Aslında itiraf etmeliyim ki, hayatım boyunca entelektüel olmaya özendim... Çevremde anlamadığım dilden felsefi tartışmalar yapılırken bir varoş çocuğu olmama lanet ettim.
Çevremdekiler Foucault sarkacını tartışırlarken "Bizim inşaatçıların kullandığı yerli sarkaçlar da fena değil" deyişim üzerine girilen gülme krizleri tartışmayı yapan insanlarla karşılaştığım her an sürmeye devam ediyor.
Eşimini konservatuardan arkadaşları "Gogol’ün paltosunu gördün mü?" dediklerinde "Vestiyere bakın" demiştim de, bu da bizim camiada yıllardır makara görevi görmüştü.
Woody Allen’ı sevimli ağaçkakan Woodywoodpecker’le karıştırmamı ise ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Koca koca kitaplar, koca koca filmler yapmama rağmen entelektüel camiada kaşlarım Emrah’ın kaşlarının takındığı pozisyonunu takındı yıllarca.
Kendime sevgili olarak Perihan Mağden yerine Naomi Hanım’ı seçmem o camiada kendimi daha rahat hissetiğim için değildir de nedir?
Milano Moda Festivali’nde Çaykovski’yi Rus çayı sandığımda Naomi Hanım ve arkadaşları tepki bile vermemişlerdi.
Aynı cümleyi İstanbul Film Festivali’nin fuayesinde söylemiş olsaydım gelecek seneki afişlerde muhtemeldir ki benim resmim olurdu trene bakarken çekilen..
Velhasılı kelam, entelektüel olamadığım için hep mutsuz oldum...
Taa ki Sertab o meşhur tespiti yapana kadar.
Efendim Sertab Erener, bizim gazetenin polemik köşesine de konu olan haberinde entellektüellerin başka tatmin araçları olduğundan yeterince sevişmediklerini söylemiş.
Arkadaşım olmasa ‘Hay ağzını öpeyim’ diyicem ama yanlış anlıyıcak bu sefer de.
Yani bu kadar olur.. Yıllardır bunu söylerim ben de.
Hem entelektüel hem playboy olunur mu?
Bir entelektüel kadınları etkiliyicem diye Ahmet Altan’ın tuğla kalınlığındaki yeni romanı ‘İsyan Günlerinde Aşk’ı okuyana kadar, ortalama bir playboy 20 kadınla aşk yapar...
Bu sadece bizde değil dünyada da böyle.
Tolstoy 14 ciltlik ‘Savaş ve Barış’ı yazmış yazmasına ama dünya Rus playboy Rasputin'i daha çok tanıyor. Rasputin adına şarkılar yapıldı ama Toltsoy adına yapılmış bir reklam cıngılı bile yok... (Bakınız Ra ra rasputin-Boney M)
Entellektüellerin yıldızı Teoman ve Mirkelam, bir kez bile Reha Muhtar'a konuk olamazken, Tarkan’ın ‘Hamdullah Hanımla’ çekilen fotoğrafları yüzlerce kez yayınlandı şov haberde...
Sezen Aksu’nun entel Marangoz’u bırakıp petrolcü bir sevgili bulması tesadüf mu sizce?..
İşte bu kez entelektüel olmadığım için Allahım'a binlerce kez şükür ediyorum.
Can Kozanoğlu’nun yeni şehir öykülerini hemen kapatıp dolaba kaldırdım.
‘İsyan Günlerinde Aşk’ın ise sadece sevişme sayfalarını okuyorum. İttihatçılarla ilgili bölümlerini es geçiyorum.
En favori şarkıcım Tarık...
En beğendiğim sinema oyuncusu Özlem Yıldız (Hemşo’daki rolüyle).
En beğendiğim köşe yazarı Kenan Erçetingöz.
En beğendiğim yönetmen Zeki Alasya...
Eğer bana bundan sonra ‘Ne kadar entelektüel yazılarınız var’ derseniz cevabım şimdiden hazır.
‘Sensin entelektüel...’
‘Biz gidemediğimize göre uzaylılar da buraya gelemez' dedikten sonra gazetelerde yayınlanan haberlerden çok etkilenen Uuulaştırma Bakanı Enis Öksüz, uzaylıların buraya geldiğine ikna oldu ve Türk Hava Yolları’ndan bir uçağı Jüpiter’e gitmekle görevlendirdi.
Pilotların yalvarmalarına karşın depoyu fulleyip yola çıkmalarını isteyen bakan, "Onlar geliyorsa biz de gideriz kardeşim. Uçağın burnunu biraz havaya doğru tutarsanız uzaydasınız zaten. Hadi rastgele" dedi..
Dün yola çıkan uçaktan hala haber alınamadı...
Kelliğe karşı Viagra bulundu.
Keller müjde.. Amerikalılar saç çıkaran mucizevi bir ilaç buldular.
‘Kel Viagrası’ olarak tanınan mucize ilaç ‘Kelagra’nın sürüldüğü kafayı beş altı santim uzatmasından başka bilinen bir yan etkisi yok...
