Güneri Cıvaoğlu

Güneri Cıvaoğlu

ngunericivaoglu@gmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Her sözcüğün kuyumcu terazisindeki daralar kadar önemli olduğu, nihayet anlaşılmış görünüyor.
"Ekonominin duyarlı göstergeleri, devleti yönetenlere sözel disiplin rehberliği yaptı" denebilir.
Birkaç cümle, toplumun aylarca süren acıları pahasına oluşmaya başlayan dengelerin bir anda çökmesine neden olabiliyor.
Bunların örneklerini Şubat krizi ve sonrasında bir kaç kez yaşadık.

Son günlerde kullanılan siyaset üslubu, daha özenli.
Örneğin... Başbakan Ecevit, geçen hafta Cumhurbaşkanlığı'ndan çıkışta sosyal psikoloji terapi seansındaymış gibi konuştu.
"Cumhurbaşkanı'yla hükümet arasında gerilim olmaması gerektiğini, referandumun hükümet tasarısı olmadığını, bu konuyu hiç dile getirmediğini, sorunu Meclis'in çözeceğini, Resmi Gazete'de yayınlanma konusunun da Kanunlar ve Kararlar Dairesi'ne ait bir yetki çerçevesinde görüldüğünü" söyledi.
"İnatlaşma" görüntüsü vermedi.
Cumhurbaşkanı Sezer de hadisenin üzerine gitmedi.
Referandum kararının Resmi Gazete'de yayınlanmamasını sorun haline getirmedi.
Yılmaz'ın "Cumhurbaşkanı'nın siyaset yaptığı" iddiasına yanıt vermedi.
Öte yandan... Meclis Başkanı İzgi, Cumhurbaşkanı'yla konuşmaları sonrasında ve çözüm önerilerini sıralarken kırıcı - dökücü değil yapıcıydı.
Geneldeki bu "özenli" üslup ve tavırlar, "referandum, erken seçim" gibi olasılıkların dile getirilmesine karşın gene de piyasaları çıldırtmadı.
Ama tansiyon yükselme çizgisindeydi.

Olumlu tavır ve üslup örnekleri dün de sürdü.
Başbakanlık'ın Çankaya Köşkü'ne "27.maddenin Resmi Gazete'de yayınlanma yazısını gönderirseniz, derhal yayınlanacaktır" mesajı - Cumhurbaşkanlığı'nın ilk yazısının son satırında "Yasanın 27.maddesi dışında diğer maddelerinin Resmi Gazete'de yayınlanmasını rica ederim" deniyordu - tansiyonun tırmanışını frenledi.
Ardından... Kemal Derviş'in "ek kaynak için olumlu mesajlar" söylemiyle piyasalar gevşemeye başladı.
Nihayet Sezer'in "referandum kararının Resmi Gazete'de yayınlanması için ayrı bir yazı gerekiyorsa, yazarız... Ama zaten önümüzde yeterince zaman var. 86.madde değiştirilirse referanduma da gerek kalmayabilir" söylemi belirleyici oldu.
Dolar ve faizler yeniden düşüşe geçti. Borsa tavan yaptı.
Artık iyice anlaşılmalı ki... Bazı kelimeler, önceleri hedefe gidiyor gibi görünse bile sonunda bumerang gibi geriye dönüp çıktığı yeri vuruyor.

Çankaya Köşkü'nden "27.maddeyle ilgili referandum kararının yayınlanması" yolunda hazırlanan - net - yazı, dün akşam Başbakanlık'a gönderildi.
Yani 120 günlük süreç başlıyor.
TBMM Başkanı İzgi'nin çözüm için formülü şöyle:
"Anayasa'nın 86.maddesi, milletvekillerinin özlük haklarını Emekli Sandığı'na bağlayacak şekilde değiştirilmeli. Kesinlikle maaş artışı öngörülmemeli.
Bu arada... Referandum, özel bir yasa maddesiyle - zamanında yapılacak seçimlere - ertelenmeli. Zamanından önce yapılan seçimle, bu madde kadük hale gelir."
Formülün sonrası nedir?
"Referandumun ertelenmesi" önerisine AK Parti ve SP sıcak bakmıyorlar. Belki de Erdoğan ve Erbakan'ın yasakları 86.madde değişirken pazarlık konusu yapılamayacağı için...
Ama... Referandumu Erteleme Yasası, iktidar partilerinin çoğunluk oylarıyla da çıkabilir.
Peki Çankaya'da onaylanır mı?
İşte diyaloğun ve kırıp dökmeden düzeyli üslupla siyasetin ve kurumlararası koordinasyonun önemi...
Olumlu adımlar sürdürülmeli.
Şurası açık ki... "Referandumun olmaması" noktasında Çankaya, Hükümet ve TBMM çoğunluğu iradeleri kesişiyor.