Gani Müjde

Gani Müjde

-

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Dünyanın en çok izlenen ve en çok reklam toplayan yarışması hangisidir?
       Günün modasına uyarak şıklandıralım isterseniz?
       A Dünya Futbol Şampiyonası?
       B Banu Alkan - Oya Aydoğan arası Afrodit’lik yarışması?
       C Olimpiyatlar?
       D Amerika’s Cup (Yelken yarışları)?
       E NBA Basketbol Turnuvası?
       Milliyet’i tesadüfen okuyanlar ve arkadaşından otlayanlar B, gazetenin bilinçli okurları ise C demiştir genel olarak. Ben de olsam C derdim...
       Oysa dünyanın en çok ilgi çeken, en çok reklam toplayan ve en çok izlenen yarışması Amerika’s Cup adlı yelken yarışlarıdır.
       Benim bile son üç yıldır adını duyduğum bu yarışma birçok ülkenin onur savaşıdır.
       Modasıyla, pizzasıyla, müziğiyle Amerika’yı çoktaaan fethetmiş olan İtalyan şirketleri bile, yarışmada kendi yatları olan Prada birinci gelsin diye milyarlar dökerler her sene.
       Yıllar önce Amerika’s Cup’a katılan Rus teknesi Odessa şimdi İhsan Kalkavan’ın elindedir ve Odessa’yı Boğaz sularında gören Rus gemileri ve gemicileri, köy kahvesinde kaleci Rüştü’yü görmüş köylüler gibi sevinir, sevinçlerini düdükler, sirenler çalarak belli ederler yanından geçerken.
       Keza Formula 1 otomobil yarışmalarını seyreden kitle, futbol karşılaşmalarını seyreden kitleden çoktur. Pazar günü yapılan ve Schumacher’in, Hakkinen’i geçerek dünya şampiyonu olduğu Japonya’daki Formula 1 yarışını izleyen biletli seyirci sayısı 150.000 kişidir.
       Tam 150 bin kişi...
       Peki dünya bu muhteşem spor organizasyonlarını izlerken biz ne yapıyoruz?
       Harun Doğan mayosunun üzerine niye Türk bayrağı yapıştırmadı, niye maça çıkmadı onu tartışıyoruz. Tek umudumuz güreş ve karate zaten...
       Hiçbir entelektüel birikime ihtiyaç duymayan, iyi beslenen ve bir oturuşta bir kuzu yiyebilen herkesin yapabileceği sporlar bunlar.
       “Karnım açıktı ve memleketimi en iyi şekilde temsil edeceğim" dışında fazla bir zeka da gerekmiyor.
       Bu yüzden de çoğu güreş ve karate kulübü tarikatçıların, militanların veya faşistlerin elinde. Oradan çıkan sporcu demeye dilimin varmadığı merkepler elbette ki Türk bayrağını göğsüne takmaktan utanır.
       Oysa İtalyan firması Ferrari adına yarışan Schumacher’in bilmem kaçıncı dünya şampiyonluğunda bile kendi milli marşı çalınırken gözlerinin nasıl dolduğunu görseydiniz zaten Harun Doğan madalya almadı diye üzülmez, sevinirdiniz.
       Zaten eğri oturup doğru konuşalım güreşte madalya alan İranlı veya Rus güreşçilerin kaç kişi adını sayabilir dünyada.
       Birinci olsan ne fayda?
       Teniste şampiyonun var mı?
       Amerika’s Cup’a bir teknen katılıyor mu?
       Formula 1’de pilotun yarışıyor mu?
       Dünya Futbol Şampiyonası’nda var mısın?
       Atletizmde 4x4 bayrak yarışında bir Türk takımın var mı?
       Dünya bunları konuşuyor sen neredesin? Karatede dünya şampiyonu olmuşsun, güreşte gariban Azerbaycanlı’nın sırtını tuşa getirip, üçüncü olmuşsun kime ne fayda?
       Formula 1 yarışlarında üçüncü olan İngiliz Coulthard yarıştan sonra yapılan basın toplantısında müthiş bir entelektüel zeka örneği göstererek “Schumacher’le Hakkinen yarıştı. Ben ise sadece arabayı pistte tuttum" dedi...
       Biz de öyle koçum, biz de... Yalnız bir farkla...
       Onlar yarışıyor Türkiye’nin tarikatçı sporcuları arabayı pistten çıkartıyor.

     Murat Demirel’in tost - iti
     
  • Bankanın içini boşalttığım haberleri yalanlanacak. Güvenlik kamerasını unutmuşuz ya işte daha ne istiyorlar.
  • Bu arada güvenlik kamerasını açık tutan güvenlik görevlisinin can güvenliğinden endişe edilecek.
  • Çıkar çıkmaz bankacılığa devam edilecek. Bankanın yönetim kurulu üyelerine Dalton biraderler getirilecek. Onlar hiç olmazsa bu konuda tecrübeliler.
  • Cezaevinde bir banka şubesi açılacak. Bütün gün kumar oynayıp, zar atıyorlar. Halbuki benim bankama para yatırsalar daha çok heyecanlanırlardı dimi ama?


    Yazara E-Posta: g.mujde@milliyet.com.tr