Güneri Cıvaoğlu

İsveç’in NATO’ya girebilmesi için Türkiye’nin öne sürdüğü şartlar Stockholm’ü karıştırdı.

349 üyeli İsveç parlamentosunda Kürt kökenli 8 milletvekili var.

Bunlar iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’yi sıkıştıran tavırları paylaşıyor.

Örneğin…

İran doğumlu eski bir peşmerge olan bağımsız milletvekili Amineh Kakabaveh sosyal demokrat hükümeti “bir sonraki bütçe için oy vermemekle” tehdit etmekte.

Le Monde’a göre Kasım 2021’de Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi “bu Kürt kökenli milletvekili Kakabaveh’in Türkiye’ye iadesini” istemiş.

Kakabaveh birkaç oyluk destekle ayakta durabilen sosyal demokrat iktidarla meğer bir anlaşma yapmış.

“Kakabaveh hükümete destek verecek… Buna karşılık hükümet de Suriye’deki Kürt Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile iş birliğini güçlendirecek…”

Haftaya noktayı birkaç konulu “ufuk turuyla” koyalım. 

Önce bir soru... 

“Demokrasi adına bombaların altında öldüklerini görmektense çocukların diktatörlükte yaşamalarını tercih ederim. Ya siz?” 

Bu soru İtalyan’ın Rai 3 televizyon kanalında Profesör Alessandro Orsini tarafından yöneltildi. 

Orsini, LUISS Üniversitesi’nde profesör. 

“Terör sosyolojisi” uzmanı. 

Üniversitenin “terör gözlem evi”ni yıllar boyu yönetti.  

Pazarlama becerisini yüceltmek için bir Amerikan söylemi şöyledir: “Öküz b.kunu altın diye yutturmak…”

Siyaset için de geçerlidir.

İşte Hollywood’da filmi de yapılan bir örneği.

……………

Ekonomi çöküp milyonlarca insan işsiz kalınca, Yeltsin’e karşı siyasi hareket başladı. Parlamentoda iki cephe oluştu. Yeltsin’e karşı olanlar üst üste önergeler vererek Yeltsin’i görevden almaya çalışıyorlardı.

21 Eylül 1993’te Yeltsin, televizyona çıktı, ulusa seslendi.

Parlamentoyu kapattığını duyurdu. Yeni seçimlere kadar ülkeyi, özel yetkilerle kendisi yönetecekti.

ABD’nin övdüğü örnek demokrat Yeltsin, muhalefete dayanamayıp parlamentoyu kapattığını duyurduğu günün hemen ertesinde Rus parlamentosu toplandı. Yeltsin görevden alındı, yerine yardımcısı atandı.

Türkiye’nin NATO üyeliği için “aba altından sopa gösteriliyor.”
Bir üyenin kendi iradesiyle örgütten çekilmesini düzenleyen “NATO tüzüğünün 13. maddesinin yeniden yazılması” önerileri var.

Yani “13. maddeye, bir üyenin kendi istemese bile NATO’dan çıkarılması koşullarını da düzenleyen ek yapılması!..”

İçeride de bu doğrultuda bazı söylemler var.

Sonuncusu ve -elbette ağırlıklı olanı- MHP lideri Devlet Bahçeli’den…

Bahçeli “NATO’suz yok olmayız” dedi.

Dünkü gazetem Milliyet’te yayımlanan söylemi şöyle:

“Kimsenin Türkiye’yi tehdit ederek terör örgütü PKK/YPG’yi İsveç ve Finlandiya üzerinden NATO’ya fiili ortak yapmaya asla teşebbüs etmemesi gerekir.

Okuduğum yazının başlığı “Vladimir Putin hasta mı, hatta ölüyor mu?..”

………….

NEW LINES MAG’da yayımlanan haber/analizin yazarı Michael Weiss…

Son aylarda bütün dünyada adı en fazla tepkiyle anılan, çocukların, kadınların, yaşlıların da ölümlerinden sorumlu görülen bir otokratın bile ağır hastalık haberlerini yansıtmak “duyarlı” olduğum konudur.

O nedenle, şahsi yorumumu katmaksızın, sadece yayımlanmış, “kamuya açık satırları” yansıtıyorum.

……………….

Batılı bir büyük iş adamı NEW LINES MAG’a 11 dakikalık ses bandı sızdırdı.

Ses kaydı mart ayının ortasında gerçekleşmiş.

Macron Fransa Başbakanlığına Elisabeth Borne’yi getirdi. Böylece dünyada kadın başkan ve başbakan sayısı 18’e ulaştı.

Son yıllarda artan sayıda kadın başkan ve cumhurbaşkanına rağmen gene de dünya genelinde sadece yüzde 10’u yansıtıyorlar.

Cinsiyet eşitliği için hiç de umut veren bir oran değil.

Oysa…

Cinsiyet eşitliğinin, politik, ekonomik ve sosyal gelişim alanlarında çarpan etkisi bulunuyor.

Bu çok önemli… Ayrıca…

Kadınlar devlet ve kurum yönetiminde “duygusal zekâları” nedeniyle de “artı” donanıma sahipler.

Şu anda aktif olarak başkan ve başbakan olan kadınları yazıyorum…

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Hırvatistan da karşı çıktığını açıkladı.

Hırvatistan Cumhurbaşkanı Zoran Milanoviç “ülkesinin NATO daimi temsilcisine HAYIR oyu talimatı vereceğini” söyledi.

Ama…

NATO’da konuşulan ve dünya medyasında tartışılan “Türkiye’nin HAYIR oyu…”

Hırvatistan’ın olumsuz tavrı “genel bakış” içinde birkaç satırla geçiştirilmekte.

Oysa…

Hırvatistan da ciddi bir sorun ortaya koymakta.

Bosna-Hersek seçimlerinde Hırvatların eşitliğini istiyor.

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nda bir “Atatürk ve gençler” anısı… (Falih Rıfkı Atay’ın “Çankaya” kitabından)

………………

29 Ekim 1938…

Atatürk’ün hastalığı ilerlemiştir.

Yorgundur.

Dolmabahçe Sarayı’nda istirahat halindedir.

“Cumhuriyet Bayramı geçit töreninde bulunmak” için Ankara’ya gidip gitmemesi konuşulduğunda şöyle demiş:

“Bu zayıf halimle Ankara’ya gitmekte bir fayda görmüyorum.