Türkiye’de ünlü olmak çok kolay.
İsterseniz deneyin. Çıkın Taksim’e soyunun ve anadan doğma bir tur atın sokaklarda.
Aynı akşam Reha Muhtar’la Show haberdesinizdir. Ertesi gün bir reklam teklifi alırsınız, bir gün sonra da Bursa’da bütün medya meczuplarını sahneye çıkartan gazinoda şarkı söylerken ve ayaklarınıza şampanya banyosu yaptırırken bulursunuz kendinizi.
Biraz pervasızlık, biraz ne dediğini bilmezlik, biraz saldırganlık ve biraz da ahmaklık ünlü olmaya yeter bu ülkede...
Levent Oran’ı reklamlarda görmediysek, Arto ana haber bülteni sunamıyorsa bir kanalda dozunu tutturamadıkları içindir.
Bakın Banu Alkan’a...
Türkiye’nin en ünlü sarışını oldu bu aralar.
Peki nasıl doğdu bu Banu Alkan mucizesi. En iyisi onu ünlü yapan nedenleri tek tek incelemek.
***
Sesi: Banu Alkan tanrılara özgü sese sahiptir.
Daha doğrusu Tanrı’nın sesini nasıl ki duyamazsınız Banu Alkan’ın sesini de duyamazsınız.
Uyku arası genizden gelen seslere benzer bir ses duyulsa da bu ses şarkılarda ya müzik aletleri tarafından ya da vokalistlerin canhıraş feryatları tarafından bastırılır.
Özellikle vokalistler Banu Hanım’ın güzel sesini duymayalım diye ellerinden geleni yaparlar.
Parmak uçlarında yürümesi: Banu Alkan’ı Afrodit yapan en önemli özelliklerinden biri de parmak uçlarında yürümesi. Artist olmak için evden kaçtığı gece kimseyi uyandırmamak için uyguladığı bu yürüyüş tarzı daha sonra onun zengin kişiliğinin bir parçası olmuş.
Boyunu daha uzun, bacaklarını daha düzgün göstermek için Banu Hanım’ın böyle bir yürüyüş şekline ihtiyacı yoktur efendim. Bunu ben değil İsviçreli bilim adamları söylüyor...
Lastikli şarkı sözleri: Banu Hanım’ın şarkı sözleri bilgelerin içinde kırk mana taşıyan özdeyişlerine benzer.
Onu ünlü yapan şarkıdaki neremi neremi cümlesi nereye çekerseniz oraya gider.
“Kaldırsana, kaldıramazsın kaldıramazsın" adlı şarkısı ise yaşlı ve zengin bir erkekle uzun yıllarını birlikte geçiren Afrodit’in o talihsiz yıllarına aittir. Afrodit kendisini bir türlü dansa kaldırmayan sevgilisine kızarak bu sözleri kaleme almıştır.
Bu sözlerin kötü niyetlilerin elinde malzeme olması ise Banu Hanım’ın suçu değildir.
Dilini ıslak dudakları arasından çıkarması: Banu Hanım’ın karakteristik özelliklerinden birisi de bu... Olur olmaz yerlerde dilini dudakları arasından çıkartarak Afroditliğinin altını çiziyor. O yüzden cenaze törenlerine ve mevlitlere çağırılmıyor.
Şalları ve gölleri: Banu Alkan’ın söylendiğine göre bir aralar güzel bir vücudu varmış.
Lakin biz göremedik. Yaşımız yetmedi...
Şu andaki vücudu ise aynı gizemini koruyor. Çünkü hâlâ görmek mümkün değil.
Banu Hanım sürekli olarak Konya ili yüzölçümünde bir şalla orasını burasını kapattığından kalçasında et var mı? Göğüsleri beline inmiş mi? Göremiyoruz.
Kliplerde ise soyunmasına soyunuyor ama klipler havuzlarda veya göletlerde çekildiği için Banu Hanım’ın sadece saçını ve göğüslerinin başladığı yeri görebiliyorsunuz.
Bittiği yeri ise görmek mümkün değil.
Ayrıca göğüsleri suyun kaldırma kuvvetinden de yararlanarak suyun üzerine soğuması için salınmış iki karpuz gibi duruyor ve aşağıda ne olduğunu görmemizi engelliyorlar.
Geriye sadece Banu Alkan’a inanmak kalıyor efendim.
O Afrodit’im diyorsa mutlaka Afrodit’tir...
Ayrıca Hülya Avşar’dan Türkiye’nin en güzel kadını,
İbrahim Tatlıses’ten en yakışıklı türkücü,
MHP’den Avrupa Birliği’ne aday bir hükümetin ortağı,
ANAP’tan liberal, DSP den demokrat olursa, Banu Alkan’dan on kere Afrodit olur efendim.
Hepimize hayırlı olsun.
Aklıma takılan sorular Ortağım Birol Güven uyandırmasa farkına varmayacaktım ama Hazır Kart reklamındaki cümleye ben de takıldım.
“Ben özgürüm" ne demek? Hiç cep telefonu olan adam özgür olabilir mi?
Hazır kartla ve cep telefonu ile özgür olunur mu?
Adı üstünde hazır kart. Yani her an aranılmaya hazır kart...
“Selahattin, çocuğun ateşi çıktı çabuk eve gel..."
“Ben özgürüm."
“Abi bugün KDV’lerin son ödeme günüymüş."
“Ben özgürüm."
Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr