Meslek büyüğümüz Abdi İpekçi çok ihtiyatlıydı.
Hiçbir zaman kesin konuşmaz, kesin yazmazdı.
“Beklenmedik bir gelişme olmazsa” gibi bir cümleyle başlardı.
***
Ben de Abdi Bey gibi bir giriş yapayım; “Eğer hiç beklenmedik bir gelişme olmazsa” kaydını düşerek, “görünen köyü” göstereyim.
Şunun şurasında birkaç gün kaldı.
Anayasa değişikliği ikinci turda da 330’un üzerinde oyla kabul edilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından onaylanır.
60 günlük referandum süreci “Resmi Gazete’de yayımıyla” birlikte başlar.
....................
Bir sonraki adım CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne “iptal başvurusudur.”
Gerekçe, Anayasa’nın emrettiği “gizli oy” hükmünün ihlal edilmiş olması!..
Gerçekten bu uyulması zorunlu bir “emredici” hükümdür.
Ancak...
Birinci turda özellikle AK Parti milletvekillerinin hatta bakanlarının bazıları “kabul” oyunu göstere göstere zarfa koymuşlardır.
İkinci turda da bu manzaranın tekrarlanması beklenmeli.
Çünkü...
Bu durum Anayasa ihlali gibi algılansa da “Müeyyidesi yok” denebilir.
Şöyle ki...
....................
Anayasa Mahkemesi’nin, anayasa değişikliği için iptal davalarına sadece şekilden bakma yetkisi var.
- “Değişiklik teklifinde en az 316 imza var mı?”
- “330 ve üzerinde oyla kabul edilmiş mi?”
- “İvedilikle görüşülmüş mü?” (Yani birinci turdan sonra hiç beklemeden ikinci tur oylamaya geçilmiş mi? Anayasa birinci tur ile ikinci tur arasına süre konmasını öngörüyor. Uygulanmakta olan “48 saat limiti” bu maddenin gereği olarak Meclis İçtüzüğü’nde düzenlenmiştir.)
***
Anayasa Mahkemesi bu üç şekil şartına bakar.
Eğer o şartlardan birinde eksiklik yoksa -esasa giremeyeceği için- “iptal başvurusunu” geri çevirir.
Ya...
Anayasa değişikliği oylamaları için Anayasa’nın “gizli oy” emredici hükmünün ihlali?
Bu da bir “şekil” şartı değil mi?
Anayasa hem “gizli oyu” emrediyor, hem de Anayasa Mahkemesi’nin iptal davasının kabulü için gerekli şekil şartları arasında sayılmış değil.
Ortada bir boşluk var.
Abdi Bey’den esinlenerek “Eğer beklenmedik bir gelişme olmazsa” diye başlayıp “Anayasa Mahkemesi sayılan 3 şekil şartının da tamam olduğu” gerekçesiyle “İptal başvurusunu geri çevirir” diye tamamlayayım.
Ve...
“Beklenmedik gelişme ne olabilir?”
Çok küçük bir ihtimalle Anayasa Mahkemesi kanunun yargıya verdiği görevi üstlenir mi?
Yani...
“Hakkında bir hüküm olmayan halde, mahkeme kendisi kanun koyucu olsaydı nasıl bir kanun maddesi vaz edecek idiyse, ona göre hükmeder” maddesini dikkate alır ve “gizli oy” hükmünü de “şekil” unsuru sayar.
Mı?..
Hiç sanmıyorum.
Ama...
Milliyet’in yıllarca başyazarlığını yapmış olan Abdi Bey referansıyla gene de -neredeyse- “yok” hükmünde bu ihtimale de işaret ettim.