Ameliyat ve hastane günleri sonrası yazılara “dünya süper büyüğünün başına bir kadının geçmesi olasılığıyla” başlayayım.
Beyaz Saray’a topuk seslerini dinlemekte olduğumuz Kamala Harris’in ömür boyu yoldaşı olduğu “Alpha Kappa Alpha” Siyah Kız Kardeşler adlı üniversite örgütü CNN’e göre Kamala’nın “gizli silahı.”
Onun erken lansmanını desteklemek için en iyi konumda olan başka bir ağ olamaz…
CNN anketine göre Demokrat Parti’nin hala en geniş seçmen tabanı siyah kadınlar.
Kamala Harris de işte yıllardır siyaset yapan, önemli konumlara gelmiş bulunan bu güçlü damar sistemiyle dayanışma içinde.
………………….
Fransa uçurumdan önceki son çıkışta “aşırı sağ iktidarı sandığa gömdü.” Macron “aşırı sağın oylarını katlayarak Avrupa Parlamentosu seçimlerini kazanması” üzerine daha o gece hemen milletvekili erken seçimine gidileceğini açıklamıştı.
Büyük kumar oynamıştı.
Pazar günkü seçim gösterdi ki milletvekillerinin 3’te 1’i seçilemedi. “Oynadığı kumarda, kendisinin ve partisinin kaybettiği” yorumları var.
Bence devlet adamı kumaşından bir liderin vatan sorumluluğu örneğini verdi.
Partisi iktidarı kaybetmiş görülse ve kendisi de farklı bir parlamento çoğunluğuna dayanan bir Başbakanla çalışmak zorunda kalsa bile Fransa’yı kurtardı. Fransa milleti büyük çoğunluğu sağduyu ortak paydasında birleşti. DNA’sında Nazi tortuları olan aşırı sağ iktidarın pençesine düşmedi.
İkinci Dünya Savaşı sonrasından bu yana “aşırı sağı iktidara getirmemek ve bunun için diğer partilerin ittifak kurmaları” geleneğini sürdürdü.
Vatanını önceleyen Macron’un
Küresel raflarda yıllardır çok satan kitap “Futbol Sadece Futbol Değildir”in yazarı Simon Kuper, Financial Times’da bu kez “Futbol, Nadiren Sadece Futboldur” başlığıyla gene ilginç bir yazıya imza attı. Turnuva direktörü eski Alman kaptan Lahm ise “Spor her zaman en azından dolaylı olarak politikadır” dedi.
Euro 24’ün şampiyon adayları arasında gösterilen Avusturya’yı devirdiğimiz iki golün ilahı Merih Demiral’a“iki maç cezaya” bu söylemler ışığında da bakılmalı. Satırlarımı Türkiye-Hollanda maçının oynanmasından altı saat önce yazmaktayım.
Ve…
Merih “keşke bozkurt işaretini yapmasaydı” diye düşünüyorum.
“Aşırı sağ siyasi mesaj” diye algılanmasın Merih’in ve diğer bütün Milli Takım topçularının bir siyasi partinin değil, 85 milyon Türk’ün sahadaki temsilcileri olduklarına, Avusturya zaferinin 85 milyon Türk’e adandığına inancım bu düşüncemin asıl nedeni. Tüm yüreğimle akşam için bir mucizenin duacısıyım.
Ama…
A
Hazırlık maçında 6-1 yenildiğimiz Avusturya Milli Takımını Euro24’te devirdik. Çeyrek finale kaldık.
O gece her 10 yurttaşımızdan 7’si bu maçı izliyordu. Reyting rekorları kırılıyordu.
2 golümüzü de atan Merih Demiral “gecenin yıldızıydı.”
Aslında 90+5’te mucize bir kurtarışa imza atan Mert Günok’la birlikte “iki yıldız” demek daha doğru olur.
Şimdi Merih’in tribünlere “bozkurt” işareti, “aşırı sağ siyasi mesaj” iddiasıyla ekranlarda, gazete sayfalarında…
Almanya Dışişleri Bakanı Nancy Faeser bir tweet’le başlattı polemiği:
“Aşırı sağcı Türklerin sembollerine statlarımızda yer yoktur. Avrupa Futbol Şampiyonasının ırkçılık platformu olarak kullanılması kesin ve kabul edilemez. UEFA’nın konuyu araştırıp yaptırımlar değerlendirmesini bekliyoruz.”
Fransa’da pazar günkü seçim sonuçları ortaya koydu ki artık aşırı sağ ulusal birlik partisinin henüz 28 yaşında olan Başkanı Jordan Bardella’ya 7 Temmuz ikinci tur seçimlerinden sonra Başbakanlık kapısı aralandı.
Bardella 16 yaşında, Marine Le Pen’in aşırı sağ partisine başvurmuş ve siyasete girmişti.
Sadece 11 yıl sonra “meteor” hızıyla yükseldi 28 yaşında partinin başkanı.
Ve Macron tarafından Başbakan olarak atanmanın eşiğinde.
Marine Le Pen tarafından himayeye alınması elbette bu görkemli yükselişin nedenlerden biri.
Bardella henüz 28 yaşında. Fransa Başbakanı olabilir.
Ama bir başka neden daha konuşuluyor.
Ve... Büyük maç...
Avusturya’yla oynuyoruz.
The Atletics’te Tim Spiers, Avusturya milli takımını ‘kara at’ diye adlandırıyor.
Spiers, İngiltere başbakanlarından Benjamin Disraeli’nin bir kara atın beklenmedik şekilde yarış kazandığını anlatan romanından esinlenmiş.
Avusturya neden ‘kara at’?
1 - Kara atlar, turnuva öncesi favoriler arasında yer almaz.
2 - Kara atların, pırıltılı başarı tarihleri yoktur. (1954’ten beri Avusturya sadece bir ulusalararası elemede kazanabildi)
3 -
İsmet İnönü 1 Mayıs geçidini Kremlin’de izlemek üzere Moskova’ya gitmişti. İhtiyar bir kalfa kadın İstanbul’da dönemin büyükçe bir siyasetçisinin evine gidiyor. Ve şöyle yakınıyor:
“İsmet Paşa, Rusya’da Bolşevik olacakmış ve artık herkes çalışacakmış, kimsenin malı mülkü olmayacakmış. Ne olur belki içlerinde sizin bir tanıdığınız vardır. Ona söyleseniz, bunamış bir kadınım bundan sonra iş bulamam. Bana İstinye’deki evimi bıraksınlar, gene üst katını kiraya verip geçinsem dursam.”
Bu satırları Falih Rıfkı Atay’ın “Moskova-Roma” kitabından aktardım. Atay üstad “Rusya’daki komünizm ve İtalya’daki faşizm deneyimlerinden yararlanabileceğini” yazmıştı.
Gidip görerek, inceleyerek.
Çünkü…
Yaşlı kalfa hanım tek örnek değildi. Genç Türkiye’nin sola
ya da faşizme kayabileceği yolunda fesat fısıltıları yaygındı.
Avrupa Parlamentosu (AP) seçimi, Belçika Başbakan’ı De Croo’nun başını yedi, “yarın istifa edeceğim” dedi.
AB’nin iki kurucu ülkesinden biri olan Fransa’da Macron “Meclisi feshedip Haziran sonunda seçime gidileceğini” ilan etti. Avrupa Birliği Üyesi 27 ülkenin çoğunda bir aşırı
sağ rüzgarı esmekte.
Başta “göç” sorunu olmak üzere “cinsel alanda muhafazakarlık”, LGBTQ’ya karşıtlık, aşırı sağ partilerin hormonlandıkları alanlar.
“Göç” için yaygın sloganı New York Times’de David Broder yazdı. “İslamlaşmış bir Avrupa mı istiyorsunuz, yoksa Avrupalı
bir Avrupa mı?” Bu başlığın altında Avrupa’yı ürpertecek anlatımlar var.
“Böyle giderse göçmen İslam nüfusu Hristiyan Avrupa nüfusunu geçecek. Avrupa’yı istikrarsızlaştırma, gençliğimizi alt üst etme, ülkelerimizde 5’inci kol gibi bir örgütlenme oluşturmakta. Ölümcül cihatçı askerler toplamakta. Göçten yararlanan İslamcı