Dayılanıyor/kaşınıyor
Yunanistan Ege’de “dayılanmayı” ya da “kaşınmayı” sürdürüyor.
Peki, neye güveniyor?
Bir olası çatışmanın karşılıklı risklerini göremiyor mu?
TV’de emekli general Dr. Naim Babüroğlu Paşa gibi “akil” adamlar bile artık “Yunanistan’a misliyle karşılık vermek gerektiğini” telaffuz etmeye başladılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Yunanistan’a ve onun arkasındaki -güvendiği- güçlere “Akıllı olun” diye özetlenebilecek bir çağrıda bulundu ama iç kamuoyunda baskı dalgası giderek yükseliyor.
BİR KAŞIK SUDA BOĞARIZ
TÜRKİYE tarafında yıllardır “Bir kaşık suda boğarız” söylemleri dolaşımda.
Gerçekten uzun süre koşullar böyleydi.
Hava ve Deniz Kuvvetleri’nde Türkiye “net” üstündü.
Kara Kuvvetleri ise Meriç’i aşarak Trakya’dan girdi mi 24 hadi bilemedin 48 saatte Atina’ya inebilecek kahir üstünlükteydi.
Şimdilerde ne değişti de Yunanistan böylesine sürekli dikleniyor?
Sanki bir çatışmanın fitilini ateşlemek ister gibi tavır koyuyor.
………………
“Açık istihbarat” dediğimiz, herkesin internette görebileceği rakamları yansıtayım.
Türkiye’nin elinde 47 F-4, 238 F-16 savaş jeti var.
Bunların 29’u kanatlarında yakıt tankı taşımakta.
Yani…
Daha uzun uçuşlar için bu yakıt tankını kullanabiliyor.
Yunanistan’ın elinde ise 149 F-16, 35 F-4, 50 (Fransız Mirage) ve 18 (Fransız Rafale) savaş jeti var.
Türkiye 40’a yakın uçak üstünlüğüne hâlâ sahip.
Her iki tarafın da uçakları da elektronik harp donanımına sahip.
İki tarafın da radar uçakları var.
Yunanistan’ın yakıt tanklı uçak sayısı 90’a yakın.
Yani…
Uzun uçuşlar için…
…………….
Kara ve Deniz Kuvvetleri durumuna gelince.
Türkiye elbette çok daha üstün.
Ancak...
Amerika Dedeağaç’a zırhlıları ve tüm hava, kara donanımlarıyla çökmüş durumda.
TSK, Meriç’i aşarsa Amerikan Kuvvetleri barikatıyla karşı karşıya kalacak.
Yunanistan ayrıca sınır boyunca -güya- göçmenlere karşı duvar yükseltti.
Duvarın arkasında ise 7 metre ile 30 metre arasında değişen hendek kazdı.
Uzanıp giden hendeklerdeki kazıklar olası bir çatışmada Türk tanklarının paletlerini engelleme amaçlı.
Bunlar aşılsa da -belirttiğim gibi- Amerikan güçleri saf tutmuş oluyor.
……………….
Deniz Kuvvetlerimiz elbette çok daha üstün. Ancak…
Hava korumasına ihtiyaç var ki bu olanağımız uygulamada da içinde bulunduğumuz süreçte lehimize.
Buna karşılık Yunanistan hiç hakkı olmadığı halde Lozan Antlaşması’na aykırı olarak adaları silahlandırmakta.
Türkiye’ye ait ya da sahipsiz adacıklara da çökmekte. Ve bunu yıllardır göz göre göre gerçekleştiriyor.
İlginçtir ki ABD ve AB “Yunanistan’ın Ege adalarındaki egemenliği tartışmasızdır” açıklamaları yapabiliyor.
F-35 VE DEMİR KUBBELER
Havadaki -nispi- aleyhte durumunu değiştirip lehe çevirmek için Yunanistan ciddi harcamalar yapmakta.
Yakın zamanda 18 Rafale uçak daha üslerine gelecek.
Ayrıca bizim üreticilerinden olduğumuz ama devre dışı bırakıldığımız F-35’lerden de 100 dolaylarında almak için sırada.
İlk teslimat 2027’de olacak.
Ve en önemlisi, hem Yunanistan hem Güney Kıbrıs “iki demir kubbe” almak için İsrail’le anlaşma yolunda.
Demir kubbe öyle bir hava savunma sistemi ki uçak ve füzelere karşı hava savunma sistemleriyle yüzde yüze yakın koruma sağlıyor. Amerika da İsrail’den demir kubbe istedi. Sistemin daha da geliştirmesi için İsrail’e 1 milyar dolar ödedi.
PATRIOTLAR
Ve…
Yunanistan’ın portföyünde -ABD’nin Türkiye’ye vermediği- Patriot yerden savunma sisteminden 6 adet olduğunu da belirteyim. Hizmete sokmadığı bir adet de Rus S-300 füze sistemi var.
Burada Yunan adalarının Lozan Antlaşması’na aykırı olarak silahlandırılmasının yanı sıra çok sayıda Amerikan üssüne de yer verildiğinin altını çizeyim.
Yunanistan ve Güney Kıbrıs şimdilerde Ukrayna’nın Rus kuvvetlerini çekilmeye mecbur etmekte başarıyla kullandığı etkili HIMARS füzelerini de Amerika’dan alma yolunda.
KIZILELMA KARTI
Buna karşılık Türkiye önemli bir stratejik silahı -motor dâhil- yüzde yüz yerli üretim olarak gerçekleştiriyor.
“Kızılelma” füze projesinden bahsediyorum.
Gene tamamıyla Türkiye yapımı olan -motoru dâhil- saatte 1200 km süratte ulaşacak SİHA’ya monte edilmesi halinde Kızılelma “ses hızının 4 katı hipersonik” bir füze.
Çok etkili.
Bir de yerli üretim Türk muharip uçaklarının devreye sokulması için hızlandırılmış program uygulanmakta.
Çok uluslu bir konsorsiyum tarafından İngiltere’de üretilen 4.5 nesil Eurofighter Typhoon savaş jetlerinin filolarımız portföyüne kazanılması konuşulmakta olan bir seçenek.
Rus ve Çin savaş jetlerine göre -NATO standartlarında oldukları için- Eurofighter Typhoon’lar tercih nedenimiz.
HAYAL BU YA
Bütün bunlardan sonra Yunanistan’ın ABD ve AB tarafından neye ve hangi hedefe kışkırtıldığını da düşünmek de fayda var.
Edindiğim izlenimler, olası bir çatışmada hedefin “Türkiye’nin savaş sanayiini vurmak olduğu…”
Yani…
16 milyar dolar değerinde Eskişehir uçak fabrikası, Roketsan, Aselsan, Havelsan, Tübitak, THK’nın Konya’da 2, Ankara ve Eskişehir’deki tesisleri.
……………
“Hayal bu ya” ara başlığını kullandım düzeltiyorum. “Ham hayal bu ya!!!”
Ancak…
Türkiye de “zorlayıcı diplomasiyle” ya da başka ciddi kartlar açarak Yunanistan’ın havadaki eli daha da kuvvetlenmeden/kuvvetlendirilmeden bu zehirli tırmanışı durdurmalıdır.
……………..
Not: Bu yazıda Em. Hava Korg. Dr. Erdoğan Karakuş’un değerli görüşlerinden de yararlandım.
