1950’li yıllarda nüfusun büyük çoğunluğu kırsaldaydı.
DP köylü nüfusa oynamıştı.
Hatta o dönemde “Çarıklıyla sarıklı bizden. Her seçimi alırız” görüşü vardı.
Kırsala dönük siyasetin söylemleri ağır basıyordu.
Evet...
İktidardaki Bayar ve Menderes’in DP’si (Demokrat Parti) seçim propagandalarında “Köylere yol” diyordu.
Sonraki yıllarda “yol” vaadine “su” eklendi.
“Elektrik”
Küresel “Pazartesi sendromu” diye bir psikoloji vardır.
Hafta sonunun tatil rehavetinden iş hayatına sert geçişin ilk günü “bedenlerin, zihinlerin” spontane direnişidir.
Hatta...
Bir şehir efsanesi olarak Avrupa’da, Amerika’da otomobil alacak olanların “aracın imalat gününü araştırdıkları, pazartesi üretilmiş arabaları almadıkları” yıllarca konuşulmuştur.
Seçim zamanları başka ama genelde yazı işlerindekilerin en zor gazete hazırladıkları gün pazardır.
Çünkü...
Siyasetçiler de genellikle aileleriyle beraber olurlar, gazeteler haber bulmakta zorlanır.
.......................
Şeffaf Oda’da konuklarım; “Hep Beraber Deliriyoruz” şarkısıyla Gökçe ve “Kalbin Temizse Hikâyen Mutlu Biter” adlı ikinci kitabıyla Hakan Mengüç.
İkisinin bir arada konuk olması tesadüf değil. İkisi de bir yolculuğa çıkmış, yaşam tarzı belirlemiş. Gökçe Marmaris’e köy hayatına, Hakan sufi dünyasına göç etmiş. Gökçe bateri çalıyor, Hakan ney üflüyor...
......................
Gökçe, müzisyen olan babasıyla ilk kez Şeffaf Oda’da bir TV programında...
Babası ona gitarıyla eşlik ediyor.
Ünsal Dinçer aynı zamanda Candan Erçetin’in de gitaristi.
Programa Gökçe’nin son single parçası “Hep Beraber Deliriyoruz” ile başlıyoruz. 80’li yılların çok sevilen “Deli Deli”si ile birleştirerek oluşturmuş bu şarkısını. Gökçe’nin ilk çıkış şarkısı “Tuttu Fırlattı” da eğlenceliydi.
Onun şarkıları hep hareketli.
ESKİ söylenti ısıtılarak yeniden dolaşımda:
“11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski bakan Ali Babacan parti kuruyorlar.”
Bunun için “31 Mart seçim sonuçlarını” bekliyorlarmış.
Söylentinin bir başka türevi Davutoğlu’nun ayrı, Babacan’ın ayrı partiler kurma sürecinde oldukları...
Ama bunlar birleşebilirmiş...
Abdullah Gül’ün bu oluşumların hangisinde yer aldığı /yer alacağı açık söylenmiyor.
İlginç olanı ise adı geçenler tarafından henüz bir “yalanlama” yapılmamış olması.
.........................
Kemal Kılıçdaroğlu’nu indirmek için mevzi tutanlara kötü haber...
Önce bir hatırlatma...
31 Mart’ta CHP “kayıpları” oynayacak ve “olağanüstü kurultay” istenecek.
Ve...
Genel Başkanlıktan aşağı alınacak.
Hesabın bu olduğu, siyasetle biraz ilgili olan herkesin bildiği gerçek.
.....................
Ancak...
Seçimlere 31 gün kaldı.
Tam tamına 1 ay...
Bazı gözlem notlarımı yansıtayım.
....................
Bu yerel seçimlerin başlıca özelliği AK Parti ve CHP oylarının sıçramalar yapacak olmasıdır.
Her iki parti için de asıl oylarından daha yüksek rakamlar, oranlar çıkabilir sandıklardan.
Neden?
Çünkü...
Pazartesi akşamı Vehbi Koç Ödülü gecesi vardı.
Merhum Vehbi Bey sevgi ve saygıyla anıldı.
Giriş öncesi yakalarımıza üzerinde “Üstümüze vazife” yazılı birer rozet takıldı.
Bu her yıl verilen ödülle ifade edilen “yılın en iyisini seçmek ve değerlendirmek” geleneğinin ifadesi.
“İyileri” bulmak, seçmek, değerini bilmek, değerini anlatmak hepimizin “üzerine vazife” olmalı.
“Durup dururken başımıza iş çıkarma...”
“Üstüne vazife mi, sana ne?..” türünden “aman, karışmayalım, karıştırmayalım” gibi “görme, duyma, söylemeyi” oynayan “üç maymun” olmak... Etliye sütlüye karışmamak.
Dilimize girmiş, dokularımıza sokuşturulmuş bigânelik psikolojisinin tersine bir tavırdır
Sayın Vehbi Koç kaybının yıl dönümünde dün anıldı.
Her yıl olduğu gibi, Vehbi Koç Ödülü açıklandı ve düzenlenen gecede sunuldu.
Eğer bizi bir yerlerden görüyorsa bu yıl da gülümseyerek bu seçimi onaylamış olmalı.
.....................
Vehbi Bey’i “yakından tanıyabildim” diyecek kadar şanslıyım.
Yeniköy’deki evlerimiz arası 80-100 metreydi.
Sık sık hatta neredeyse her hafta sonu eşimle birlikte yemeğe çağırırdı.
“Saat 19’dan evvel gelin, haberleri birlikte dinleriz”