Savaş ortamında bunca haber kirliliği, yönlendirme ve toz dumanın altında kalan "ABD'nin özel birlik istemi" için gerçek nedir?
İsmail Cem, Bakanlar Kurulu'nda "ABD'nin dostlarına ve bu arada Türkiye'ye bir liste ileterek bunlar içinden hangi katkılarda bulunabileceklerini sorduğunu" söylüyor.
"Bu listede özel birlikler de var."
Fakat... Cem, "isteklerden biri için ABD'nin ısrarlı ya da dayatmacı olmadığını, bir takvime bağlanmadığını, ileriye dönük bir liste olduğunu" altını çizerek vurguluyor "bunlar için karşılıklı görüşmeye açıklar" diyor.
Ancak... Devletin doruğunda dar çerçevede çok özel ayrıntılara da giriliyor.
Örneğin... Taliban'a karşı savaşta önce ABD'ye sonra - belki - yöreye gönderilecek irtibat subayları grubu... (Kore Savaşı'nda da Türk tugayı Kore'de çarpışırken, Tokyo'da bir irtibat subayları grubumuz vardı. Şimdi emekli olan Orgeneral Ragıp Uluğbay, o grupta görev yapmıştı. Ama Washington'da ve yörede farklı irtibat grupları olabilir.)
Genelkurmay tarafından 50'şer kişilik 4 time "hazır ol" komutunun verilmesi...
Mehmet Ali Birand'ın Washington'dan bildirdiğine göre; ABD, - bir olasılıkla - biyolojik ve kimyasal silahlara karşı eğitimli birlikler de isteyebilir.
İşte Meclis'e sunulan "askeri güç gönderme ve bulundurma karar istemi"nin Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılmasının satıraraları...
Özel birlikler bağlamında bir gerçeği daha yansıtalım...
"Türkiye özel birlikleri, bir süredir zaten Özbekistan'da değil mi?
Orada eğitim vermiyor mu?
Türkiye, uzun süredir Taliban'a karşı savaş veren General Dostum'a ve yakın zaman önce öldürülen Ahmet Şah Mesut'a doğrudan destek vermiyor muydu?
Böylece, Taliban'a karşı kuzey ittifakından yana tavrını uzun süre önce koymuş değil miydi?
Onlar da Müslüman."
O halde... "İslam'a karşı İslam" söylemi, demagojidir.
Müslüman kuzey ittifakı ABD ile birlikte olduğuna göre, "hilale karşı haç" iddiaları da öyle...
İslam Konferansı'na giden Cem, bunları anlatacak.
Ayrıca yetki tezkeresinin TBMM'ye gönderilmesi, yadırganmamalı.
Cem'in hedefi; "Terörizmin gerekçesinin, dininin ve coğrafyasının olmadığını vurgulamaktır... Finans kaynağının sağlandığı, planlandığı, uygulamaya konduğu coğrafyaların hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ve teröre karşı küresel savaşım gerektiğini bildiriye koydurtmaktır."
Cem, böylece "bizi içeriden vuran terör örgütlerinin, bazıları komşumuz olan Arap ülkelerince korunmasını ve Batı ülkelerinden destek bulmasını" da çerçevenin içine sokmayı amaçlıyor.
Vahim hatalarla sapmalar yapmazsa, Türkiye'nin Afganistan için çizgisi doğru...
Buna karşılık... Terörle savaşın Irak'a, Yemen'e hatta Suriye'ye de yayılma olasılığı var.
İşte orada Türkiye için kritik olan süreç başlar.
Daha şimdiden K.Irak'ta Barzani ve Talabani "sadece kendi yörelerindeki özerk konumlarıyla yetinmeyip, tüm Irak'ı egemenlik altına almak" söylemlerinde bulunuyorlar.
Yanıbaşımızda bir Kürt Devleti'nin, hele böyle ihtiraslara sahip bir oluşumun ulusal yararlarımızla çatıştığı açıktır.
İran'ın G.Irak'taki Şii bölgesiyle bütünleşmesi ve yörenin büsbütün karışması, yıllarca çözülemeyecek sorunlar oluşturabilir.
Türkiye'nin daha yeni yeni canlanmaya başlayan ve 1 milyar dolara dayanan Irak'la ticareti, bir kez daha çökebilir.
Irak, petrokimya tesislerinin ve demiryollarının yeniden yapımını Türkiye'ye veriyor.
Eskişehir tesislerinde Irak için 8 lokomotif üretilmekte. Gerisi gelecek...
Suriye ile ticaret ve müteahhitlik hizmetleri, dönüm noktasında.
Türkiye, Körfez Savaşı kayıplarını bir kez daha mı tekrarlasın?
Ne karşılığında?