Yunanistan ABD’nin bir “garnizon eyaleti” gibi…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Dedeağaç’taki, ABD Deniz ve Hava üsleri için “Yunanistan’daki ABD üsleri o kadar çok ki Dedeağaç küçük bir kısmı. Yunanistan’ın tamamı Amerikan üssü” dedi.
Şöyle devam etti:
“Bunlar neden yapılıyor diye soruyorum kaçamak kaçamak cevap veriyorlar.”
HEDEF RUSYA
ABD’nin Yunanistan’ı üsleriyle doldurmasının nedeni dünyaya “hedef Rusya” diye açıklanmakta.
İkisi de NATO ülkesi olan Bulgaristan ve Romanya’ya kuvvet gönderebilmek için Yunanistan “Ana Üs” olarak tanımlanıyor.
Montrö Anlaşması sebebiyle kullanımı engellenen Boğazlar dışında “Yunanistan’daki üsler, Dedeağaç-Bulgaristan- Romanya” diğer seçenek.
Ukrayna ve Kırım hamleleri yapan Rusya’nın karşısına “caydırıcı” olarak bu seçenek konuyor.
Son tatbikatla da somutlaştırıyor.
İKİLİ ANLAŞMA
Peki…
Bütün bunların “NATO anlaşması” içinde yapılması mümkünken, ABD’nin Yunanistan’la ayrıca “ikili savunma iş birliği anlaşması” neden?
Üstelik bu anlaşmada ilk kez “Türkiye’nin tehdit oluşturduğu” ifadesi de yazılı olarak yer aldı.
Türkiye’nin Ege için Yunanistan’a dönük “kara sularını 12 mile çıkartmanız casus belli (savaş sebebi)” olarak kabul edilir kararı “ikili anlaşmada yer alan Türkiye tehdit oluşturuyor” ifadesinin referansı.
12 MİL HİKÂYESİ
Hatırlayalım…
Yunanistan 31 Mayıs 1995’te BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni kabul ederek “kara sularını 12 mile çıkardığını” açıklamıştı.
Bu kararın anlamı “Ege Denizi’nin yüzde 72’sinin Yunanistan egemenliğine geçmesiydi.”
Oysa…
Ege Denizi’nin statüsü, 1923 Lozan Antlaşması’yla belirlenmiştir.
1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’yle değil…
Lozan’a göre kara suları 3 mildir.
Yunanistan da imzacı taraf devletlerden biri olduğu Lozan Antlaşması’na uymalıdır.
KIRMIZI KİTAP
Öte yandan…
TBMM’nin “12 mil açıklamasına karşı aldığı karar metnini partilerin imzaladığını” da belirteyim.
Ayrıca “kara sularının genişletilmesi” sorunu “Kırmızı Kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde de “öncelikli tehdit” olarak yer almıştır.
DUBLE ÇILGINLIK
Topraklarını ABD güçlerine tamamen açmak…
ABD’yle “ikili savunma anlaşması” yapmak…
Bu tür ikili anlaşmaları Fransa, Mısır ve birkaç ülkeyle daha imzalamak…
Hatta…
Fransa’yla imzaları attıktan sonra “ABD’nin tek nükleer gücü artık arkamızda” söylemiyle Türkiye’ye aba altından sopa göstermek.
……………….
Bunların ötesinde Yunanistan “çılgınca silahlanıyor.”
Denizde, karada ve havada…
F-16’larını modernize etmenin yanı sıra Amerika’dan -Türkiye’ye verilmeyen- F-35’lerden satın almak için başvurdu.
Fransız savaş jetleri aldı.
Daha birkaç sene önce Ege’deki sahil koruma botlarına akaryakıt koyacak kadar bile parası olmayan, pandemi nedeniyle ikinci darbeyi de alan zayıf Yunan ekonomisi bu çılgınca silahlanmayı nasıl finanse edecek?
Ve…
Neden?
Emekli Amiral Dr. Cihat Yaycı “Ege ve Akdeniz’in çok yönlü sorunları için değerli akademik çalışmalara” imza atmıştır.
Cihat Yaycı bir kuşkusunu dile getirdi:
“Yunanistan daha önce ilan ettiği ama Türkiye’nin casus belli kararı üzerine uygulamaya koyamadığı kara sularını şimdi 12 mile çıkartma çılgınlığına kalkışabilir mi?”
Evet…
Yunanistan, silahlanma çılgınlığının üzerine kara sularını 12 mile çıkaran “çılgınlıkla” tüy dikmeye kalkışır mı?
Sırtını ABD’ye, Fransa’ya dayayarak “ateşle oynamayı” göze alır mı?
………………..
Dileriz yüz yıl önce kalkıştığı ve boy ölçüsünü aldığı oyuna yeniden heveslenmez.