Annenin bebeğini emzirirken Kovid-19’la ilgili tüm hijyen kurallarına dikkat etmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Hasan Özkan, “Anne hasta olursa, bebekle ayrı odalarda kalmalı, aynı odayı paylaşmak zorundaysa yatakları en az 2 metre uzakta olmalı” dedi
Salgın sürecindeyiz. Vaka sayılarında düşüş olsa da artık sürekli olarak dikkat etmemiz gereken bir hayat şeklini benimsememiz gerekiyor. Kovid-19, çocukları etkilemiyor dense de dünyada görülen çocuk vakaları ister istemez akıllara bazı sorular getirdi. İzmir’in, hatta bölgenin en deneyimli çocuk doktorlarından biri olan Prof. Dr. Hasan Özkan’la bu hassas konuya değindik. Sevinç Pastanesi Sohbetleri’nde kıymetlilerimiz çocuklarımızla ilgili birçok konuya açıklık getiren Prof. Özkan’a teşekkür ediyoruz...
Yıllardır İzmir’in, bölgenin en güvenilir çocuk doktorlarındansınız. Uzunca süredir de kendi Sağlıklı Nesiller Çocuk Sağlığı Merkeziniz var. Nasıl bir sistemle çalışıyorsunuz?
Öncelikle hekimliğime olan güveniniz için çok teşekkür ederim. Sağlıklı Nesiller Çocuk Sağlığı Merkezi olarak doktor arkadaşlarım, hemşire arkadaşlarım, diyetisyenim, psikoloğum ve personelimizle birlikte, gerçekten hastalarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermeye çalışıyoruz. Hem en doğru ve en güncel bilgilerin ışığında onları tedavi etmeye çalışıyoruz hem de onlara hiç zarar verecek bir şey yapmayalım istiyoruz. Onlara kendi çocuklarımız, yakınlarımız gibi yaklaşıyoruz. Ekip olarak çocuklarımıza biyo-psiko-sosyal bir bütünlük içinde yaklaştığımız için de sağlıklı bir neslin yetişmesine katkıda bulunuyoruz diye düşünüyoruz.
‘Bilgiler çok yeni’
Beden zaten kapalı bir kutu... Bebek, çocuk sıkıntısını dillendiremiyor… Merak ederim hep, bu anlamda normal bir uzmanlıktan alanınız daha mı zor?
Herkes, bebeklerin dertlerini söyleyemediğini, o yüzden tanı koymanın zor olacağını düşünür ama gerçekten tam tersi geçerli. Onlar henüz hiçbir mental, emosyonel, toksik vs. etkenlerle kirlenmemiş. O kadar masumlar ki, muayenede bize her şeyleriyle dertlerini anlatırlar, hem de hiç yalansız olarak.
Son günlerde maalesef çocuklar da Kovid-19’dan etkilenmeye başlamış. Bu durumu, okuyucularımıza açıklık getirerek anlatabilir misiniz lütfen?
Wuhan’da 2019 Aralık’ta başlayan SARS-CoV-2 enfeksiyonunun pandemiye dönüştüğü, Mart 2020’de WHO tarafından deklare edildi ve hepimizin yaşamları değişti. Bugüne değin yaklaşık 1.7 milyon kişi Kovid-19 enfeksiyonuna yakalandı ve her geçen gün bu sayı daha da artmakta. Özellikle yaşlılarda ve komorbid hastalığı olanlarda çok ölümcül olan bu hastalık, çocuklarda sevindirici bir şekilde hem daha az görülmekte hem de çok daha hafif seyretmekte. Çin, İtalya ve ABD verileri tüm Kovid-19’lu olguların sadece yüzde 1-2’sinin çocuk yaş grubunda olduğunu göstermekte. Aslında enfeksiyon bulaşma hızı çocuklarda da erişkinlerle benzer (yüzde 7.4) ama gerek okulların kapatılması gerekse onların daha iyi izole edilmiş olmaları nedeniyle daha az hasta oluyor olabilirler. Çocuklarda hastalığın klinik bulguları çok nonspesifik, herhangi bir yakınmaları olmayabiliyor veya hafif nezle-grip bulguları gösterebiliyorlar. Ateş, öksürük ve bazen de zatürreye ilerleyebiliyor. Çocuklarda olguların yüzde 2-3’ü ağır seyredebiliyor ve ancak binde 2-3’ü yoğun bakım gerektiriyor. Ölüm, neredeyse yok denecek düzeyde. Yani özetle söyleyecek olursak, bu hastalık çocuklarda kanser, asthma vb ko-morbid bir hastalık olmadıktan sonra oldukça hafif seyrediyor.
Bir de son zamanlarda özellikle İngiltere ve İtalya’dan bu enfeksiyonu geçiren çocuklarda Kawasaki hastalığının (vaskulitle karakterize ve koroner arterlerde anevrizma yapan bir hastalık) 30 kat daha fazla görüldüğü ve ‘pediatrik inflamatuvar multisistemik sendrom’ denilen ciddi bir hastalık tablosuyla ilişkili olabileceği bildirilmektedir.
Neden çocukları etkilemiyor? Verem aşısı engelliyor gibi laflar dolaştı...
Çocuklarda daha hafif seyrediyor olması, büyük bir olasılıkla bu virüsün solunum sisteminde bağlandığı ve giriş yaptığı ACE2 (anjiotensin dönüştürücü enzim) reseptör ekspresivitelerindeki farklılıktan veya immün yanıtlarının erişkinlerden farklı olmasından veya çocukların solunum yollarında yaygın olarak bulunabilen diğer virüslerin Kovid-19 sayısını sınırlamasından kaynaklanabilir.
Verem aşısı nedeniyle Kovid-19 enfeksiyonu daha hafif seyrediyor olabilir mi? Teorik olarak olabilir, çünkü BCG aşısı hücresel bağışıklığı ve doğal bağışıklığı artırabilir ama pratikte BCG aşısı yapılan ve yapılmayan ülkeler arasında çocuklarda Kovid-19 enfeksiyonlarının seyri açısından çok belirgin farklar görmüyoruz. Şunu da belirtmek gerekir ki, bu hastalık ile ilgili bilgilerimiz henüz çok yeni ve yetersiz... Zamanla bu tip sorulara daha doğru cevaplar verilebilir.
‘Erişkinden bebeğe geçer’
3 aşamalı soru: Hamilelikte anne Kovid-19 geçirirse bebek zarar görür mü? Bebek süt emerken anne rahatsızlanırsa ne yapmalı? Bebeklere dışarıdan Kovid-19 geçer mi?
Kovid-19 enfeksiyonu geçiren hamile bir kadından bebeğine anne karnındayken bir bulaşma henüz kesin olarak gösterilmedi. Ancak doğum sonrası bulaşma olabiliyor. Kovid-19’lu 217 hamile annenin sadece 4’ünde doğum sonrası ilk günlerde bulaşma olduğu görüldü. Yani bulaşma olasılığı oldukça düşük ve yeni doğan bebeklerde de bu hastalık genellikle iyi seyirli oluyor. Anne sütüyle de henüz bulaştığı gösterilmedi ama anne, emzirirken bu hastalıkla ilgili tüm hijyen kurallarına dikkat ederek emzirmeli veya sağıp bebeğe vermeli.
Anne emzirirken hasta olursa, anne ve bebek ayrı odalarda kalmalı, aynı odayı paylaşmak zorundaysa yatakları en az 2 metre uzakta olmalı ve anne el yıkama, maske vb. tüm önlemleri alarak bebeğine hastalığı bulaştırmamaya çalışmalıdır. Bebeklere erişkinlerden hastalık geçer ve en önemli bulaş yoludur.
‘Çocuğunuza aşı yaptırın’
Bugüne kadar birçok aşı için spekülatif bilgiler dolaştı. Hangi yaşta, hangi aşıları yapıyorsunuz ve sizin de ısrarcı olmadığınız aşılar var mı?
Aşı konusu gerçekten son yıllarda en çok spekülasyon yapılan konulardan biri ve aşı karşıtlığı bir moda oldu neredeyse. Aşılar, bizim çocukları enfeksiyonlardan korumak için kullandığımız en etkili araçlarımızdan birisi. Elbette aşıların da her ilaç gibi çok nadir yan etkileri var. Ama bunlar sağladıkları yararların yanında çok önemsiz diyebilirim. En çok merak edilen sorular, “Aşıların veya içeriklerinin otizmle ilgisi var mı? Vücuda dışarıdan birçok mikrop vererek immün sistemi bozuyor muyuz? İleride bu bazı oto immün hastalıklara yol açıyor mu?” sorularıdır. Yapılan bilimsel çalışmalar, bu iddiaları çok sağlam bir şekilde çürütmüş görünüyor. Bu, çok uzun konuşulması gereken bir konu, ama yerimiz olmadığı için merak edenlerin (healthychildren.org sitesinden, Vaccine Safety: Examine the Evidence) okumalarını öneririm. Ailelerin kuşkularını anlayabiliyorum, ama bilimsel kanıt yok.
1970’li yıllarda ülkemizde bebek ölüm hızı binde 134 iken bugün binde 9’lara düşmüşse, bunda en büyük pay aşılarındır diye düşünüyorum ve bu nedenle ailelere çocuklarına aşı yaptırmalarını öneriyorum.