Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

Şehirlerin bellekleri vardır. İzmir’in de belleği, aşkların doğup, sohbetlerin edildiği, evlenme tekliflerinin yapıldığı, sürprizlere ev sahipliği yapan “İzmir’imizin en güzel anların şahidi neresi?” desek, herkesin hemfikir olacağı tek yer olan “Sevinç Pastanesi”dir. Muhteşem lezzetleri, bizlere kattığı yeni tatları ile her zaman öncü olan Sevinç Pastanesi geçtiğimiz ay yenilenerek, daha da ivme ve vizyon kazanarak müşterilerini ağırlamaya devam ediyor. Burak Pelit ve Öznur Pelit, bu değişimi anlattı.

Haberin Devamı

200 yıllık eser

- Sevinç Pastanesi ne oldu da yenilenme ihtiyacı hissetti?

B.P.: 1957 yılından beri markamız çalışmaya devam ediyor. Burada buluşanlar, evlenme teklifi edenler o kadar çok ki... Biz İzmir’in içindeyiz, İzmir de bizim içimizde. Geçen Şubat’a kadar çok ortaklı bir firmaydık. Toplam 7 ortak vardı. Yaklaşık 200 yıl önce dedelerimin dedeleri bu işi başlatıyorlar. Kırım’a gidiyorlar ve pastacılık işini öğreniyorlar. Bolşevik isyanı nedeniyle Rize’ye geri dönüyorlar. İşlerini daha verimli bir şekilde yapabilmek için önce Zonguldak’a daha sonra da İzmir-İstanbul arasında tercihlerini yapıp İzmir’e geliyorlar ve Kenan Pelit - Şaban Pelit olarak Sevinç Pastanesi’ni kuruyorlar. Çocukları ikinci kuşak olarak bu işi devam ettiriyor. Daha sonra babamın kuzenleri yani Metin Pelit, Ömer Pelit ve Necip Pelit’in kuzenleri bu işi devam ettirmek istemediklerine karar veriyorlar ve dostça ayrılıyoruz. Yani Kenan Pelit’in çocukları ve torunları olarak Sevinç Pastanesi’ni devam ettiriyoruz.

İzmirliler, yine Sevinç’te buluşacak

- Peki siz devam etme kararını nasıl aldınız?

B.P.: Biz aile olarak birbirimize çok bağlıyız. Hepimiz birbirimizin gözünün içine bakıyoruz. Ben daha önce kurumsal bir firmada 5 yıl boyunca ihracat uzmanlığı yaptım. Ailem de böyle yenilenme sürecine girmişken ben de destek vermek istedim.

Ö.P.: Ladin Pelit, Özyeğin Üniversitesi’nde gastronomi okudu. O ve Burak’ın kardeşi Doruk da ekibe katılacak inşallah.

Yepyeni ürünler

- Öznur, senin için bu yenilenme nasıl bir motivasyonla gerçekleşti?

Ö.P.: İnanılmaz bir heyecan ve motivasyonla başladık. Hiç yapılmamış yepyeni ürünlerimizi, gündemi yakalayarak ve taze bir şekilde halkımıza tanıştırma gayreti içindeyiz. Daha da ileriye gitme düşüncesi ve isteğiyle bu yenilenmeyi gerçekleştirdik. Daha da yenilenelim diyerek bu altmış yılın devamını getirmek istiyoruz.

Haberin Devamı

B.P.: Bir yandan geleneğimizi devam ettirmek ama bir yandan da vizyon katarak Sevinç Pastanesi markasını sürdürmek istiyoruz. Sevinç Pastanesi’nin talaş böreğini, badem kurabiyesini, sahlebini, limonatasını tutarak biz üzerine bir şeyler katmak istiyoruz.

Öğretmenliği bıraktım

- Öznur, bize kendini anlatır mısın lütfen?

Ö.P.: Ankara Üniversitesi Dil Tarih Bölümü İtalyan Dili ve Edebiyatı mezunuyum. İlkokullarda 4 yıl kadar İngilizce öğretmenliği yaptım. Sonra takı tasarımı yaptım. Kişisel gelişim ve yogaya başladım. Pastanenin Ar-Ge kısmındayım. Mutfağa da giriyorum. Pastaneye verdiğimiz önem nedeniyle yoga sınıfını üzülerek kapattım. Bunun için üzgünüm.

İlk baton pasta

Ö.P.: Biz zaten 60 yıl önce kurulduğumuzda da ilkleri gerçekleştirmiştik. İlk baton pasta, ilk milföylü ürünleri biz yaptık. bize ait ilkler devam edecek.

Haberin Devamı

- Peki bu kadar kemikleşmiş ve benimsenmiş bir markanın üzerinde oynamak, sizi zorlamıyor mu?

Ö.P.: Günlük, taze ve katkısız malzeme ile yapıyoruz tüm ürünlerimizi. Evimizde ne kullanıyorsak ürünlerimizi aynı kalitede günlük, hatta saatlik olarak üretiyoruz.

- Pastalarınızın içindeki malzeme bolluğu, yedikten sonra rahatsızlık hissinin olmayışı harika bir şey.

Ö.P.: Yanma olmaz; çünkü hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz.

Sırada catering var

İzmirliler, yine Sevinç’te buluşacak

- Pastane dışında hizmet verdiğiniz alanlarınız var mı?

Ö.P.: İnşallah olacak. Sevinç Catering gündemimizde var çünkü zaten kızım bunun üzerine okuyor. Önümüzdeki yıllarda planlarımız içinde olan bir yenilik.

B.P.: Alsancak’ta şu anda bir şubemiz var. Üretimden direkt firmalara satışa yani kurumsal satışımızı arttırmak istiyoruz. Ofis, kahve araları sunumları, bayramlarda, yılbaşlarında çikolata, pasta gönderilerine daha çok ağırlık vermek istiyoruz. Bunun dışında Gıda Çarşısı’nda üretimimizin hemen altında olan bir şubemiz daha var. Uzun vadeli planlarımız içerisinde ürünlerimizi yurtdışına ihraç etmek istiyoruz. Ben zaten ihracattan geldiğim için bu konuya çok uzak değilim. Yurt dışında talep görebilecek çok güzel ürünlerimiz var.

Yeni konseptler oluşturuyoruz

- Pastanenin daha çok hangi kısmında yer alıyorsun?

Ö.P.: Daha çok Ar-Ge’sinde, bir de konsept oluşumunda çalışıyorum. Sevgililer Günü, yılbaşı, Paskalya gibi özel günlere ait özel ürünler, hediyelikler hazırlıyoruz. Yakında Paskalya var. Çok güzel Levanten müşterilerimiz var, hep beklerler bu yıl ne gibi sürprizler yapacağımızı. Bu konseptler her sene farklı renklerde, ürünlerde ve sunumlarda hazırlanıyorlar. Hem bunların organizasyonunda hem ürünleri araştırıp, geliştirme kısmında yer alıyorum. Kısaca ben daha çok işin mutfağındayım.

- Bu işin mutfağını çok merak ediyorum.

Ö.P.: Orası bir laboratuvar gibi. Zaten yemek yapmayı çok seviyorum. Bu zevkimi de mutfağımıza yansıtıyorum. Renk, tat, kıvam her şey için çok uzun uğraşlar veriyoruz.

- Yeni bir ürünün müşteriyle buluşması ne kadar zaman alıyor?

Ö.P.: Bir ürünün hazır olabilmesi için o ürüne elimizin iyice alışması gerekiyor; raf ömrüne bakıyoruz. Yani yeni bir ürün bir aydan önce çıkmıyor. Bu arada süregelen ürünlerimizin de sürekli kontrollerini yapıp, tatlarına bakıyoruz ki o standardı koruyabilelim.

İzmirliler, yine Sevinç’te buluşacak