Bugün 19 Mayıs...
Gençlik ve Spor Bayramı...
Kutlu olsun.
Ve...
Atatürk’ümüzün söylemiyle “doğum günü...”
Yürekten sevgi ve saygıyla anıyoruz.
100 yıla sığmayan Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün ve onun kutsanmış yol arkadaşlarının “bir millet doğuyor” tarih sayfalarındaki 19 Mayıs’a uzanan kilometre taşlarını yansıtayım...
MALTA’YA SÜRGÜN LİSTESİNDEYDİ
Mustafa Kemal Paşa, işgal altındaki İstanbul’da -kendisine aktif bir görev verilmediği için- üzgündü. Hatta hastaydı.
Çok az parası kalmıştı.
Şişli’deki evini bırakmış, Beyoğlu Pera Palas’ta Haliç’e bakan otel odasına taşınmıştı.
Bazı gizli örgütlerle ilişki halindeydi ama hiçbirine katılmıyordu, risk almıyordu.
“Padişah’ın yaveri” gibi bir de unvanı vardı.
Ona dokunulmamasını sağlayan en büyük şansı, İttihat Terakki’nin bir numarası Enver Paşa tarafından “rakip olarak görülmüş” ve “dışlanmış” olmasıydı.
Mustafa Kemal Paşa da, Enver Paşa’yı sürekli “yetersiz muhteris” bulmuştu.
“Askerin siyasete karışmasına” karşı tavır almıştı.
İttihat Terakki’den uzak durmuştu.İttihat Terakki liderleri kaçtıktan sonra bu örgütün önde gelenleri tutuklanıyor, sürgüne gönderiliyordu.
“İttihat Terakki liderlerine karşıtlığı” Mustafa Kemal Paşa’nın Saray nezdinde bir tür “güvenilir kişi” olmasını sağlamıştı. Ama...
İngilizler gene de ondan kuşkuluydular.
Adı “Malta’ya sürgün edilecekler” listesindeydi.
Her an tutuklanıp gönderilebilirdi.
MUSTAFA KEMAL’E SÜRPRİZ KEFİL
Hayata dair hiçbir şey şaşırtıcı olmamalı.
Talih ansızın Mustafa Kemal’e bir kez daha güldü.
Anadolu’da direniş hareketlerine başlamıştı.
Güvenilir bir Paşa, Padişah adına giderek o hareketleri bastırmalıydı.
Padişah -yaveri olan- Mustafa Kemal’i görevlendirmek istiyordu. İstanbul’daki İngiliz İşgal Kuvveti Yüksek Komiseri buna karşı çıktı.
Yüksek Komiser’e göre “Mustafa Kemal, yetenekliydi ama tehlikeliydi de... Malta’ya sürgün listesindeydi.”
Peki, Mustafa Kemal’e kim kefil oldu dersiniz?
Dönemin Sadrazamı Damat Ferit... Oysa...
Mustafa Kemal Paşa, Damat Ferit’e hiçbir zaman yakınlık göstermiş, bir istekte bulunmuş değildi. Hatta...
Damat Ferit’in İngilizce tavırlarına öfke duymaktaydı.
Ama... Damat Ferit sonradan çooook pişman olacağı bir kararlılıkla İngiliz Yüksek Komiseri’ne karşı Mustafa Kemal Paşa’yı bakın nasıl savunmuştu:
“Anadolu’daki tüm sorunların sebebi, halktan kaynaklanan duygular değil. O melun İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, Enver’in habis çetesinin dolaplarıdır.
Mustafa Kemal, Cemiyetin sadece ismen üyesidir, gerçekte onun en kararlı muhalifi olarak tanınır.
Ülke çapında büyük bir şöhreti vardır. Kendisine güvenilir.
Gönderilecek en uygun kişi o’dur.”
İngilizlerin, Mustafa Kemal Paşa hakkındaki kararı “tutuklanıp, Malta’ya sürülmek” ya da “Padişah’ın temsilcisi olarak Anadolu’ya göndermek” arasında günlerce gitti geldi. Sonunda Damat Ferit İngilizleri ikna etti.
Mustafa Kemal, “Malta’ya sürgün listesinden” çıkartıldı.
Mustafa Kemal “Kuzey Bölgesi (9. Ordu) Umum Müfettişliği” ve “Doğu İlleri Umum Valiliği’ne” atandı.
Talimatnamenin bir nüshasını aldı, Harbiye Nezareti’nde Fevzi ve Cevat Paşa ile görüşüp yetkilerini genişletti.
Aralarında özel bir şifre kararlaştırdılar.
Akaretler Caddesi’ndeki eve gitti, annesi Zübeyde Hanım’ın ellerini öptü, hiç vakit kaybetmeden aynı akşam Karadeniz sahiline açılmaya hazır Bandırma vapuruna bindi.
İHBAR ALDIK, DURDURUN
Aynı günün gece yarısı Sadrazam Damat Ferit, İngiliz Yüksek Komiserliği’nden “acil görüşme” talebinde bulunuyordu.
“Padişah’ın fikrini değiştirdiğini” söylüyordu.
“Mustafa Kemal’in Anadolu’da mesele çıkartmak niyetinde olduğunu gösteren yeni bir ihbar alınmıştı. Mustafa Kemal ne pahasına olursa olsun durdurulmalıydı.”
Bu yolda derhal bir talimat çıkarıldı. Ancak müttefik işgal örgütü karmaşık uluslararası kıskançlıklar yüzünden delik deşik bir haldeydi.
Yolcu gemilerini İngilizler, Fransızlar ve İtalyanların her biri ayrı ayrı denetlemekteydiler.
Kara ve deniz kuvvetlerinin görevleri son derece belirsizdi.
“Emir” önce ertelendi ve sonunda bir kenarda unutuldu. Mustafa Kemal sadece birkaç saat farkla kurtuldu. Bu ayrıntı çok önemli...
O yıllarda İstanbul’daki İngiliz işgal kuvvetlerinde istihbarat yüzbaşısı olan H. C. Amstrong’un satırlarıdır. İngiliz gizli servisi bilgileridir. Ve...
Zorlu bir yolculuğun ardından 19 Mayıs 1919’da Samsun’a varış... Fırtınalı havada Samsun Limanı’na çıkış.
.......................
100 yıla sığmayan bir liderin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yeniden doğuşunun müjdesi.
.......................
Not: Yazımda işgal yıllarında İstanbul İngiliz Kuvvetleri İstihbarat Yüzbaşısı Harold C. Amstrong’un “BOZKURT MUSTAFA KEMAL- Ve Atatürk’ün Cevabı” kitabından da yararlandım.
Hatta istihbarat kaynaklı bazı bölümleri kitaptan -zorunlu olarak- aynı satırlarla yansıttım.