Washington Post, Amerika’da “Başkan düşüren” gazetedir.
Washington’daki bütün senatörlerin Temsilciler Meclisi üyelerinin (milletvekili), büyükelçilerin her sabah güne bu gazeteleri okuyarak başladıkları bir gerçektir.
Dünkü Washington Post’ta yayımlanan şu satırları sizin de ilginç bulacağınızı düşünerek yansıtıyorum.
Elbette ABD, Erdoğan’ın iktidardan düşüp düşmeyeceğini görmek için bekleyebilirdi. (Nisan 2023 seçimlerini demek istiyor. G.C)
Ancak...
Bir sonraki hükümetin - Ukrayna savaşında iyi bir güvenlik ortağı olacağının- garantisi yok.
Erdoğan Türkiye’si ile ABD’nin aralarında bildiğimiz sorunları olmakla birlikte gene de şu süreçte anlaşma yapılabilir.
Sınırlı diplomatik zamanını ve enerjisini, Suudi Arabistan gibi daha az katkısı olabilecek ortaklara harcamak yerine, Biden yönetimi burnunu kırıp Türkiye ile ilişkilerini geliştirmeye yoğunlaşsa daha iyi olur.
Çocukken gözümüze dayadığımız ve çevirdikçe içinde rengârenk, farklı görüntüler çıkan “kaleydoskopu” hatırlayın.
Madrid’deki NATO Zirvesi sonrası oluşan görüntüler de çevirdikçe ve farklı açılardan bakıldıkça değişiyor, çoğalıyor.
İşte o görüntüler demetinden not defterime yazdığım izlenimler…
…………….
ABD’nin saygın gazetesi Washington Post, Başkan Biden’ın Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a
şu sözlerini yansıttı:
“Finlandiya ve İsveç’i NATO’da bir araya getirmekteki katkınız, tahıl stoklarını Ukrayna ve Rusya’dan çıkarmak için yaptığınız tüm inanılmaz işler için özellikle teşekkür etmek istiyorum.”
İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmalarına, Türkiye’nin blokajı kaldırması, birinci derecede ilgili olan İskandinavya’daki Kürtler arasında nasıl karşılandı?
İsveç’te yaklaşık 100 bin Kürt var.
Madrid’deki 4’lü zirveden çıkan sonuç onlar arasında nasıl yankılandı?
Bu sorunun cevabı turnusol kâğıdı gibidir.
Olayın rengini ortaya koyar.
……………
Dünkü
Le Monde gazetesi
G7 liderlerinin Bavyera Alplerindeki üç günlük toplantılarının ilk günü, ilk dakikaları…
İngiltere Başbakanı Borris Johnson gülerek “ceketlerini çıkarıp çıkarmayacaklarını, hatta daha fazla soyunup soyunmayacakları” sorusunu ortaya atıyor.
Ardından…
Mizahı şöyle sürdürüyor:
“Putin daha sert olduğumuzu anlamalı. Ona biz de göğüslerimizi göstermeliyiz!”
The Guardian gazetesine göre “Putin’in maço imajıyla G7 liderlerinin alayı” böylece Johnson tarafından başlatılıyor.
Kanada Başbakanı Justin Trudeau “üstümüz çıplak ata binelim” önerisinde bulunuyor.
Böylece
Ukrayna’da savaş, NATO zirvesi, G7 toplantısı…
Bunların hepsi “küresel azı dişi” gibi konular!..
Ama…
Toplumların gündeminde birinci madde “fiyatlar…”
Özellikle -iktidarların halka hesap verme zorunluğu olan- demokrasilerde önceliği de bu bağlamda “enflasyon” oluşturuyor.
……………..
Saygın Fransız gazetesi Le Monde’a göre “fiyatların etkilerini sınırlamak” Avrupa devletlerinde bir numaralı önceliği haline geldi.
“Acil sosyal yardım, daha düşük KDV, daha düşük yakıt vergileri”
AB’nin zirvesindeki en güçlü iki isimden biri olan, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “sarı ceket ve mavi bluz” giymişti.
Ukrayna bayrağının renklerini temsil eden bu giysiyle umut veren bir açıklama yaptı.
“Ukraynalıların bizimle Avrupa rüyasını yaşamasını istiyoruz” dedi.
Böylece Ukrayna’nın AB’ye “tam üyelik aday statüsü” açıklanmış oldu.
Bu noktaya gelmek hiç de kolay değildi.
Özellikle Fransa, İtalya, Almanya gibi AB’nin öncüsü “Troyka” epey direnmişti.
Bu üç ülkenin de Rusya’yla ciddi ekonomik bağları var.
Rus gazı petrolü ise tereddüdün ana kaynağı.
Tatsız bir haber için yazıya şöyle gireyim.
Kolej müdürü bir erkek öğrencinin babasını davet eder.
Ona sorar:
“Beyefendi oğlunuzla ilgili bir iyi, bir kötü haberim var. Önce hangisini söyleyeyim?”
Zavallı baba “Önce kötüsünü söyleyin lütfen müdür bey” der.
Müdür kötü haberi verir:
“Oğlunuz gay…”
Baba şaşırır,
Suudi Arabistan Veliaht Prensi MbS (Muhammed bin Selman) Ankara’da…
All Arab News’a göre, “MbS’nin Kahire ve Amman’daki görüşmeleri ilginç ve önemli.
Ancak Ankara’da Erdoğan’la görüşmesi büyüleyici olacak…”
Gerçekten “tarihi” bir yakınlaşma.
The Arab Weekly şu ince ve kritik ayrıntıya işaret etti:
“Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi bağlamında, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘operasyonun Suudi hükümetinin en üst seviyeleri tarafından emredildiğini’ söylemişti.
Prens MbS’yi asla isimlendirmedi.”
Bu hassas ayrıntı Erdoğan’ın Suudi Arabistan’a ziyaretinde ve Veliaht Prens MbS’nin İstanbul’a gelişinde yeniden yakınlaşma sürecinin şansı…