Gani MÜJDE
Milliyet'ten arıyorlar deyince şüphelenmedim değil aslında.
Hele hele Derya bey lafa "Gani'ciğim hani Venezuella'da yapılan güzellik yarışmasına gitmek istiyordun ya. Bir iki pürüz var ama iş tamam gibi. Hem de jüri üyesi olarak göndericez seni" diye başlayınca anladım ki bana gene Ankara'nın yolları göründü.
"Sen, ben, Mesut Yılmaz, Ecevit, Cindoruk, İsmet abi ve Milliyet yazarları yemek yiyeceğiz."
Tam mazeretlerden mazeret beğenmekteydim ki Derya bey durumu kavrayıp beni can evimden vurdu.
"Ha Gani'ciğim, ne kadar ilgini çeker bilmem ama yemekte, Ankara'da defile için bulunan Naomi Campbell ve Kate Moss'ta olacak"
Yalandı, biliyordum ama bir umut... Gene yollara düştüm işte...
***
Milliyet'in yeşil boyanarak muhtemel bir islami iktidar sırasında mescit olarak kullanılması düşünülen Roof barında gözlerim Naomi'yi ararken içeri Eyüp Aşık girdi.
Arkasından Cindoruk , İsmet abi , Rıfat Serdaroğlu , Cavit Kavak , Ecevit ve son olarak ta Mesut Yılmaz.
Toplasan bi Naomi ederler mi allahaşkına?!.
Hayır geliş sıraları da çok hiyerarşik. Makam ve rütbe sırasına göre geliyorlar.
Örneğin Mesut bey başbakan ya ; Assolistler gibi en son gelmeyi nasıl başarıyor ben ona şaşıyorum. Belki de telsizle soruyordur.
"Derya bey başbakan yardımcısı geldi mi?
"Hayır Mesut bey"
Sonra şöföre dönüyordur.
"Peki evladım şu Anıtkabir'in etrafında bir tur daha atalım. Belki gelir o zamana kadar"
***
Yemeğe geçildi nihayetinde .
Hani o yemez denilen Bülent Ecevit ordövr tabağını sildi süpürdü.
Tabağın amblemini bile bıçakla kazıyıp kızarmış ekmeğin üstüne sürdü.
Ama gazeteci milleti ile yemek yemek kolay mı?
O yenilen peynirlerin , somon balıklarının hesabını sorarlar adama diye düşünüyordum ki Sami Kohen Mesut Yılmaz'a greko romen dalmaya başladı.
Sami Bey'in Avrupa birliği ile ilgili sorularına Mesut Yılmaz ordövr tabağını bitirip ara sıcaklara geçene kadar cevap vermedi.
Hayır ben işlerin acemisiyim ya, yemeği bıraktım cevap bekliyorum. Oysa baktım herkes, hatta soruyu soran Sami Kohen bile cevabın gelme süresini bildiği için cevap gelene kadar yemeğe devam ediyor.
Bir süre acaba Mesut Yılmaz konuşuyor da ben mi duymuyorum diye şüpheye bile kapıldım. Dudaklarını okumaya çalışıyorum ama cümleleler genellikle şu şekilde çıkıyor.
"Şlap , Şlup , Mmmmmm , dolma da güzelmiş ,mmmmm ,şlappp"
Hayır gazeteyi ben yapıyor olsam burdan yola çıkarak şöyle bir manşet atarım ki rezilliğe bak sen.
"Mesut Yılmaz Avrupa birliği için dolma da güzelmiş şlapppp dedi"
***
Arkasından soru yağmaya başladı Başbakan'a...
Mesut Yılmaz gazetecilerle yemek yiye yiye tecrübe sahibi olmuş tabi.
Tam soru sorulurken tabaktaki en büyük dolmayı alıp ağzına götürüyor ama yemiyor...
Soru bitip te cevap sırası geldiğinde, hooop ağzına atıyor.
Böylece hem cevap için süre kazanmış oluyor hem de çok istiyorsa çiğnemeyi uzatarak cevabı kaynatmayı başarıyor.
Cengiz Kuşçuoğlu'nun Susurluk sorusunda balığı tabağı ile birlikte yutmasının başka bir açıklaması yok elbet.
***
Yemekte bir ara savcının Susurluk davasının tüm sanıklarına beraat istediği konuşulunca İsmet Abi dayanamadı. "Yahu peki bu Topal'ı kim öldürdü o zaman" dedi? Ben de dayanamadım "İntihar etmiş İsmet bey" dedim.
Masada bir kahkaha koptu. Mesut Yılmaz güldü mü yoksa dişlerini mi karıştırıyordu tam olarak anlayamadım ama ağzı şöyle kulak hizasına kadar gitti geldi.
***
Kanal D ye Şafak Sezer ile birlikte yapacağımız bir programdaki milletvekili tiplemesi için yazar olarak birlikte çalışmayı teklif edeceğim Hüsamettin Cindoruk ise formdaydı. Mesut bey ve İsmet Sezgin'de fena değildi ama gecenin en şık esprisini Cindoruk yaptı.
Doğan Heper "Elime asker - ressamlar diye bir katalog geçti ama içinde Evren Paşa yoktu" deyince Cindoruk lafı yapıştırdı.
"Onu her ikisinden de saymamışlardır"
***
Mesut Yılmaz tüm soruları dolma ve salata yiyerek geçiştirirken "keşke yemekte Naomi ve Kate olsaydı ve biz bu soruları onlara sorsaydık. Eminim daha doyurucu cevaplar alırdık" diye düşünüyordum ki tatlılar geldi .
Düşünmekten vazgeçtim.
Kahvelere geçildiğinde Başbakan hala Susurluk sorusuna cevap vermemişti.
Ve kahvesinin üstüne soğuk suyu içerken gene dudak okumaya ve Susurluk üzerine düşüncelerini anlamaya çalıştım. Sonuç ortada:
"Hüüüüüüüp"
Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr