Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gani MÜJDE

CANIM Loto'da trilyon bana çıkmamış olabilir, ama ne gülüyorsunuz?
Bir sürü insana da çıkmadı ona bakarsanız!..
Ah tabiii; Naomi ve Claudia'yı götüremedim diye yüreğinizin yağı eridi di mi?
Sadece sizin değil, gazetedekilerin de yüreğinin yağı eridi bakıyorum.
Naaapıcam bilmiyorum, koridorlarda yüreyemez oldum.
"Hoop Naomi diye biri arıyor, kime bağlayayım?"
"Iooop Gani abi, az önce yemekhanede Kate Moss'a rastladım. Kurufasulye yiyordu, seni sordu.."
Maalesef, yazı işlerindekiler, bir haftadır telefonları, "Buyrun Naomi hanım" diyerek açtıklarını unutmuş gibi üstüme üstüme geliyor.
Derya Bey'i ise hiç sormayın..
Yarı Türkçe, yarı İngilizce konuşmasına bakarak Linda Evangelista sandığı ve saatlerce kahkahalarla sohbet ettiği Tansu Çiller'den özür dileyeceğine, benimle dalga geçmek içni her gazeteye gelişimde kapıda karşılıyor.
Hele kadınlar.. Hepsinin ağzı kulaklarında.
"Allah'ın şapşalı, Claudia seni n'aapsın be?!" der gibi bakıyorlar suratıma.
Sanki ben çok meraklıydım Claudia'ya..
Alt tarafı aptal bir sarışın!..
"Türk romanında post - modem akımın öncüsü kim?" desen, aval aval yüzüne bakar adamın.
Tabii soruyu Türkçe sormamın etkisi var mı bilmiyorum ama, aval aval bakar işte...
Hele Naomi... Bir nevi kara marsık. Gece vakti neresinden tutacağını göremez insan.
"Aaa Naomi, sen burada mıydın?!"
"Evet, hem de saatlerdir. Bu arada üç kere burnunu karıştırdın, bir kere de şeyinin yerini değiştirdin. Sağdan sola aldın.."
Kate Moss desem, bir deri bir kemik. Hatta az deri, çok kemik... Göğüs desen, bir nevi sivilce irisi.
Halbuki biz, "Dam üstüne uneler, tombul tobul memeler. Memeler baş kaldırmış, dar geliyor düğmeler" şarkılarıyla büyümüş bir kuşağız...
Yani siz bu satırları okuduğunuzda, ben Paris'te olacağım. Kate Moos karşıma çıkacak ve, "Hani California'ya gelip sırtıma güneş yağı sürecektin hınzır?" diyecek diye ödüm patlıyor.
Peeehh!..
Ayrıca hepsi espiriydi... Loto'dan para çıksa da ben onlarla yemeyecektim ki?
O paraya ihtiyacı olan bir sürü hayır kurumu var. Vatandaş sorumluluğunun bilinci içerisinde, paramı onlarla paylaşmayı düşünüyordum.
Hatta, 'Para bana çıksın birkaç yüz milyon aç doyururum, Bülent Ersoy'un düğününü de kendi ellerimle yaparım' diyordum. Bunu kimseye söylemedim, ama inanın öyle düşünüyordum işte...
Ama, kısmet değilmiş.
Sekiz tane adam, şimdi durup dururken 200 küsur milyar kazandı.
Şimdi parayı alırlar doğğğru bir ev, bir Doğan SLX, bir tane de tatlıcı dükkanı; bitti para...
Neyse, üzülmüyorum gerçekten.
Gözüme bir şey kaçtı, onun için ağlıyorum.
Sayın Mustafa Kemal Çelik'in dediği gibi, "Elimi sallasam ellisi. Biri gider gelir birisi."
Başka bi'şey sallamaya gerek yok yani.


* Bir Fenerbahçeli olarak, Beşiktaş'a imrenirdim. Hayır, kazandığı kupalara değil elbet.
Bizim de o kadar var çok şükür...
Beşiktaş'taki kolej takımı havası çekerdi beni.
Metin, Kibar Feyzo, Ali, hepsi pırıl pırıl efendi, kitap - mitap okuyan insanlardı.
Sonra birden Beşiktaş'ın çehresi değişti.
Mahsun Kırmızıgül'le bar kapılarında kavga eden Alpay'ı tam unutmak üzereydik ki, bu kez de gazetecilerin üzerine bodyguardlarını salan Oktay çıktı karşımıza.
Yapmayın çocuklar. O kolej takımı ruhudur Beşiktaş'ı üç sene üst üste şampiyon yapan... Okula geri dönün...
* "Seni sevdiğimi kimseye söyleme. Çünkü ben herkese söyledim." Yeni kitabımın ismi. Henüz dizgide. Yakında parantez yayınlarından çıkacak. Eli kulağında...


* Nihayet dünyalar güzeli birini buldum. Derhal dünyalar güzeli bir nişan yapılacak. Hatta imam nişanı yapılacak...
* "Çocuğun yaşı küçük" diyenlere büyük bir şeyler gösterilecek.
* Yeni nişanlımla da dünyalar güzeli bir klip yapılacak. Bu klipte dünyalar güzeli liseli bir genç kız oluşum canlandırılacak.
* Biraz kilo aldım galiba. Dünyalar güzeli nişan yüzüğü parmağıma olmadı. Annesinin hediye ettiği bilezik, parmağa takılacak.
* Beraberliğimizi 'çarpık bir ilişki' olarak nitelendirenlere, Tansu Çiller - Erbakan koalisyonu örnek verilecek.




Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr