BATMAN 80 yaşında. 30 Mart 1939’da bir “çizgi roman” karakteri olarak doğmuştu.
80 yıldır kararlılığın, cesaretin ve adaletin sembolü.
“Kara Şövalye”, “Pelerinli Haçlı” ya da “Dünyanın En İyi Dedektifi...”
Çizgi romanlarda, sinema filmlerinde ve TV dizileirnde o nasıl anılırsa anılsın, sanal şehir “Gotham City”nin “Batman”idir.
Warner Bros. & DC Mart ayında Batman’in 80’inci yıl dönümü kutlamalarını Amerika’da başlatmıştı.
Dünya çapında tüm süper kahraman fanlarına “eylül ayına hazır olmaları” çağrısı yapmıştı.
Eylüldeki büyük kutlama için geri sayım yapılıyordu.
Türkiye’de de “ürün koleksiyonları, etkinlikler, dijital aktivasyonlar” ve “21 Eylül Batman günü” sürprizleri ile kutlamalar için düğmeye basılması planlanmıştı.
İşte İstanbul/Capitol AVM’de büyük bir alan “Capitol Gotham City”ye dönüştürüldü.
80’inci yıla özel sergi, “Action Park, Macera Alanı ve Batman Gadget Atölyeleri...”
Teması “herkesin kendi içindeki, kendi süper kahramanını ortaya çıkarması...”
Batman’in yeni sinema filminin 2021’de vizyona girmesi bekleniyor.
Çok yaşa Batman...
Teşekkürler Dilara Boğaz...
NEŞELİ ÇOCUKLAR DEV ADAMLARLA
ÇOCUKLAR hayatlarında hiç basketbol maçına gitmemişler. Soruyorlarmış:
“Oyuncular sahiden dev adamlar mı?”
- “12’si de dev adam mı?”
- “Boyları 2 metre mi gerçekten?”
Ve bunlar gibi daha bir dizi merak yansıtan soru... Gerçi TV ekranlarından görüyorlar ama “12 Dev Adam” müziğiyle büyülenmişler.
“Dev adam” söylemi meraklarını
provoke etmiş.
...............
Bunları yapımcı ve sunucu Neşe Sapmaz’dan dinledim. Demirören Medya Center’a, “Neşeli Çocuklar” sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdiği ve sürdürdüğü edebiyat öğretmeni Senem Çakır’la gelmişlerdi.
Odalarımız yan yana olan Ertuğrul Özkök’ten
okullara göndermek üzere yüzlerce birikmiş kitabını almak üzere buradaydılar. Bana da etkinliklerini anlatırken bu çocukları “basketbol maçına götürüş” izlenimlerini anlattı.
...............
Çocukların öğretmenleri Neşe’yle konuşmuşlar. Hayatlarında basket maçı izlememiş “Gaziantep Neşeli Çocuklar”la Anadolu Efeslileri bir araya getirme projesini geliştirmişler.
Neşe, şampiyon Anadolu Efes Koçu Ergin Ataman ve kulüp yöneticileriyle görüşmüş.
“Elbette, seve seve” cevabını almış. Ayrıca çocuklara “sportif malzeme” sözü de vermişler.
Anadolu Efes’in Gaziantep’teki deplasman maçında bu proje gerçekleşmiş. Çocuklar
için harika bir deneyim olmuş.
İleride onlardan bir ya da bir kaçının başarılı basket oyuncusu olması mümkün.
................
Neşeli Çocuklar” önce “okullara kitap göndermek ve kütüphane kurmak” amacıyla başlamış.
İhtiyaçlar doğrultusunda kapsamı genişletilmiş.
“İmkânı olandan, ihtiyacı olana mottosuyla giderek ve hızla büyüyen, yayılan bir iyilik çemberi” hareketi bu.
Kitap ve kütüphane, giysi, eğitim malzemelerinin yanı sıra okul yenileme çalışmaları da yapıyorlar.
Kutluyoruz.
ROMAN’DA ‘YORGANLAR FORA’
EL işi, göz nuru “ipek yorganlar” ülkemizin güzelliğidir. Yakın zamanlara kadar genç kız çeyizlerinin
“olmazsa olmazıydı.”
Gerçi hâlâ simgesel değeriyle gelinlerin beraberinde götürdükleri arasında. Büsbütün yok olmuş değil ama tüketim çağında giderek yerini “hazır uyku setlerine” bırakıyor.
Oysa...
Çocukluk yıllarımda hatırlarım; ön cephesi baştanbaşa cam, büyücek bir dükkânın tahta zeminine bağdaş kurmuş yorgan ustalarını görürdük.
Ellerinde iri iğneler ve o iğneleri işledikleri yorgana itmek için parmaklarında yüksükle çalışırlardı.
İpek/atlas pırıl pırıl kumaşta pamukların kaymasını önleyen zarif işlemeler yaparlardı.
Ayça Sarc geçen yıl Sultanahmet’teki Abud Efendi Konağı’nda “Yorganlar Fora” sergisini açmıştı.
Her biri sanat yansıtan rengârenk el işi saten yorganları sergilemişti.
..................
Hafta başında, Nişantaşı/Abdi İpekçi’deki yeni ROMAN mağazası bu “Yorganlar Fora” sergisiyle açıldı.
Hızlı tüketim çağında “yükselen değer” olarak “el emeğine”, kalıcı ve zamansız olana vurgu yapan ROMAN bu mekânda “sanat galerisi kimliğine sahip” yeni mağaza konseptini uygulamış. (Mimar Arif Özden’in tasarımı.)
Şef Carlo Bernardini’nin hazırladığı lezzetler ve DJ Yakuza’nın müzikleriyle keyifli bir geceydi.
SUNSET’TE SANATLA AÇILIŞ
25. yıl dönümünü ilkbaharda kutlayan Sunset’te salı gecesi “sezona merhaba” daveti vardı.Mekânın sahipleri Barış ve eşi Alize Tansever keyifli bir gece daha düzenlediler. Boğaz’ı en güzel gören Sunset’te partinin bir
özelliği de gene “sanatla” harmanlanmış olmasıydı.
Küresel sanatçımız merhum Burhan Doğançay’ın resimlerini yansıtan tabakları yıllardır “sanat kültüründen” esintiler yansıtan Sunset’te bu kez de “Karıncalar (house taken)” ve “Bonsai” ağaç formatındaki yerleştirmelerden oluşan “We Are Numbers” yapıtlarının sahibi dünyaca ünlü sanatçı Gomez Barros ve yine küresel ünü olan Pop Art sanatçısı Laurence Jenkell’in “Bonbon” eserleri de değişik köşelerde sergilendi.
İstanbul’daki yabancıların da sevdikleri Sunset’in özgür lezzetlerinin yanı sıra görselleri de tercih nedeni.