ABD müttefiki statüsünü” vermişti.
Ayrıca Katar, zaten ABD’ye “rehine anlaşması tamamlandıktan sonra Hamas’la ilişkilerini yeniden gözden geçirmeye hazır olacağını” da bildirmişti. Washington Post, bu “yeniden gözden geçirmenin, Hamas liderlerinin Katar’dan çıkarılmasını içerip içermediğine” değinmeden sadece bu “bildirimi” yansıtmıştı.
Katar’ın Washington Büyükelçiliği de bir açıklama yapmıştı: “Bizim arabuluculuktan çekilmemiz kolay, hatta cazip. Ancak hatırlamakta yarar var ki bu rolü oynamamızı bizden ABD istedi.”
TRAFİK
Haaretz gazetesi son günlerin
yoğun “üst düzey diplomatik ziyaret trafiğini” de yorumluyor.
Geride kalan çarşamba günü Doha’yı
ziyaret eden ve Hamas lideri İsmail
Haniye ile görüşen Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bir mesaj verdi: “Hamas, 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti’ni tanımaya isteklidir. (İsrail Devleti’ni tanıyacağını ima etmekte.**) Böyle bir devlet kurulduktan sonra askeri yapılanmadan vazgeçecektir. Siyasi parti haline gelecektir.”
Gazete ayrıca Hamas’ın siyasi lideri Haniye’nin İstanbul’a gelişini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine de işaret ediyor ve şöyle bir yorumda bulunuyor:
“Hamas liderlerinin Katar’dan ayrılma ve Umman ya da adı belirtilmeyen başka bir Arap devleti veya yeni bir sığınma devleti bulma seçeneğini değerlendirmiş olabilirler.”
Ancak, yazıda İsrail’in “bu alternatif arabuluculuğu kabul etme ihtimalinin -şu aşamada- zayıf olduğu” da vurgulanmakta. Ayrıca Katar ve Hamas’ın yıllara dayalı hukuka da hatırlatılmakta.
Katar Şeyhi (bir önceki) Hamad bin Khalifa el-Thani, 2012’de Gazze’yi ziyaret etmişti. Konut blokları, yollar ve tıbbi rehabilitasyon merkezi inşası için Hamas’a 400 milyon dolar bağışta bulunmuştu. O tarihten itibaren -İsrail’in de rızası ve teşviki ile- Hamas’a milyarlarca dolar vermişti. Bu nedenle Katar’ın aradan çekilmek istemesine ABD de karşı çıkacaktır.
Ancak şu var ki her şey “arabuluculukla” sınırlı değildir. Arabuluculuk sürecinde iki tarafın diyaloğu sırasında devreye başka ağırlığı olan, sözleri dikkate alınan devletler, liderler girebilir. Tıkanıklıkların giderilmesinde yararlı olabilirler. Haaretz’in Türkiye ile ilgili yorumu bu açıdan da okunmalıdır.
…………..
* Yazarı Zvi Bar’el
** Parantez içindeki iddia da Haaretz yazarı Zvi Bar’el’e aittir.