‘Bizim sokağa giren dizel kamyon evi amma sarsıyor" dediğim günden bu yana bir yıl, 365 gün ve sayılabilen 35 bin ölüm geçti.
Yıkık duvarlarında çentikleri var hayatın ve uykusuz gecelerim var...
Her uyandığımda Tanrı'ya şükretmemi sağlayan gecelerin sahibiyim bir yıldır.
Başucumda mutlaka yanan bir ışıkla uyuyorum artık.
Işığı görünce aşık olup onun çevresinde dolanan pervane gibiyim.
Gece yarısı ortasında deprem oluyor diye titremelerle uyanmalarım, televizyonun sesini açık unutarak tavşan uykusuna dalmalarım hep bundan.
Kirli sarı yüzler, toprağın altından fışkıran şaşkın bakışlarla dolu afişlerde unuttuğunuz sitemleri var çığlık çığlığa atılan.
Oysa Türkiye unutmadı 17 Ağustos'u...
Belediyeler unuttu,
Adliyeler unuttu,
Devlet unuttu...
***
Göreceksiniz rantiyenin çarkları, zamanı sırtında taşıyan saatin çarklarıyla birlikte dönecek çok yakında.
Körfez civarında laz müteahhitten çok uygun vadelerle mezartman'lar satılacak.
Belediyeler oy topladıkları halkın kaçak inşaatlarına dozerlerini sokmaya çekinecekler.
"Bir ortanca oğlana, bir küçük oğlana, çatı katı da kiraya" diye yükselecek Körfez boyunca çürük niyetlerle dolu yapılaşma.
Belediyeye haraç verince görmezlikten gelinecek kaçak mezarlar.
Toprağın altındaki ölülerin üzerine radye temelli binalar çıkacaklar kat kat.
Benim acım kat be kat artacak çıkan her katta.
Tüketiciler "bizim ev kayaların üzerinde" diye avutacaklar kendilerini.
Bir kısmı da müteahhit bizim evde oturuyor diye sorumsuzca iyi uykular dileyecekler bebelerine.
Küçük bebek karyolaları büyük beton blokların altında tuzla buz olacak.
Hiçbir müteahhit yaptığı binadan dolayı yargılanmayacak.
Hiçbir kontrol mühendisinin yakasına yapışılmayacak "sen buna nasıl izin verirsin?" diye.
George Bush'un oğlu gelecek bu sefer.
Onun da burnunu sıkacak bir bebek bulunacak.
20. yüzyıldan hiç ders almadan 21'ine giren Türkiye, uygulamalı derslerde tek ayak üstüne çekecek cezasını.İstanbul'da milyonlarca ceset torbası stoklanacak kullanıma hazır.
Yetkililer deprem yardımı için gönderilen yumurtalardan içip bağıracaklar enkazın tepesinde sıtma görmemiş sesleriyle.
İçeride kimse var mı?...
Biz buradayız bir yıldır.
Ya mahkemeler, adliyeler, savcılar, belediye başkanları, kontrol mühendisleri, imar müdürleri, kaçak yapıdan sorumlu belediye birimleri, müteahhitler nerede?
İçeride kimse var mı?
Fenerbahçeli Gani Bey’in tost – iti
Artık Fenerbahçeli olduğum 'maalesef' eki konulmadan söylenecek. Bayrak sandıktan çıkartılacak, ses açma temrinleri yapılacak. Basın tribünündeki yerim kimseye kaptırılmayacak. Takımdaki birlik ve beraberliğin devamı için Bodrum'dan gelen telefonlar futbolculara bağlanmayacak. Sergen ve Alpay'ı Fener'den uzaklaştırdığı için Jet Fadıl'a teşekkür edilecek...
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr