Avrupa’nın Türk derbisinde gülen taraf Fenerbahçe Ülker oldu. İlk çeyreği 19-15 geride kapatan Beşiktaş ikinci periyoda, Markota’nın İlkan Karaman’a verdiği "basketbol dersiyle" başladı. Üst üste bulduğu üç dış atışın ardından genç oyuncuya bir de faul yaptıran tecrübeli isim takımını öne geçirmekle birlikte İlkan’ı da dersin devamı için Pianigiani’nin yanına gönderdi. İlkan Karaman henüz genç ve potansiyelli bir oyuncu. Ancak daha öğreneceği çok şey var ve James Gist gibi sadece atletikliğiyle anılmak istemiyorsa, Markota’nın ki de dahil her derse açık olmalı.
İkinci yarının başında sert savunmasına devam eden Beşiktaş sabırlı hücumlarıyla üstünlüğünü sürdürmeyi başardı. Maçın son bölümünde ise Preldzic ve Barış Ermiş’in getirdiği dinamizmle hareketlenen Fenerbahçe Ülker maçın bitimine üç buçuk dakika kala rakibini yakalayarak öne geçmeyi başardı. Savunmasına da çeki düzen vererek rakibini potaya yaklaştırmayan sarı-lacivertliler bu dakikadan sonra da yine Barış ve Oğuz’un etkili oyunlarıyla Beşiktaş’ı oyundan iyice düşürdü ve maçı 78-72 kazanarak derbiyle ikinci galibiyetine imza atmış oldu.
Bir diğer temsilcimiz Anadolu Efes ise namağlup Real Madrid’i zorlu bir mücadelenin ardından 74-72 yenerek gruptan çıkma adına dev bir adım attı. Maçın başlamasıyla beraber üstünlüğü ele geçiren temsilcimiz ilk yarıyı on sayı farkla 46-36 önde tamamladı. Jordan Farmar ve Kerem Gönlüm biraz daha formda olsa farkı daha da açmayı başarabilirdi. İkinci yarıda devreye giren “hakem faktörü” ile Real Madrid arayı kapatmaya başladı. Verilmeyen basketler, çalınan-çalınmayan faullerle birlikte farkı eriten İspanyol temsilcisi karşısında, Lucas, Vujacic ve Kerem Tunçeri’nin tecrübeleriyle takımı ayakta tutan isimler oldular.
Euroleague’de üstüste altıncı galibiyetini alan Anadolu Efes için işler rayında gidiyor. Bu tip maçlar takım olma adına da önemlidir. Dün hep birlikte mücadele ettiler, koçlarını sakinleştirdiler, yaşananlara rağmen sakin kalmayı başarıp çok önemli bir zafere imza attılar. Belki de tek başaramadıkları seyirciyi ateşlemek oldu. Yayıncı kuruluş atmosferi çok iyi bulsa da ben aynı fikirde değilim. Lig maçlarına oranla salonun dolması iyi bir gelişme olarak görünse de hakemlerin kararlarında iki kere düşünmesini sağlayabilecek bir ortam yoktu Abdi İpekçi’de.