Tahir Elçi, Nuriye-Semih ve Saçılık

15 Ekim 2017

Tahir Elçi’nin Dört Ayaklı Minare’nin altında vurulmasının üzerinden 1 yıl 11 ay geçti.

Diyarbakır Barosu Başkanı’nın, bütün basının, polislerin, esnafın, kameraların önünde vurulmasının üzerinden,
28 Kasım 2017’de iki yıl geçmiş olacak.

Bu tip bir soruşturma ne kadar zor olabilir değil mi?

Kamera kayıtları, mermi kovanları toplanır, tanıkların beyanı alınır, sonuç açıklanır.

Ama bazen işler böyle yürümez.

Tanık beyanları alınırken, polislerin isimleri tutanağa yazılmaz, sicil numaraları not düşülür.

Keşif, olaydan tam 110 gün sonra yapılır.

Yazının Devamı

Ceylan, Umut ve Ayşe öğretmen

8 Ekim 2017

Diyarbakır-Bingöl sınırın-daki, Lice’ye bağlı Şenlik köyünün Hambaz mezrası...

Koyunları otlatması gerektiği için okula gidemeyen 12 yaşındaki Ceylan Önkol, 28 Eylül 2009’da, koyunların peşinde, tahrasıyla çıktığı tepede, bir ağaca verdi sırtını.

Hayvanlar otluyordu ki Ceylan gözlerini dünyaya kapattı.

Kanıtlanamayan bir iddiaya göre uzaktan yapılan bir atışla, kriminal raporlara göre yerdeki mühimmata tahrasıyla vurmasıyla meydana gelen patlama.

Savcı, tehlikeli diye gelmedi olay yerine.

Annesi, biraz önce, “Geldiğinde yesin” diye makarna kaynattığı kızından kalanları topladı, otopsi ve teşhis karakolda yapıldı.

İlk rapor çabuk geldi, “uzaktan bir atış yapılmamıştı.”

Peki, o mühimmatı oraya kim bırakmıştı?

Yazının Devamı

Perde kapanmasın

1 Ekim 2017

Numune Hasta-nesi’nin önünde mahkûm yakınları bekleşiyordu.

“Benim çocuğum yaralı mı, bir şeyi var mı?”

Avukat-lardan biri, uzaktan görüp tanıdığı babaya bağırdı: “Ali, Ali...”

Avukat, o babanın çocuğunun Ulucanlar Cezaevi’ne düzenlenen operasyonda öldüğünü biliyordu.

Baba, oğluyla ilgili iyi bir haber alabileceği umuduyla koşarak geldi:

“Burada bekleme, Adli Tıp’a git istersen...”

Oğlunun cenazesini ancak 3 gün sonra alabilecek, gece vakti defnedebilecekti.

1999 yılının eylül ayındaki o operasyondan çok değil 2 yıl sonra, Numune Hastanesi’nin bahçesi yine tutuklu ve hükümlü yakınlarıyla, mahkûm koğuşunun önü jandarmayla doluydu.

Yazının Devamı

10 Ekim cezasızlığı

24 Eylül 2017

Kelimeler ete kemiğe büründüğünde anlam ortaya çıkar, bir araya gelmiş harflerin tek başına hükmü yoktur.

10 Ekim 2015 günü, saat 10.04 ve hemen sonrasında Ankara Garı’nın önünde ya da yakınında olanlar, “acı” kelimesinin anlamını tam olarak kavradı.

O gün orada olanlar, en sevdiği insanların yanı başlarında can verdiklerini gördü.

İnsanlar yerdeyken alana gaz sıkıldığını gördü.

Yaralıların o gazı soluduğunu.

Raporlar, ifadeler ne derse desin, orada olanlar, son bir gayret nefes almaya çalışırken biber gazını soluyanların hastaneye sevdiklerinin omzunda taşındıklarını gördü.

***

102 kişinin can verdiği 10 Ekim katliamından sonra hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmadı.

Yazının Devamı

Neden ihraç ettiğinizi bildirin

22 Eylül 2017

Milliyet, itiraz süresinin tamamlanmasının ardından çalışmalarına başlayan ‘OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun çalışmalarını görüntüledi. Komisyon, ilk kararları ekim ya da kasım ayında vermeyi hedefliyor



Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile yapılan ihraç ve kurum kapatma işlemleri ile ilgili itirazları değerlendirmek için oluşturulan Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, geçen hafta itiraz süresinin bitmesinin ardından çalışmalarına başladı. Komisyonun, kapatılan Askeri Yargıtay binasındaki çalışmaları, Başbakanlık tarafından hazırlanan yazılım üzerinden yapılıyor. Yıl sonuna kadar başvurularla ilgili ilk kararları vermeye başlamayı tasarlayan komisyonun hedefi ilk kararı ekim ya da kasımda verebilmek. 102 bin başvurunun 80 bini ile ilgili ilk kayıt aşamalarını tamamlayan komisyon, çıkarılan ilk KHK’larla ilgili olarak, ihraç kararlarını veren kurumlara yazı göndererek, 29 Eylül’e kadar, isim isim neden ihraç kararı verildiğinin bildirilmesini istedi.


Yazının Devamı

10 Ekim’den Hatun Tuğluk’a

17 Eylül 2017

Ankara Garı’nın önünde her ayın 10’unda, tam 10.04’te kalpleri kalpten kırılmış insanlar toplanıyor.

Önlerinden Seyranbağları-Ulus dolmuşları, Yenimahalle otobüsleri, taksiler, araçlar, toz, toprak, çamur, yağmur geçiyor.

Kartondan bozma sembol, yanlarında güç bela getirdikleri pankartlarla sevdiklerini anıyorlar.

Ankara Garı’nın hemen önünde, cumhuriyet tarihinin en büyük saldırısında, iki canlı bombanın hedefi olan sevdiklerini.

***

Saraybosna’da atılan unutulmasın diye sokaklarda havan topunun düştüğü her nokta gül simgeleriyle dolu.

Norveç’te, 77 öğrencinin katledildiği Ütoya Adası’nda taşlar kesilerek o masum öğrencilerin ismi işlendi.

18 Avrupa ülkesinde, sokaklara, kaldırımlara yerleştirilen 50 bini aşkın tökezleme taşında, 2. Dünya Savaşı’nda yaşamını yitirenlerin isimleri ve ölüm nedenleri yazılı.

Yazının Devamı

Gülen nasıl kurtuldu?

10 Eylül 2017

Yargıtay’ın adli yıl açılış töreni ve resepsiyonu geride kaldı.
Tüm yargı mensupları için en diri dedikoduların yapıldığı yerdir bu resepsiyonlar.
Bundan tam 10 yıl önceki bir resepsiyonda ise konu Fetullah Gülen ve nasıl beraat ettiğiydi.
Konunun muhatabı, Gülen’in beraatini oybirliğiyle onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin Başkanı Mahmut Acar’dı.
9. Ceza Dairesi’nin Gülen kararı şaşırtıcıydı zira daire, devletin taraf olduğu davalarda oynadığı belirleyici rolüyle tanınıyordu.
Şimdi çok matahmış gibi özlenen eski yargı düzeninin sembol dairesi.
Taş atan çocukların “terör örgütü üyesi” sayılması gerektiğinden, Hizbullah tahliyelerine uzanan bir dizi karar daireden çıkmıştı.

Yazının Devamı

Dünya yuvarlaktır

3 Eylül 2017

En yardımsever, en cömert, en ahlaklı, en dürüst, en şefkatli, en naif, en zarif, en dobra...

Bütün bu narsistik sıfatlar, Freud’un yorumuyla, benliği korumaya dayalı savunma mekanizmaları olsa daha şefkatle bakılabilirdi belki.

Oysa en saf haliyle, gerçekle yüzleşememe, hakikati eğip bükme gibi bir sorunumuz var.

Bizi daha iyiden, daha güzelden, daha zariften uzaklaştıran bir sorun.

***

Sadece Vatan Şaşmaz’ın öldürüldüğü o vahim olaydan sonraki vahşi ve ahlakçı yorumlarla sınırlı değil bu hal.

Tek bir olayda başımıza gelse ya da toplumun sadece belli kesimi tarafından yapılsa, topluca büyük bir travmanın etkilerini yaşadığımızı söyleyip, geçebilirdik.

Amansız muhaliflerin öldürülmüş bir insanın ismi üzerinden laf oyunu yapmasından, katı ahlakçının ölen iki insanı infaz etmesine, komplo teorileriyle şekillenmiş ve gelişmemiş kişiliğin buna uygun senaryolar yazmasından, apolitiklikle övünen ruh halinin ölümden espri çıkarma zorlamasına kadar uzanan bir ruh durumu.

Yazının Devamı