Gözde Yener Birman

Gözde Yener Birman

gozdeyener1@hotmail.com

Tüm Yazıları

İzmirli sanatçı Şelale Mertadam, Amerika’da yaşayan 99 Türk kadının da dahil olduğu, ‘…bir umut dedik’ projesiyle kadına şiddete karşı farkındalık yaratmayı hedefliyor, “Ailede, kız çocukları da erkeklerle eşit eğitildiklerinde her şey değişecek” diyor.

İzmir’in meltemi  New York’ta esiyor

Eski bir dost Şelale Mertadam… Sanatçı, tasarımcı ve heykel sanatçısı, aklına koyduğunu yapan, akıllı, kültürlü ve en önemlisi cesur bir kadın. İstanbul’da en iyi markalarla çalışmış. Tam bir İzmirli aslında ve son bir yıldır New York’ta yaşıyor. Oralarda da durmadı ve kendi gibi insanları buldu. Şimdilerde fotoğraf sanatçısı Engin T. Sevimli ile sanat yönetmeni Bingül Sevimli’nin, yine New York’ta yaşayan 99 Türk kadının dahil olduğu ‘…bir umut dedik’ projesi ile kadına karşı şiddete karşı farkındalık yaratmayı hedefliyor. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde güncel bir konuya bambaşka bir perspektiften ama yine sanatla iç içe ele aldığımız bir sohbetle sizleri baş başa bırakıyorum.

Haberin Devamı

İzmir’in meltemi  New York’ta esiyor

*Öncelikle ‘…bir umut dedik’ projesinden bahsedebilir misin?

 New York’ta yaşayan bir fotoğraf sanatçısı olan Engin T. Sevimli’nin hayali ve sanatçı Bingül Sevimli’nin ince zevkinin sanat yönetmenliği ile bu proje var olmuştur. Çeşitli meslekler ve çeşitli yaş gruplarında Amrika’da yaşayan 99 Türk kadını kendi yorumuyla katkıda bulundu. “Kadına Karşı Şiddet ve İstismara Farkındalık ...” projesi 2023 ve sonrası tüm dünya kadınlarına ulaşmayı hedefliyor. Her yıl kıtalararası merkezlerde sergilenecek kitap ve belgesel ile farklı dillerde gösterime sunulacak.

*Peki, 99 + BİR’deki ‘bir’ ne anlama geliyor?

 Proje Amerika ve Kanada’da da yaşayan, çalışan, üreten, vatan sevgisi ile değerlerine sahip çıkan 99 Türk kadını ve bize bu değerleri kazandıran Ulu Önder Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın fotoğraflarından oluşmaktadır. Yani, + 1 Zübeyde Hanım’dır.

*Projede yer alan ‘ Mavi Kelebek’ ve ‘Umut Köyü’nün amacını anlatır mısınız?

 Birleşmiş Milletler, “UNODC” 2020 raporunda dünya genelinde 47 bin kadın ilişkide olduğu kişi tarafından veya aile fertleri tarafından öldürülmüştür.  Başka bir ifadeyle her yıl 11 dakikada bir kız çocuğu/kadın hayatını kaybetmiştir. Bu projede en çok inandığım ve içinde bulunmaktan onur duyduğum taraf “Umut Köyleri” dediğimiz kadınların sığınabilecekleri bir köy oluşturulma hedefi oldu.

Haberin Devamı

Umut Köyleri, fizibilite aşamasında olan muazzam bir proje. Mavi Kelebek ise projenin mimarı Engin T. Sevimli’nin hikayesinden çıktı.  “Gittiğimiz her yere kanatlarımızda taşıdığımız iyiliği götürmek istiyoruz... Bu yüzden özünüzün neye ihtiyacı olduğunu bulmak içinizdeki tırtılın nasıl hareketlenip büyüdüğünü gözlemlemek isteyenlerin projesi, “ ...bir umut dedik.”

*Çok özel olmazsa şiddet konusunda hiç mağduriyet yaşadın mı?

Ataerkil bir toplumdan gelmemiz ve ne yazık ki kadınların toplum içerisindeki yeri ve değeri gelişmemize engel oluyor. Atatürk’ün 1923 yılında Cumhuriyetin ilanı ile 1934’te Türk kadınına seçme seçilme haklarıyla başlattığı ve kadına bir birey olma hakkını kazandırdığını düşünürsek, bu sadece 100 yıllık bir mücadele. Kadınlar hala erkekler tarafından fiziksel ve psikolojik olarak şiddete maruz kalıyor. İster lise mezunu olalım ister üniversite mezunu... Bize yapılan bu şiddete bahaneler üretiyoruz ve kabul ediyoruz. Benim de başıma geldi. Öncesinde benim adıma konuşan, karar veren erkek arkadaşlarım olmuştu ama fiziksel şiddet hiç başıma gelmemişti. Bu ilişkide bunun bir şiddet olduğunu anlayabilmem fiziksel hareketlere döküldüğünde anladım.  Bu zaten sizin ruhunuzu tüketmeye başlıyor zamanla ve kendinizden vazgeçiyorsunuz. Bu noktada hayatınızı ele alıp, yepyeni bir yol çizmeniz gerekiyor. Ben o noktadaydım.

Haberin Devamı

*Sana göre coğrafyanın kadının üzerindeki etkileri neler yapıldığı taktirde insan hakları seviyesinden ele alınabilecek?

 Bu aslında çok basit. Erkek çocuk ile kız çocuk ebeveynleri tarafından eşit eğitildikleri zaman her şey değişecektir. Erkek çocuk da sofrayı hazırlayıp bulaşığa yardım ediyorsa, kız çocuk da erkek arkadaşından özgürce bahsedebiliyorsa ve benzeri olaylar her iki evlat için eşit seviyede ise ben erkeğim frekansından çıkıp ben bireyim frekansına geçilebilir.  Eğitim ilk önce ailedebaşlar. Şiddet eğilimi bir çeşit psikolojik rahatsızlık olduğundan coğrafyası, sınırı yoktur.

*Amerika’da kadına yaklaşım ve oradaki kadınların hayata ve şiddete karşı duruşları bizlere kıyasla nasıl?

 Kanunların caydırıcı nitelikte ağır yaptırımlarla korunması, mahkemelerin hızla sonuca varması insanların güven hissetmesi açısından oldukça önemli. Amerika’da öncelikle vermiş olduğunuz sözlü beyana inanılır. Trafik polisi sizi durdurduğunda sorar neden durdurduğumu biliyor musun? Alkollü müsün? Sizden dürüst cevabı bekler ve buna inanmazsa ve alkol kontrolünde beyanının aksine alkollü çıkarsanız işte şimdi ayvayı yediniz. Kimse bunu göze alamadığı ve kanunların yaptırımından endişelendiği için dürüstlüğü esas alıyorlar. Aslında dizilerden çok daha iyi anlayabiliriz. Bizde dizilere konu entrikacı kadınlar, gizli kapaklı yasak ilişkiler ancak Amerikan dizilerinin konusu itiraf etmek üzerine kurulu.

Bizde kadının mutlu sonu evlenmek ve çocuk yapmak üzerine kurulu, Amerika’da evlenip çocuk yapmak sadece doğru insanı bulmakla alakalı. Amaç toplumda yerini bulmak, çalışmak, para kazanmak ve vergisini veren kendi medeni özgürlüğüne kavuşmuş olan bir birey olabilmek. Birinin egosunu güçlendirip sonra ona el açmak değil asla. Aslında sen nasıl kendini ifade ediyorsan duruşunla karşındakinin bilinçaltı da onu alıyor ve sana attığı adımları o titizlikle atmak zorunda kalıyor.

Peki neden Türk kadını kendi adına konuşan erkek ile mutlu oluyor? İlla sahiplenilmek istiyor? Maço erkekler neden kabul görüyor? Çünkü öğrenilmiş bilgiler güvenli geliyor, seni zorlasa da mutsuz etse de… Erkeklerin anneleri gibi kadınlar ile evlenmeleri, kadınların da babalarının aynı adamlarla çıkmaları gibi.

*‘…bir umut dedik’ projesinin planlaması nedir? Nerelerde yer alacak?

25 Kasım 2023’e kadar New York’un  şehir parklarında açık hava sokak sergilerinin sayısını arttırmak istiyoruz. Connecticut Purchase College Maass Gallery’de de açacağız. 99+1 sergilerinin ABD ve Türkiye’de gençlere ulaşmasını önemsiyoruz. 2023 baharında Amsterdam’da 1970 yıllarda ilk göçmenlerin toplandığı şimdilerde sanat eventleri yapılan ikonik bir mekan için çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Yeni yılın ilk günlerinde sonuçlanmasını bekliyoruz. 25 Kasım BM Kadına Yönelik Şiddete Farkındalık Günü’nde Bursa Mudanya Taş Mektep’te ilk Türkiye sergimizi açtık. Mudanya Belediyesi’nin himayesinde açtığımız sergi büyük ilgi gördü. Türkiye sergilerimiz faklı il ve ilçelerde devam edecek.

‘Cumhuriyet kadını olmak onur veriyor’

*Amerika maceran nasıl başladı?

 Tam bir dibe vuruşla başladı. Sanki evren beni başka bir yerlerdeki hayata götürebilmek için plan yapıyordu. Öyle de oldu. Pandemiden 2 sene önce Hindistan’ın kuzeyine seyahate gittim. Müthiş bir deneyimdi. Ölümden sonra tekrar dünyaya gelindiğine ve veremediğimiz sınavları farklı hayatlarla verebileceklerine inanıyorlar. Ne zaman dünyevi ihtiyaçlar, hırslar biter işte o zaman tekamülün tamamlanır diye inanıyorlar.

Para, seks, çalışmak gibi dünyevi hırsları bırakarak amaç ve hedef olmadan tertemiz bir şekilde Ganj nehrinin kıyısında ölmeyi bekliyorlar. Pandemi ile Çeşme’ye yerleştim. Kendimi amaçsız, hedefsiz, yarın ne olacağını bilemeden Ganj’ın kenarında adeta ölümü bekleyen Hintlilere benzettim. İşte o zaman kaybedecek bir şeyiniz kalmıyor ve cesur adımlar sizi bekliyor.

Bu bir değişim dönüşüm ihtiyacı. Özümü daha çok sahiplendim. Hatalarımla savaşmadım kendimi kabul ettim. Böyle güzel projelerin içinde olup mesajımızı duymak isteyenlere iletmek derman olmak istiyorum.

*Amerika’da tanıştığın Türk kadınlarının ortak problemleri, çözüm arayışları ve bu ülkeye geliş nedenleri seninkiler dahil nelerdir?

 Aslında henüz bu soruya benim cevap verebilmem için çok erken. Hala her gün insan tanıyorum ve öğreniyorum.  Net bir şekilde söyleyebileceğim tek bir şey var: Bizimkisi bir beyin göçü değil. Sınırlara inanan biri değilim. Biz dünya insanıyız. Buna inanıyorum.

Ekmeğiniz neredeyse orada yaşıyorsunuz. Hatta daha yoğun milli duygularla. Çalışan üreten insan potansiyelinin altına düştüğünü fark ettiğinde arayışa geçiyor ki olması gereken. Amerika’da tanıştığım çok güçlü ve erdemli kadınlar var. Bu projede yer alan nefis 99 kadın hepsi birbirinden farklı enteresan mücadele gücü olan kadınlar.

Burada ego en aza indirgeniyor. Herkes her işi yapıyor ve ayakta durabiliyor. İşte o zaman özgürleşiyorsun. İşte o zaman sağlıklı çocuklar büyütebiliyorsun.

*Bazen uzaktan her şey daha net görülür… Oralardan buralar nasıl görünüyor?

İnan buralardan haritamız o kadar güzel görülüyor ki. Bunu sana tarif etmem imkansız. Güçlü bir imparatorluğun, güçlü bir tarihin genlerinden gelmek, iki kıtayı birleştiren, dört mevsimin yaşandığı, üretken topraklarda doğmuş olmak çok değerleniyor içinde. Geçenlerde MET Museum’da yönetici bir bayanla karşılaştım müzede.

‘Gezmem gereken özel bir bölüm geldi mi?’ diye sordum. Bana şiddetle Mezopotamya dedi.

Bu medeniyetle tanışmalısın harika bir kültür dedi. ‘Ben Türk’üm’ dedim. ‘Benim topraklarımdaki benim medeniyetimden’ dedim. Buna çok şaşırdı. Bunu bilmediğini ve mutlaka araştıracağını söyledi. Anadolu çok değerli.

Türk olmakla onur duyuyorum. Atatürk’e büyük bir değer olarak bakıyorum. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in kadını olmak bana onur veriyor.