BABAMIZDAN korkup, devlet babaya baş kaldırdığımız yıllardı...
Konyalı bakkalın önünde bira içtim.
Kızlara yüzümü kızartarak laf attım.
Kibritlerin ucundaki maddeyi vücutlarına sürterek sevgililerinin ismini yazan insanlarla birlikte geçti çocukluğum.
Karakoldaki komiserleri bile kız yüzünden döven abiler şekillendirdi hayatımı.
Onların dertleri dertlerim, onların müzikleri müziklerim oldu.
Bircan'ın babasının Murat 124'üne yedi erkek doluşup Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur dinleyerek arabaya kız atabilme ihtimalinin beyhude hazzını yaşadım yıllarca.
Sevgililerimin elini tutmadan, tutturanlara ise orospu muamelesi yaparak geçti teenage çağlarım.
Bir kızı dudağının kenarından öptüm. Üç hafta boyunca içim geçti, ağzım kurudu aklıma geldikçe.
* * *
BABAMIZDAN korkup, devlete baş kaldırdığımız yıllardı...
Ben sevgiliyle sevişmenin ayıp sayıldığı sokaklarda sevişebileceğim bir sevgiliyi bulabilme ümidi ile ellerim cebimde gezerken tanıştım Müslüm Baba'yla.
Bahçedeki dut ağaçlarının altında sevgililerimizin bir tek camdan bakabilmesi uğruna sabahladığımız günlerde haykırdım şarkısını.
"Mehtaplı gecelerde hep seni andım.
Belki dönersin diye boş yere kandım."
* * *
BABAMIZDAN korkup, devlete baş kaldırdığımız yıllardı.
Bedia Akartürk, Şakir Öner Günhan ve Ümit Tokcan televizyonun krallarıydı.
Müslüm Baba ise varoşların ve benim.
Ne Orhan Gencebay kadar jantiydi, ne Tarık Akan kadar yakışıklı...
Sesi de, senin benim sesim gibi çıkıyordu. Boğuk, kısık hatta çatlak...
Posterlerini asardım sağa sola. Kaşlarının yardımı ile zorla açılmış göz kapaklarında hem isyan hem itaat vardı.
Sesinde sevdiği kızı alamayıp kendini içkiye ve sigaraya vurmuş varoş çocuğunun ruhu, biz vardık.
* * *
BABAMIZDAN korkup devlete baş kaldırdığımız yıllardan çok sonra yeni hazlarla karşılaştım.
Klasik müzikle ve cazla tanıştıktan sonra bile kopamadım Müslüm Baba'dan.
"Dünya tesine dönse de vazgeçmedim."
Kafasına bant takıp, göğsünü jiletleyenler arasında olmasam da onları anladım.
Müslüm'e ulaşmak için dayak yiyeceğini bile bile on tane polisin arasına gözünü kırpmadan dalan varoş çocuğunun fotoğrafında kendi fotoğrafımı gördüm.
Müslüm Baba'nın sokak çocuklarına ceketini bırakıp gitmesinin efsanesini yaşadım, pavyondan bir kadın sevmesinin büyüklüğüne taptım hançeresini yırtan çocuğun nezdinde.
* * *
BABAMIZDAN korkup devlete baş kaldırdığımız yıllar çok gerilerde kaldı artık.
Ve sonunda benzeri de çıktı Müslüm Baba'nın.
Daha gençti Hakan Taşıyan.
Aynı tonda söylüyor, aynı tonda konuşuyordu.
Üstelik kavruk da değildi. Hatta Müslüm Baba'ya göre yakışıklı bile sayılırdı.
Ama gerçek değildi henüz.
Önce efsanesini yaratması gerekiyordu.
Ali Sami Yen'in sandalyelerini söküp attı fanatikleri.
Herkes kızdı, ben sevindim. (Fenerbahçeli olduğum için değil elbet)
Hakan, Müslüm Baba'nın üstüne basarak kendi efsanesini yaratıyordu.
Çünkü varoşların efsanelere ihtiyacı vardı, jiletle göğsüne adını kazıyacak sevgiliye olduğu kadar...
Ve Müslüm Baba'nın Hakan Taşıyan'ı ne kadar taşıyacağı meçhuldü artık.
GEÇTİĞİMİZ hafta Antalya'daydım. Artık dünya karikatürünün oskarı sayılan Aydın Doğan Vakfı karikatür yarışmasında jüri üyesi olarak hem keyifli saatler geçirdim, hem dünya karikatürlerini inceleme fırsatı buldum.
Vakfın mükemmel organizasyonu ile Falez Otel'in konukseverliği birleşince yarışma gerçek bir eğlence şölenine dönüştü benim için.
Naomi Hanım'ın memleketinden bir jüri üyesi çağrılmaması ağırıma gittiyse de Meksikalı, Fransız, İngiliz ve Hollandalı karikatürcülerle tanışma fırsatı buldum.
Onlara Türk karikatürünü ve maç sonuçlarını anlattım.
(Çoğu kendi ülkesinin Dünya Kupası'ndaki maçlarıyla ilgilenmiyordu bile.)
Türk karikatürünün ve grafik sanatlarının gelişmişliğini insan böyle uluslararası yarışmalarda daha iyi anlıyor.
Ve Dünya Kupası'nda Türkiye yok, diye üzülmüyorum.
Karikatürde onlara beş çekeriz...
* Saçlar katılacak. Sezen Hanım'ın evinin önünde dolaşılacak.
* Sezen Hanım işi olmazsa marangoza meraklı başka bir star bulunacak.
* 7 milyarlık motosiklete binmek için önce motosiklet sürmek öğrenilecek.
* Ümraniye'nin benimle gurur duyması sağlanacak.
Yazara E-Posta: G.Mujde@milliyet.com.tr
Özay Şendir
Öğretmenlik ve sosyal statü
24 Kasım 2024
Didem Özel Tümer
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan ABD’ye YPG mesajı: Sineye çekmeyeceğiz
24 Kasım 2024
Abbas Güçlü
Öğretmenler neden mutsuz?
24 Kasım 2024
Zeynep Aktaş
Her şey faizlere kilitlendi
24 Kasım 2024
Ali Eyüboğlu
Aşkın Nur Yengi: ‘‘Rekabet derdimiz yoktu’’
24 Kasım 2024