(Hülya Avşar'ın "Girişimci Ruh ve KOBİ'ler" konulu toplantı için hazırladığı konuşmanın tam metni)
Sevgili benim kadar güzel İzmirliler... "Girişimci ruh ve bobiler" konulu konferansa hoş geldiniz.
Öncelikle bana burada konuşma fırsatı veren en az benim kadar güzel insan, Başbakan Yardımcısı Işın Çelebi hanfendiye de saygılarımı sunuyorum.
"Gelişimci ruh ve fobiler" konusunda konuşmam istendiğinde çok şaşırdım.
Çünkü genellikle ben konuşan değil konuşturan taraf oluyorum.
Şunu açık seçik söyleyim derdim ne aşk ne para pul
Bende vefa yok hayır yok,
Sen kendine git yenisini bul
Hancı değilim aaaaaaah, yolcu değilim aaaaaah... Ahhhh...
(Not: Burada ara verilecek ve Kaya'nın evde olup olmadığı kontrol edilecek. Evde yoksa Laila aranacak. Orda da yoksa Hafta Sonu'ndan Özer aranıp Kaya'nın nerede sürttüğü sorulacak...)
***
Öhö öhö... (Sigara brakılacak. Sadece Kaya'nın üzerinde söndürmek için haftada bir paket kullanmak yeter sanıyorum.) Verdiğim bu kısa aradan dolayı özür dilerim.
Küçük bir elbise değişikliği yaptım ve gene karşınızdayım.
Sevgili benim kadar güzel İzmir'in birbirinden güzel insanları.
Bugün sizlere girişimci ruhtan bahsetmek istiyorum.
Aslında bizim ilişkimizde girişimci olan ben değilim Kaya'dır.
Kaya girişimciliği çok sever. Girişim fırsatı buldu mu hiiiç kaçırmaz.
Aldığım haberlere göre şu anda da Kaya girişim halindeymiş.
Döner dönmez ben de ona girişicem sevgili benim kadar güzel olan dünyanın en şahane insanları.
Ama ondan önce şu "Girişimci ruh ve hobiler" meselesine değinmek istiyorum.
Hobiler üçe ayrılır. Amerikan doları, Alman markı, İsviçre frangı...
Şimdi gene kısa bir ara veriyorum.
Ben gelene kadar Asabiye, Annem ve Kibariye'nin annesi size şarkı söyleyecek ve falınıza bakacak.
***
(Not: Arada gene ev aranacak. Kaya hâlâ eve gelmemişse İzmir'in meşhur kayalarından biri Kaya'nın kafasına atılmak üzere İstanbul'a götürülecek. Şenay Düdük aranacak. Kaya nerede diye sorulacak.)
Sevgili bana hayran İzmir'li sanayiciler.
"Görüşmeci ruh ve Sübyan sabiler" adlı konferansımın son bölümünde size çalışmanın erdemi konusunda bazı açıklamalarda bulunucam.
Işıldayan demir pas tutmaz demiş benim kadar güzel olan atalarımız.
Bu ilkeden yola çıkarak Sabancı'nın altın öğüdünü hatırlatmak istiyorum.
"Çalışmaaaağh, çalışmaaaağh gene çalışmaaaağh...
Benim kadar güzel olan konuşmamı ünlü divan şairimiz benim kadar güzel insan Nazım Hürmet'in bir sözüyle bitirmek istiyorum.
"Trik trak trik trak olur mu hiç çalışmamak
Trik trak trik trak olur mu hiç çalışmamak"
(Not: Finalde havai fişek gösterisi ... )
Lucescu’nun tost - iti İyi yere dükkân açtık. Galatasaray beni bırakmadıkça bırakılmayacak.Jardel dedemden daha yavaş koşuyor ama gol atıyor. Şans verilecek.Galatasaray'ın orta sahasındaki bücürler evlatlık olarak yanıma alınacak...Türkiye'de futbol başlıkları değişiyor. Real Madrid galibiyetinden sonra artık başlıklar şu şekilde olacak. Yendik ama ezemedik...
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr