"Seninle Başım Dertte, Gitme Sana Muhtacım, Alışmak Sevmekten Daha Zor, Ben Sevdalı Sen Belalı, Özledim..."
Evet... Şeffaf Oda’da bu hafta konuğum Selami Şahin... “Semi Caz Orkestrası” eşliğinde bizi bizden alacak Selami Şahin şarkıları...
Programa onun ilk bestesiyle başlıyoruz..“Sen Mevsimler Gibisin...” Bu şarkısıyla Altın Kelebek Yılın Şarkısı ödülünü de almış. Selami Şahin, Hatay’ın köylerinden birinde doğmuş. Orada Arapça konuşuyormuş. Annesi de Mısırlı. O yüzden Türkçe’yi ilkokul başladığında öğrenmiş.
Köylerinde yalnızca ilkokul varmış. O yüzden daha fazlasını okuyamamış. Öğretmeninin sesini fark etmesiyle müziğe yönelmiş.
İlk enstrümanı “dilli kaval...” Notaları kendi başına öğrenmiş.
İlk öğrendiği notlar “Si La Mi...” Tıpkı “Selami” der gibi...
.................
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Muğla’da konuştu.
Muğla kendisinden ünlü ve özellikle yaz aylarında 15 misli nüfuslu Bodrum, Marmaris, Fethiye, Dalaman/Köyceğiz, Datça, Cumhurbaşkanlığı Yazlık Köşkü’nün de bulunduğu Gökova demektir.
Yani...
Türkiye’nin yüzük taşıdır.
Bir ucundan diğer ucuna iki, iki buçuk saatte ancak gidilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, işte bu özgül ağırlığı olan bölge insanının açık sinir uçlarına dokundu.
Su, yol, doğal gaz...
...................
Deniz Baykal dün TBMM’de “milletvekili yemini” için kürsüye tekerlekli sandalyede geldi.
Yemin kelimelerini güzel ve fonetik olarak doğru telaffuz etmekle birlikte -ancak onu iyi tanıyanların fark edebileceği- bazı dil kaymaları vardı.
Onu, ilk gençlik yıllarından tanıyan dostu, arkadaşı olarak içim sızladı.
Hayat dolu, neşeli, çalıştığımız derginin matbaasının bulunduğu Ulus Rüzgarlı Sokak’tan Kızılay’a kadar yürüyerek geldiğimiz Ankara günlerimizi hatırladım.
Öte yandan...
“Şükrettim...”
Geçirdiği o beyin kanaması, pıhtı nedeniyle öylesine büyük bir hayat riskini atlattığı, hayata tutunduğu, Meclis’e gelip yemin edecek iyileşmeyi gösterdiği için “Allah’a şükür...”
.......................
İYİ Parti Mersin Belediye başkan adayının adını İYİ Parti Mersin İl Başkanı seçim kuruluna bildirmemiş.
Zaman dolduğu için artık İYİ Parti’nin Mersin Belediye Başkan adayı yok.
Olacak şey mi?
Daha da garibi, İYİ Parti Mersin İl Başkanı bu ismin aday olmasına karşıymış.
“Belki de bu nedenle bildirimi zamanında yapmamış olabileceği” konuşulmakta.
Oysa...
Seçim kuruluna aday bildirimini Parti İl Başkanı’nın yapması zorunluluk değil.
Partiden bir başkasını da görevlendirmek yasal olarak mümkünmüş.
Bir yılbaşı günüydü.
Bülent Ecevit çaya davet etmişti.
Ankara Oran Sitesi’ndeki mütevazı apartman dairesindeydik.
12 Eylül’ün yasak koyduğu liderlerle birlikte onun da siyaset yapma, seçilme hakkı referandumla kalkmıştı.
Demirel, Türkeş, Erbakan partilerine dönmüşlerdi.
Ecevit ise kapatılan CHP’nin yerine kurulmuş bulunan “SHP’yi aklından bile geçirmediğini ve yeni bir parti kuracağını” açıklamıştı.
Adı “Demokratik Sol Parti” olacaktı; “DSP...”
......................
Fırat’ın doğusunda “güvenli bölge” mi, “tampon bölge” mi?
Türkiye birincisini yıllardır önermekte.
Koşulu da şöyle:
"Fırat’ın doğusundan Irak sınırına kadar kuzey sınırında en az 30-40 km derinlikte bir alandan PKK’nın -hangi adla olursa olsun- türevlerinin çıkarılması...
Güvenliğinin TSK tarafından sağlanması.
PKK ve türevleri tarafından uzaklaştırılmış Kürt, Arap ve diğer etnisitelerin evlerine dönmeleri.
Sosyal dokunun eski haline getirilmesi...
Ağırlıklarına göre bütün etnisitelerin temsil edildiği bir geçici yönetimin kurularak, Suriye devlet ve toprak bütünlüğü sağlanıncaya kadar bu durumun sürdürülmesi..."
ŞEFFAF Oda’da konuklarım Gülden Mutlu ve Saffet Emre Tonguç.
Neden ikisi bir arada? Saffet Ayrıcalıklı Rotalar-Türkiye kitabı, Gülden Mutlu da Kandırmışlar Aşk Diye single’ı için... Ama bunların ötesinde bir ortak nokta daha var onları bir araya getiren…
İkisi de seyahat âşığı...
Saffet Emre Tonguç seyahat yazarı ve rehber. Gülden Mutlu da bir gece önce karar verip,
ertesi gün seyahate çıkıyormuş.
Gülden Mutlu deniz âşığı... “Suyun iyi geldiğini hissediyorum” diyor.
Gülden Mutlu’yu ilk olarak “Yatsın Yanıma” şarkısıyla tanıdık. Programa da o şarkıyla başlıyoruz. Gülden sesi ve görüntüsüyle
Soçi’de Türkiye, Rusya ve İran liderleri toplanarak “Suriye” konusunda ağırlık koyarken, bir karşı ağırlık da Amerika oluşturdu.
Bu ikincisinin de konusu “Suriye’yi de kapsayan Ortadoğu’nun yeniden düzenlenmesiydi.”
Fakat asıl dikkat çekici özelliği “27 yıl sonra ilk kez İsrail ve Körfez ülkelerinin bu toplantıda bir araya gelmeleri” oldu.
Gerçi...
İsrail Netanyahu’nun katılımıyla Başbakanlık düzeyinde temsil ediliyordu ve buna karşılık başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri sadece bakan düzeyinde kalmayı vitrin için daha uygun bulmuşlardı ama gizlisiz saklısız bir araya gelmeleri önemliydi.
Nisan ayında İsrail seçime gidiyor.
Seçim sonrası Trump’ın damadı Jared Kushner tarafından geliştirilen ve “Yüzyılın Planı” diye nitelenen bir “yeni barış planı” Arap ülkelerine sunulacak... Daha doğrusu, “dayatılacak.”