Doğu Akdeniz’de “toplam değeri 3 trilyon doları bulan doğal gaz rezervleri” elbette Türkiye’nin göz ardı edemeyeceği önemdedir.
Türkiye’nin yaklaşık 572 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacak bir zenginlik söz konusudur.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB’nin (Avrupa Birliği) desteğini de alarak “Kıbrıs Cumhuriyeti” adına MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) ilanında bulunmuştur.
Yıl 2004...
Böylece Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ve onun haklarını yok saymıştır.
...................
Bunlar olurken Türkiye’nin bir tavrı?
Araştırmalarımda rastlayamadım.
Ta ki...
Doğu Akdeniz’deki enerji rezervleri bulununcaya kadar...
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Mısır, İsrail ve Lübnan’la MEB anlaşmaları yaparak doğal gaz arama ve işletme parselasyonunu ilan etmesine, denizde çalışmalar için küresel firmalarla anlaşmalar imzalamasına ve sonuçlar alınmasına kadar.
Gerçekten Kıbrıs Rum Yönetimi ile Mısır arasında MEB sınırlandırma anlaşması 17 Şubat 2003 tarihli...
Yani o sıralarda Sisi yönetimi falan yok.
Rum Yönetimi ile Lübnan arasında MEB sınırlandırma anlaşması tarihi 17 Ocak 2007...
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin en yeni MEB sınırlandırma anlaşması ise İsrail’le... 17 Aralık 2010...
.....................
Ve...
Dün Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar AA “Editör Masası” programında açıkladı.
“Türkiye’nin Libya ile MEB sınırlandırma anlaşması için ilk görüşmeler 2010 yılında başlamış.”
Anlaşılan Arap Baharı süreci ve kargaşalar nedeniyle imza aşamasına gelinememiş.
Ancak...
Daha bu yıl karşılıklı “MEB sınırlandırma mutabakatı” imzalanmış bulunuyor.
Geçen hafta da TBMM’de oylanarak kabul edildi.
BM’ye bildirildi.
......................
Tabii kıyamet koptu.
Çünkü...
Kıbrıs Rum Yönetimi’nin -KKTC’yi yok sayarak Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak Doğu Akdeniz’de deniz alanlarını parselleyen “Mısır, Lübnan ve Suriye ile MEB anlaşmaları sıkıntıya giriyor.”
Yunanistan o denli tepkili ki Libya’nın Atina Büyükelçisi’ni sınır dışı etti.
Türkiye ve Libya arasındaki MEB sınırlandırma mutabakatını da uluslararası yargıya taşıyacağını açıkladı.
......................
“MEB nedir?”
En kısa ifadesiyle, ülkenin kendi kıyılarından başlayarak 200 mil açığa kadar olan deniz sahasının altının ve üstünün tüm değerlerine münhasıran sahip olmaktır.
Bunun için iki devlet arasındaki mesafenin en az 400 deniz mili olması gerekiyor.
İki devlet arasındaki deniz mesafesinin 400 milden az olması durumunda MEB sınırlandırması hakkaniyete uygun bir çözüm için tarafların uluslararası hukuka uygun olarak antlaşma yapmasını gerektiriyor.
Sahildar devlet “ilan ettiği MEB’i gösteren haritayı veya coğrafi koordinatlara ilişkin listeleri yayımlayarak” bunların bir listesini BM Genel Sekreteri’ne göndermelidir.
......................
Türkiye 1986’da Karadeniz’de 200 millik MEB ilan etmişti.
1997’de ise Bulgaristan’la deniz yetki alanları sınırlandırmasını gerçekleştirmişti.
Akdeniz’de ise Libya’yla mutabakat ancak 2019’da imzalanabilmiş.
......................
Türkiye, Libya arasındaki MEB mutabakatı ve -geç de olsa- Doğu Akdeniz’de haklarımızın ve KKTC haklarının korunması ayrı bir yazı.
......................
Bu yazı için (uluslararası ilişkiler doktoru) Dr. Tümamiral Cihat Yaycı’nın değerli kitabından yararlandım:
“SORULAR VE CEVAPLARI İLE MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE (MEB) KAVRAMI”, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Yayınevi, Mayıs 2019.