Gani MÜJDE
Sevgili ve ulan Burhan aaabi.
Sana 'sevgili' diyorum diye sakın aklına yanlış bir şey gelmesin. Hitaplarda adettir, 'sevgili' başa gelir. Yoksa sen benim için 'sevgili'den önce 'ulan'sın...
Çünkü televizyonda yaptığın konuşmayı izleyince gözlerim yaşardı.
"Bu insanlarla niye aynı ülkede yaşıyorum?" diye ağladım ulan Burhan Abi...
Hele bir kenarda özenle uzatıp, öbür tarafa doğru özenle taradığın saçlarını düzelterek, "Yaşar Kemal de kim ulan? İki kıçı kırık roman yazdın da nooldu ulan? Kaç paralık adamsın sen ulan?" dedin ya, işte o zaman bende ip koptu.
Bak 'ulanı' önde giden Sayın Burhan Şeyfatura Bey.
Yazarlar, genel olarak edebi özellikleri veya fikri zenginlikleriyle değerlendirilir. (Fikri zenginlik, zekanın türevi olup herkeste bulunmaz. Zorlama...)
Bir yazara, "Kaç paralık adamsın?" dediğin zaman, yazar bu konuya cevap vermekte zorlanır.
Çünkü çoğunlukla parası yoktur.
Hayır, nasıl cevap verecek yani?
"Kitabımın etiket fiyatı 500 bin liradır Burhan Bey.." dese, sizi tatmin eder mi bilmiyorum? (Tatmin: Fiziksel bir hadiseden sonran sigaraya geçme durumu. Zorlamayın herkeste olmaz.)
* * *
Bu arada bir de yazar kasalar vardır.
Sen iyi bilirsin; basarsın tuşlara, cızırt - bızırt gibi senin pek sevdiğin sesler çıkartır yazar kasalar. Bak ona istediğin kadar sorabilirsin.
"Sen kaç paralık kasasın ulan?"
Cevabı hemen fiş olarak gelir.
"Ben bugün yüz milyon liralık fiş kestim."
Yani sayın ulan abim; yazarlık başka şeydir, yazar kasalık başka şey, unutmayalım.
* * *
Ayrıa edebi roman duydum, polisiye roman duydum, post - modern roman duydum, ama "kıçıkırık roman" türünü ilk kez sizden duyuyorum. ('Sizden' tashih hatasıdır, doğrusu 'senden' olacak sevgili okuyucular. Ayrıca cümlede 'ulan' unutulmuş. Dilediğiniz yere yerleştirin.)
Kıçıkırık roman nasıl oluyor uygulamalı olarak gösterirseniz çok sevinirim sayın ulan Şeyfatura abim. Romanın kıçı nasıl kırılıyor, merak ettim.
Yaşar Kemal'in 72 dile çevrilen romanlarının hiçbirinde, 'İnce Memed - Kıçıkırık Romanlar Dizisi - 1' diye bir ibare görmedim de...
* * *
Sonra roman yazmak, "Belediye emriyle çimenlere basmak yasaktır ulan" yazmaya benzemez sayın ulan abim.
İsterseniz sıkın şeyinizi, oturun bir roman yazmayı deneyin.
Şeyin nasıl sıkıldığını, isterseniz Yaşar Kemal size gösterir.
Yazamazsanız da zorlanmayın.
"İnsan hissettiği zekadadır" sayın ve değerli ulan abim...
* * *
Şimdi, "Bu yazıyı yazan kaç paralık adam ulan?" diye soracaksın biliyorum.
Hemen söyleyeyim, bana hiç bulaşma...
Yazarak para kazanan az sayıda yazardan biriyim.
Özer abin, Tansu ablan ve senin kadar olmasa da ense ve kulağım yerindedir yani. Ama ne yazık ki yazarlık; başbakanlık, başbakan eşliği, belediye başkanlığı veya parti başkanı yalakalığı kadar çok kazandırmıyor.
* TÜRK TELEKOMİK
Türktelekom benim cep telefonumu kesti geçen hafta.
Nedeni: Cep telefonuyla çok konuşuyormuşum. Ya ödemezsem?
Türk adını başına koymaktan utandığım Türktelekom, belli bir konuşma rakamını aşan abonenin telefonunu adrese ara bir fatura gönderip "cart" diye kesiyor.
Benim bütün telefon ödemelerim otomatik olarak banka tarafından yapıldığı için gelen faturayı da ben "cart" diye çöpe atıyorum.
Yani telefonumu 'Ya ödemezse?..' diye keseceklerine, bankaya bir fatura gönderselerdi veya ne bileyim, bilgisayarı açıp "Bu eşek herif daha önceki borçlarını ödemiş mi?" diye baksalardı, bu yazıyı yazmamış, bu kararnamenin sorumlusuna 'aptal' dememiş olacaktım.
"Kaç paralık adamsın ulan sen?"lerden Gani Müjde, 9 Kasım Pazar günü Tepebaşı TÜYAP Kitap Fuarı'ndaki PARANTEZ YAYINLARI'nda kitaplarını imzalayacak. Annem hala Milliyet okurlarının beni okuduğuna ve sevdiğine inanmıyor. "Boşuna gitme, geçen sene can sıkıntısından birkaç yüz kişi geldi ama, bu sene kimse gelip kitabını imzalatmaz" dedi.
"SENİ SEVDİĞİMİ KİMSEYE SÖYLEME, ÇÜNKÜ BEN HERKESE SÖYLEDİM" adlı yeni kitabımı imzalıyacam. Belki gelirler deyince de, "Peeeh" yaptı bana. Sürahi Hanım gibi.
N'olursunuz beni mahçup etmeyin. Kitap almasanız da, gelip bi makas alın bari...
* Hapishanelerde saz çalıp şarkı söylenmeyecek. Bir konuşmamdan 22 yıl yedim, şarkıya kaç yıl verirler kimbilir? Hele Serdar Ortaç söylersem, müebbet bile alırım.
* Demirel beni affetse bile dışarı çıkılmayacak. Gerekirse yankesicilik bile yapılacak. Ama gerek yok ya... Tekar konuşurum yeter.
* Dışarı çıkarsam Özfatura'dan intikam alınacak. İzmir'e gidilecek ve yerlere çöp atılacak. Özfatura temizlesin, işi ne?..
* Hani bu ülkede demokrasi vardı. Ben göremiyorum.
Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr