"Tavşan kaç, tazı tut" eski bakanı Eyüp Aşık'ın telefonlarını dinledim.

       FİRARDAKİ mafya lideri Çakıcı'ya "Tavşan kaç, tazı tut" dediği için bakanlıktan istifa eden Eyüp Aşık'ın hayatının kaydığını sanıyorsunuz değil mi?
       Size öyle geliyor!.
       Çünkü beş gündür Eyüp Aşık'ın telefonlarını dinliyorum bana hiç öyle gelmiyor.
       * * *
     �TELEFON 1
       - Alo Eyüp'çüğüm geçmiş olsun?
       - Sağolun Sayın Bakanım.
       - Yahu biz de seni halim selim bir adam bilirdik. Aşolsun valla hepimize ters köşeden golü attın.
       - O bantlar montaj Sayın Bakanım.
       - Hadi Eyüp hadi. Sayın Atatürk'ün dediği gibi "mütevazi olma, öyle sanırlar."
       - Valla bişey yok abi, hepsi iftira...
       - Oğlum niye saklıyorsun? Bu memleketin işini bilen adamlara ihtiyacı var. Senin gibi karda yürüyüp izini belli etmeyen on adamım olsa bu memleketin haracını yerim be...
       - Estağfurullah Sayın Bakanım...
       - Tamam oğlum tamam. Bak şimdi başın sıkışınca bir abin olduğunu unutma tamam mı?
       Mafyacı beyefendilere de selamımı ilet. Ben Amerika'da idamla yargılanan sarı Necdet'e ulaşamıyorum. Sen görüşürsen bizim baraj ihalesi nooldu, diye sor bi zahmet.
     �TELEFON 2
       - Eyüp Bey parti başkanımızın ve eşinin size selamları var. Eyüp Bey hiç canını sıkmasın diyorlar.
       - Sağolsunlar.
       - Eyüp Bey lütfedip bizim partiye geçerse, ilk seçimlerde istediği bölgeden birinci sırada milletvekili adayımızdır diyorlar.
       - Montaj efendim.
       - Tabii efendim. Mafyayı parlamenter rejime montaj etmekte fayda var. Haa Sayın Başkan ve eşinin küçük bir ricası var. Yalının satışından gelen parayı alıp İsviçre'ye kaçan zat en son Hollanda'da görülmüş. Lavaş Behçet Bey'e bir iletirseniz seviniriz diyorlar.
     �TELEFON 3
       - Eyüp Bey ben Kıllıoğlu Holding yönetim kurulu Başkanı Azamet Kıllıoğlu. Cuma namazlarından hatırlarsınız.
       - Saçmalama Azamet sen benim kırk yıllık dostumsun? Eee nasılsın?
       - Sağlığınıza duacıyız efendim.
       - Yahu bırak sizi bizi.
       - Katiyyen olmaz Eyüp Bey. Size sen dediğim günlerimi hatırlamak bile istemiyorum.
       - Azamet kendine gel.
       - Geldim Sayın Aşık. Siz meğer ne önemli zatmışsınız. Mafya ile bu kadar içli dışlı olduğunuzu bilseydim tespihimi istediğinizde size hayır der miydim?
       - Yahu Azamet sen de mi? Yalan be oğlum yalan.
       - Evet Sayın Aşık. Hayat bir yalan zaten. Bu yalancı dünyada aramızda bir tespihin lafı mı olur. Yönetim Kurulu üyeliklerimin tümü size açık tamam mı Eyüp Bey. Hangi fabrikamı istiyorsan geçin başına oturun.
       - Eyüüüüüüüüp.
       - Aaaa Şehriban Hanım.
       - Şehriban ya... Niye beni hiç aramıyorsun Eyüp?
       - Bir ay önce aradığımda bundan sonra beni arama kel ördek dedin ya Şehriban.
       - Ben mi dedim? Sana mı dedim? Yalaaaaan kuyruklu yalan. Sen halamla görüşmüşsündür. Her beni arayana öyle diyor. Biraz akıl hastasıdır da.
       Bak şimdi sana cep telefonumu, ev telefonumu ve iş telefonumu veriyorum. Ev ve iş aynı zaten.
       Beni gecenin her saatinde arayabilirsin mafya bağlantılı ördeğim benim.
       - Şehriban iftira bunlar.
       - Üzülme güzelim. Bana da orospu diye iftira atıyorlar. Naapıyim yani?
       - Şehriban sen de mi?
       - Hayır asıl Eyüp sen de mi?

       Dünya kupasından dönerken söylemesi ayıp Ronaldo'nun yıllık kazancına yakın bir para verip Canon MV - 100 marka digital bir kamera ve fotoğraf makinesi aldım. Böylece artık çektiğim fotoğrafları bilgisayar ortamına aktaracak ve çıkışı pirinterden alarak fotoğrafçı safhasını aradan kaldıracağım. Eve geldim kutunun içinden çıkan parçalara baktım bilgisayara bağlanmamı sağlayacak kablo yok.
       Önce eksik sanıp kutuyu birkaç kez karıştırdım ama kablo yoktu.
       Çat ve pat İngilizcemle sayfaları çating pating karıştırırken bir de baktım ki "Capture kit" denilen parça opsiyonel... Yani makine ile birlikte verilmiyor, parayı bastırıp sonra alıyorsunuz?
       "Yuh yani. Digital bir fotoğraf makinesi özelliği taşıyan bir kameranın içinden Capture kit nasıl çıkmaz kardeşim, diye söylenerek Türkiye'deki Canon'u aradım bana verdikleri fiyat kamerayı aldığım fiyatın yaklaşık yarısıydı (Tahminen 250 milyon lira). Canon'un bir tek kablo ve uyduruk bir Capture programı için istediği para buydu.
       Sen digital fotoğraf makinesi özellikli kamera sat, içine kablo koyma, o kabloyu da kameranın yarısına sat. Bu Japonlar ya dayak yemediler, ya da sayı saymasını bilmiyorlar.

       * Bana her soru sorana "azzz sonra" deme alışkanlığından vazgeçilecek. Benimle yatmak isteyen kaç kadının bu yüzden kalbini kırdım.
       * Piyano dersleri alınacak. Ondan daha iyi çalabilirim. Geç değil, hiç geç değil.
       * Çakıcı'nın haberleri ile bir ay idare ettik. Yeni Çakıcı'ların çıkması için dua edilecek.
       * Ekranda haberleri sunarken çok terliyorum. VTR'ler sırasında duş alınacak.




Yazara E-Posta: G.Mujde@milliyet.com.tr