Yol kazası olmasın

12 Mayıs 2001


<#comment>Daha bir gün önce Telekom ve Bankacılık Yasası'nda anlaşma sağlanmış, IMF'den de olumlu açıklamalar yapılmıştı.
Ecevit, mutlu sona işaret ediyor "inşallah bir yol kazası olmaz" diyordu.
Son 24 saatte Ankara'da, Hükümet, korkulan yol kazasını son anda fren yaparak atlattı.
Daha doğrusu "şimdilik atlatmış" görünüyor.
Telekom Yasa Tasarısı'nda iki kelimenin değişikliğinin yanı sıra, "bu yasanın Beyaz Saray yönlendirmesiyle çıktığı" yolundaki yayınlar MHP'de zaten varolan duyarlığı arttırdı.
Önümüzdeki saatlerde ya da günlerde zemin kaygan... Yol kazasının olmaması için sağduyu gerekiyor.

Yazının Devamı

Uzlaşma kültürü

11 Mayıs 2001


<#comment>"Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı değiliz."
Türkiye siyasetinde "liderler toplantısı" diye bir ortak akıl geleneği oluşmakta
Koalisyon partilerinin liderleri, çıkmaza giren sorunları kendi aralarında toplanarak çözüyorlar.
"Hükümet'in artık yolun sonuna geldiği" sanılırken dahi, 3 liderin uzlaşmasıyla bunalımlar çoğu kez böyle aşıldı.
İktidar ortağı partilerin tepelerindeki bu "uzlaşma kültürü", Bakanlar Kurulu'na, gruplarına ve örgütlerine de yansıyor. Tabii genelde...
Yoksa... Elbette bu saptamayla çelişen görüntüler olmuyor değil...

Yazının Devamı

Çivisi mi çıktı?

10 Mayıs 2001


<#comment>Türkiye'nin çivisi mi çıktı ne!
Bakınız şu görüntülere...
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün TELEKOM yasa tasarısını engellemeyi sürdürme nedeni, acaba "gönlünde hala MHP Genel Başkanlığı ateşinin sönmemiş olması" mı?..
O imza atmayacak... Güya "aman ne kadar da Milliyetçi" denecek!
Acaba Milliyetçilik, Türkiye'nin gerçek ulusal yararlarını engellemek midir?
Gelişmekte olan ülkeler için uluslararası finans kurumlarında şöyle bir ön yargı var:

Yazının Devamı

Kabak tadı

9 Mayıs 2001


<#comment>TELEKOM öyküsü, artık "kabak tadı" verdi.
Uluslararası kuruluşlarda Türkiye gibi gelişmekte olan ekonomilere yatırım danışmanlığı yapan bir uzman şöyle diyor:
"Dünya finans sistemi için aralarında TELEKOM'un da bulunduğu Derviş'in 15 yasası, ekonomi ile politikanın nihayet birbirinden ayrılmakta olduğunun işareti...Gelişmekte olan ülkelere yatırım yapacak olanlar için bu işaret, şeffaflık arayışlarına cevaptır. Uzatılmamalı."İşte TELEKOM Yasası'nın bir an önce çıkmasının önemi...

Dinlediklerimden diğer izlenimler şöyle:
"TELEKOM'un özelleşmesi için bugünkü fiyatlarla değerlendirmesi yapılacaktır."Burada şu unsurlar önemli:

Yazının Devamı

Derviş yasaları

8 Mayıs 2001


<#comment>Kemal Derviş "yasalara adeta hendek atlatıyor." Neden?
Siyasal Bilimci Doçent Doktor Ümit Cizre'ye göre:
"Bizdeki partiler kartel partileri... Liderleri de kartelci liderler...Çünkü... Bu partilerden en uzağı bile devlete çok yakın.Kartelin getirilerini (yani devletin getirilerini) ahbap - çavuş ilişkileri ile dağıtmaya ve ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmaya dayanıyor bu kartelci parti modeli.Bu sistemde, bir siyasi parti muhalefete geçtiği an bitiyor.Oysa dünyada bir kitle partisi modeli vardır.Bu modelde siyasetçi, toplumdaki yaygın destekten güç alır."(1)

Doç.Dr.Ümit Cizre, "kartel partileri" ve "kartel parti liderleri" gibi ilginç deyimler kullanmış.
Yukardaki satırlardan bazı kelimeler, değişebilir. Örneğin, "devlet getirilerini dağıtmak" yerine "devlet olanaklarını dağıtmak" söylemi daha gerçekçi.

Yazının Devamı

GS - FB - Feng Shui

6 Mayıs 2001


<#comment>Acaba Mustafa Denizli ve Lucescu'nun evlerinde, hangisinin sokak kapıları ve salonları güneye bakıyor?
Hangisinin kapıları ve salonlarının güneye bakan duvarları, kırmızı ya da tonlarında renge boyalı?
Hangisinin yatak odasının duvarları sarı renkli?
İkisinden birinin uğur rakkamı 9 mu?
Hangisinin salonunun kuzeye bakan kısmında akvaryum ya da içi berrak su dolu vazo var?
Hangisinin evi denize ya da göle bakıyor?

Yazının Devamı

Medya ve siyasetçi

5 Mayıs 2001


<#comment>Sabahattin Ali, Sinop Cezaevi'nde yazdığı "başın yere eğilmesin... Aldırma gönül aldırma" dizeleriyle gönüllerde yaşıyor.
Söz suçlusu(!) Sabahattin Ali, cezaevinde olmadığı zamanlar çoğu kez kaçaktı...
Zekeriya Sertel "HATIRLADIKLARIM" adlı kitabında anlatır:
"Gene kaçak yaşadığı günlerde dayanamaz ve bir akşam tanınmayacağını sanarak Beyoğlu'ndaki ünlü Taksim Gazinosu'na gider.Bakar ki, büyük salonda nal şeklinde ziyafet masası kurulmuş.Masanın baş köşesinde zamanın valisi Lütfi Kırdar...Göz göze gelirler.Sabahattin şaşırır.Ama artık dönmek de olanaksız.Vali Kırdar, Sabahattin'i tanır, sofrasına davet eder.Bunun üzerine Sabahattin Ali 'oldu olacak teslim oluyorum, tevkif ettiriniz' der.(Çünkü hakkında 5 tevkif müzekkeresi çıkmıştır, polis her yerde onu aramaktadır.)Vali Lütfi Kırdar güler.'Sabahattin, ben valiyim polis değil. Hele otur, misafirim ol' der. Saatlerce yenir, içilir, sohbet edilir. Gece bittiğinde de Vali Kırdar, maiyet polisini çağırır 'Sabahattin Bey'i istediği yere kadar götürünüz' emrini verir."İşte yazara, çizere gösterilen nezaket ve saygı...

Yazının Devamı

"B" planı

4 Mayıs 2001


<#comment>Sular bulanınca, Ankara, "yeni Hükümet modellerini" konuşmaya başladı.
"DSP'den koparılacak milletvekilleri" ilk hareket noktalarından biri...
Erdal İnönü, bir süredir sosyal demokrat kesimin önde gelenleriyle konuşuyor.
Dün de bir zamanlar aynı parti yönetiminde çalıştığı DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ve CHP eski Genel Başkanı Murat Karayalçın'ı dinledi.
Dışa yansıyan hava şu:
"Erdal İnönü, bugün - yarın yeni bir parti oluşumunu açıklayabilir.İnönü 'seçimlere kadar partinin başında olacağını' söyler.Ama... Daha sonrası için genç bir lider adayını şimdiden ilan eder.Batı demokrasilerinde, örneğin Almanya'da böyle uygulamalar var.Özellikle DSP'nin son kurultayındaki ortamdan rahatsız olan bazı milletvekilleri, Erdal İnönü'nün kuracağı partide yer almaya hazır.Ama... Erdal İnönü'nün kararı henüz netleşmiş değil."

Yazının Devamı