ESAD‘ın “sona doğru yaklaştığının” işaretleri var. “Esad ve ailesinin Güney Amerika’ya sığınmaları” için nabız tutulması bunlardan biri.
Diğeri ve daha önemlisi Esad rejiminin “kimyasal silah kullanmaya başladığı, bunun daha yaygınlaşacağı” yolundaki iddialar.
O iddiaları, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un “kimyasal kullanılması kırmızı çizgimizdir” açıklamasıyla birlikte okuyun...
Putin’den “Esad’ın avukatı değiliz” söylemini de ekleyin...
Üçünün üst üste gelmesi Esad için “hayra alamet” değil.
Sonu gelen Ortadoğu liderleri için “kimyasal silah stokları, kimyasal kullanmak, nükleer silah hazırlığı” iddiaları netamelidir.
Saddam Hüseyin Irak’ının işgaline gerekçe de böyle iddialar değil miydi?
..........................
Daha önceleri aynı gerekçe Arap lideri Cemal Abdul Nasır için de yoğun bir kampanyaya dönüşmüştü.
Mart 1963’ten başlayarak İsrail ve batı gazetelerinde şok raporlar yayımlanıyordu.
Çoğunluğu eski Nazi olan Alman bilim adamları, Mısır’da ölümcül silahlar üretiyorlardı.
Biyolojik, kimyasal, nükleer ve radyoaktif silahlar hazırlanıyordu.
Zehirli gaz, korkunç mikroplar, ıslık sesiyle yolunun üzerindeki her şeyi yakıp kavuran katil ışınlar, atomik silahlar ya da ölümcül radyasyon yayan radyoaktif atıklarla dolu savaş başlıkları geliştiriliyordu.
Bölge havası en azından 90 yıl boyunca zehirden kurtulamayacaktı...
Bunlar abartıydı elbette.
Ama...
Büsbütün gerçek dışı da sayılmazdı.
Mısır Devlet Başkanı Nasır çoğunluğu eski Nazi olan Alman bilim adamlarına, “radyasyon yayacak silah ve kimyasallar, Almanya’daki bazı özel santrifüjlerde yüzde 90 zenginleştiril-miş uranyum üretmek, nükleer başlıklar yapmak, füzelere güdüm sistemi geliştirmek” görevini vermişti.
Ancak...
Çabalar istenen sonuca varamadı.
Fazla etkili olamayacak basit silahlar üretilebildi.
Bunlar da kampanya için yetmişti.
Sonradan Mısır’ı yeterince yıprattığını gören İsrail bu kampanya yüzünden Almanya ile açılan arasını düzeltmek için adımlar attı.
.............................
Şimdi...
Sıradaki isim Beşar Esad...
İpinin çekilmesi için başta Amerika, tüm küresel aktörlere gerekçe oluşturacak “kimyasal” dosyası açıldı.
49 yıllık hanedan sarsılmakta.
8 Mart 1963’te ordu hükümeti devirmiş ve Suriye’de Baas Partisi iktidara geçmişti.
O hükümetin Savunma Bakanı, Suriye Hava Kuvvetleri Komutanı General Hafız Esad’dı.
Aynı yıl temmuz ayında bir darbe daha...
Bu kez General Hafız Esad Devrim Konseyi ve Devlet Başkanı...
49 yıldır Suriye’yi demir yumrukla yöneten “Esad’lar hanedanı” böyle başlamıştı.
Daha önce Nasır’ı zorlayan, Saddam Hüseyin’i noktalayan “kimyasal kullanmak” gerekçesi, Beşar Esad’ın da ayağına dolaşmakta.
.............................
Bir sonrası İran mı?
İşaretler öyle.
İran için de netameli “kimyasal stokları ve nükleer silah üretimi” gibi dosyalar bir süredir havada uçuşmakta.
Ortadoğu “akut” sorunlu coğrafya.
Sürekli acı üretiyor.
Tekin yer değil.
Her yeni sorun, tıpkı rüzgarla yayılan nükleer tozlar gibi bizim sınırlarımızın içine de sürükleniyor.
Ne yapalım ki bu coğrafyanın, bu toprakların insanlarıyız.
Büyük ve güçlü kalmak zorundayız.
...........................
Not: Bilgi için MOSSAD. İsrail Gizli Servisi’nin ilk kez günyüzüne çıkan büyük operasyonları. Michael Bar-Zohar ve Nissim Mishal. Koton Kitap 2012.