Aşkın ömrü 3 yıl mı?
"İlk yıl, 'beni terkedersen kendimi öldürürüm' denir.
İkinci yıl, 'beni terkedersen acı çekerim, ama kendimi toparlarım' denir.
Üçüncü yıl, 'beni terkedersen şampanya patlatacağım' denir.
Aşk, kimyasal olarak 3.yılın sonunda yokolur.
.....
İlk yıl eşyalar satın alınır, ikinci yıl eşyaların yerleri değiştirilir, üçüncü yıl eşyalar paylaşılır."
Dün, TÜYAP'taki kitap fuarında adeta kuşatılan Fransız yazar Frederic Beigbeder'in AŞKIN ÖMRÜ 3 YILDIR! kitabından aldım bu satırları.
Kitaptan birkaç serpinti daha...
"Aşk geçici bir dopamin, noradrenalin, prolaktin, lüliberin ve oksitosin yükselmesiymiş.
FEA denen küçük bir molekül neşe, taşkınlık ve keyif duygularını tetikliyormuş.
Bu hormanların 3 yıl sonra faaliyetlerine son verdikleri bilimsel olarak kanıtlanmış!
.....
Bizim kuşakta Mc Donnald's'a gider gibi evleniliyor, sonra zap yapılıyor.
Zapping toplumunda, insanların hayat boyu aynı kişiyle yaşamalarını nasıl isteyebilirsiniz...
.....
Boşanmalarda neden kimse olmaz?
Nikahımda bütün arkadaşlarım yanımdaydı. Ama boşandığım gün inanılmayacak kadar yalnızım.
Ne sırtımı sıvazlayacak sarhoş arkadaşlarım, ne çiçek, ne çelenk...
.....
Boşanmadan sonra eski dostlar gibi birbirinize yanak uzatacaksınız... Sonra 'görüşmemek üzere' ayrılacaksınız. 'Görüşmek üzere' son yalanınız olacak."
Bu satırlardaki "3 yıl sınırına" inanmadım.
Yanıldım mı?
Sayfaları çevirmeye devam...
Romanın kahramanı Marc, çok severek evlendiği ilk karısından boşanır.
Artık onu sevmemektedir.
Sonra... Alice'e aşık olur. Alice de kocasından boşanır ve birlikte yaşarlar.
"Bu da bitecek mi?" kuşkusuyla geçen 3 yıl...
3.yılın son günü, yani "G" günü gelir...
Ve sürpriz!
Alice ile aşkta "G" günü, bitiş değil başlangıçtır.
Balear Adaları'ndan birinde... Bilinç altlarındaki "3 yıllık tükeniş taksimetresini" kapatarak 4.yılı kucaklarlar...
O hızla Frederic Beigbeder'in ikinci kitabı 3 bin 900 TL'ye daldım. (Aslı "99 Franc")
TÜYAP Kitap Fuarı'nda iğne atılsa yere düşmeyecek bir kalabalık.
Giriş için yağmur altında kuyruk uzanıyor. Hem de bu krizde...
Beigbeder, Selim İleri ve Ahmet Oktay'ın Doğan Hızlan yönetimindeki söyleşileri...
Konu: "Her roman bir otobiyografidir."
Beigbeder'in bu iki kitabı da zaten bir bakıma otobiyografi... (Doğan Kitap Yayınları)
Ayrılık sonrası için müzik reçetesi...
Beigbeder, "Efkar Karması" adını verdiği bir müzik listesi sunuyor:
İşte bir kaçı:
"- Cat Stevens'tan 'Trouble' (10 defa)
- Joe Dassin'den 'Et si tu n'existais pas' (5 defa)
- REM'den 'Everybody hurts' (5 defa)
- Michel Berger'den 'Quelques mots d'amour' yani 'Birkaç aşk sözcüğü' (40 defa ama bu 'aşk' sözcüğünü fazla kullanmayın)
- Randy Newman'dan 'Living without you' (100 defa)
- Ludwig van Beethoven'den 'Kreutzer Sonat' (6 bin defa)"
Efkar Karması'na bizden de öneriler:
"- Mirkelam'dan 'Unutulmaz'
- Sezen'den 'Git' ve 'Kaybolan yıllar'
- Ajda Pekkan'dan 'Arkanı dön ve çık'
- Candan Erçetin'den 'Unut sevme beni'
- Timur Selçuk'dan 'Yollarımız burada ayrılıyor'
- Orhan Gencebay'dan 'Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum' (damardan)"
Aşkta "son" sarsıntınızın richter ölçeğine göre, kaçar defa dinleyeceğinize siz karar verin!
Ve Elhamra'da Karşı Sanat tarafından Türkan Şoray'ın sergisi...
"Her yaşam bir roman" bağlamında, "Türk ikonası" mesajının verildiği bu sergi, Türkiye insanının "Sultan tutkusu" için hormon salgısının hep süreceğini vurguluyor.
Görülmeli...