Sağduyunun adresi Ankara
Sağduyuyu Google Earth’ten aradım ve buldum. Sağduyu zabıta noktası var. İnanmayana denemesi bedava...
Ankara’da, Yeni Bayındır mahallesinde Sağduyu Zabıta Noktası diye bir yer var.
Aman gençler” derdi abilerimiz, “Eline sopayı alan kaybeder. Şiddetten uzak durun.” İnanmazdık ama her seferinde abiler haklı çıkardı.
Ben yaşaya yaşaya öğrendim. Haklı bir protestonun haksız duruma düşmesi iki provokatör veya akıllanmamışın şiddet gösterisine bakar. Halk desteği bir anda çekilir, marjinalleşir ortalık.
Bu yüzden eylemler başladığı günden beri Twitter’dan eylemcilere sağduyu çağırısı yapıyorum. Yapmayın, sakin olun, germeyin ortamı, hem siz kaybedersiniz hem ülkemiz kaybeder diyorum.
Ama ortam sürekli gerilince yanlış adrese mi söylüyorum acaba dedim? Bu aralar alışkanlık yaptı, bütün adresleri hazır Google Earth’ten aratıyorken bir de sağduyuyu arayayım dedim. “Sağduyu” yazdım bastım enter’a ve Google Earth’ten sağduyu çağrısı yapılacak adresi buldum.
“Sağduyu Zabıta Noktası.
Yeni Bayındır mahallesi. 06480 Ankara” adresi çıktı karşıma.
İnanmadıysanız denemesi bedava.
Kate Moss Bodrum’a geldi, kimsenin ruhu duymadı.
Yabancı yıldızlar için şu an tatil cenneti Türkiye...
Siz bakmayın Taksim görüntülerine. Dünyaca ünlü bir yıldız olsam ilk tatil durağım Türkiye olurdu. Kafama göre tatilimi yapar giderdim. Kimsenin de ruhu duymazdı. Nasıl duysun, bütün kameralar Taksim’den canlı yayında. Yani inanın Obama gelip Bodrum’da muza binse haberimiz olmaz.
Bakın Kate Moss geldi, kimsenin ruhu duymadı. Kadın denize girdi, dondurmasını yedi, güneşlendi, miniminnacık bir haber,
o da iki kare fotoğraf. Bitti, gitti.
Kim bilir kimler gelip gidiyor bu aralar, haberimiz olmuyor...
Yazıyı gönderdiğim kafenin kablosuz internet erişimi şifresini öğrenmek için az önce garsona seslendim. “Ben garson değilim, Bono’yum” dedi adam...
Lan bu Bono yoksa...
İş görüşmesinde bu cümleleri kullanmayın
* Burada sigara içebilir miyim?
* “Biz size döneriz” diyorsunuz ama hiç dönmüyosunuz ya...
* Ne iş olsa yaparım abi
* Görüşmeye gelicem ama akbilim bitmiş. Bi taksiye binsem paramı verir misiniz oraya gelince?
* Eğer sizinki gibi oturularak yapılan bir işse ben de yaparım.
* Güzel ofismiş. Koltuk 360 derece dönüyor mu?
* Gazete ilanınızı görmedim. Gazete filan okumam zaten. Bi arkadaş söyledi.
* Bu sektörün sendikası var mı?
* Heyecandan ağzım kurudu. Suyunuzdan bir yudum alabilir miyim? Korkmayın dişlerimi geçen hafta fırçalamıştım.
* Bize çay getiren hatun bekar mı?
* Yedi çocuğum var dört eşimden. Hepsine nafaka veriyorum.
* Sekreterin de güzelmiş be abi...
* Eğitim durumum şöyle, hayat mektebini birincilikle bitirdim.
* Ama hep sen sordun soruları. Oldu mu şimdi? Biraz da biz soralım bakalım.
* Ben telefondaki sesinizden sizi daha zayıf hayal etmiştim be ablacım.
* Çayın yanında yiyecek bi’şeyler de olsaydı keşke. Kurabiye filan...
* Yazılı referans mektubu getiremedim çünkü patronun kolunu kırmıştım işten ayrılırken, mektubu yazamadı.
* Çok eğlenceli biri olduğumu söyler arkadaşlar. Özelliğim bu. Sen nasıl kelsen ben de eğlenceliyim işte. Kapının yerini biliyorum. Göstermenize gerek yok.
* Kimliğim yanımda yok ama interpolün kırmızı bülteni yanımda. Kimlik yerine de geçer mi?
* Biraz acele edebilir miyiz? Birkaç iş görüşmesi daha yapıcam da...