Güçlü Berk

Güçlü Berk

gucluberk@gmail.com

Tüm Yazıları

Millilerimiz İtalya karşısında maça dengeli bir oyunla başladı. Alan savunmasına karşı içeriden Semih Erden’in etkili oyunuyla ilk çeyreği 21-17 önde kapatan 12 Dev Adam ikinci çeyrekte Ender Arslan, Furkan Aldemir ve Doğuş Balbay’ın muhteşem performanslarıyla skoru 38-23’e getirdi.

Burada oyun kuruculara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Tanjevic’in, turnuva başında tribünde oturttuğu Doğuş’u, Ender ile aynı anda parkeye sürmesiyle kurduğumuz üstünlük gözden kaçmadı. Peki sonra ne oldu? İşleyen sistem, alıştığımız şekilde, kenar yönetim tarafından derhal bozuldu.

Haberin Devamı

Tanjevic’in bir süredir kenarda unuttuğu bir başka isim olan Furkan Aldemir ise bu takıma ne kadar gerekli olduğunu süre aldığı dakikalarda gösterdi. Ve elbette maçın sonunda yine kenarda unutuldu...

İtalya’da ise Gallinari ilk yarıda bulduğu 14 sayı ile en göze çarpan isimdi. Farkı bir ara 18 sayıya çıkaran millilerimiz karşısında Gallinari’nin çabası farkın 13 sayıya inmesine ve devrenin 44-31 bitmesine neden oldu. İlk yarıda %62 yüzdeyle 3 sayılık atış ve 6 top çalma ile oynamamız da önemli detaylardı.

İyi oynayan oyuncuyu yanında oturtmayı seven Tanjevic’in bu tutkusu, ikinci yarının başında İtalya’nın tekrar oyuna ortak olmasını sağladı. Üçüncü çeyreğin sonunda İtalya’nın skoru 53-54 lehine çevirmesinin ardından Doğuş Balbay’ın son dakikada, tamamen kendi gayretiyle, takımımızı ayağa kaldırması, çeyreği 62-56 önde kapatmamızı sağladı.

Doğuş'un son çeyreğe de bıraktığı yerden başlamasıyla son yedi dakikada farkı tekrar çift hanelere taşımayı başardık; 70-59. Ne olduysa bu dakikadan sonra oldu. Malesef “tecrübe” satın alınamıyor veya devşirilemiyor işte. Özellikle Semih Erden ve İlkan Karaman’ın Gallinari’nin kışkırtmalarına cevap vermesi takım olarak ritmimizi bir anda kaybetmemize neden oldu ve ivme yeniden İtalya’ya döndü. Ender’in üçlüğüyle son dakikaya 83-79 önde giren millilerimiz son toplarda alan savunmasını tercih edince yediği kolay sayılarla karşılaşmadan 83-84 mağlup ayrıldı.

Ümitlerimiz hızla azalırken, bir mucize gerçekleşmezse, Çek Cumhuriyeti maçını evimizde 19 veya daha farklı bir skorla kazanmak tek şansımız. Bu elemeleri oynamadan Euro 2013’e direk katılmamız gerekirken geldiğimiz nokta çok acıklı. Bir ülkenin Milli Takım’ının en iyi, en hazır oyuncuları barındırması gerekirken deneme tahtasına çevrilmesi affedilemez. “Gençleri kazanmak” ve “gençleri harcamak” arasındaki ince çizginin yanlış tarafındayız. Artık biri buna dur demeli…