30 Eylül'deki mali limatta herkes elindekini, avucundakini, (El ve avuç aynı şey ama olsun, herkes diyor ben de dedim...) parasını, hisse senedini vesairesini bankalara koşup yatırdı.
Ben banka şubelerini hiç sevmem. Oralarda anlayış farklı, kültür farklı, öbürü neydi lo, felsefe farklı... Bu yüzden bankaya gidip üç beş kuruş koyamadım.
Çünkü benim ne menkulüm ne de gayrimenkulüm var.
Hayattaki en büyük gayrimenkulüm yanlışlarım.
Onları toprağa ekiyorum ve üç yanlış bir doğruyu filizlendiriyor.
Üçe bir veriyor mahsul.
Ve biliyorum ki üç tane yanlış yaptığımda önüme çıkacak bir doğru var mutlaka...
İşte aşağıda top ten'e girebilen yanlışlarımın tam listesi...
* * *
BİR dergide soyunarak ünlü bir yazar olma fikrim aslında harikaydı.
Ama bu iş için Sızıntı dergisini seçmem bir hataydı galiba.
O kadar poz boşuna gitti.
İbrahim Kutluay'a boyun kadar konuş, Akrep Nalan'a kilon kadar konuş, Sakıp Sabancı'ya paran kadar konuş demiycektim.
Belediye otobüslerinin en kalabalık olduğu sabah seferlerinde otomatik olarak açılan şemsiyemin açma düğmesiyle oynamam bir hataydı.
Gözünü ve bekaretini kaybeden vatandaşlarımdan özür diliyorum.
Votre Beaute dergisini bilgisayar dergisi sanarak 17 sayı boyunca okumam bir hataydı.
Ama n'apiyim derginin öyle bir ismi var ki insan o dergiyi bilim ve teknikle ilgili bir dergi sanıyor.
Tarkan gibi saç kesimi, Mirkelam gibi favori...
Hepsini yaptım ama yanlış yaptım.
En büyük kadın hayran kitlesi Yaşar Nuri Hoca'da var. Başka kuş tanımam.
Arabalarda fren sistemi önemli.
Hiçbir otomobili kapıdan ayağınızı çıkartıp yere sürttürerek durduramazsınız.
Bu denendi ve yanlış olduğu görüldü...
Sharon Emel'e evlilik teklifinde bulunmam hataydı. En büyük fantezimin midye dolma yerken sevişmek olduğunu düşünürseniz bunun ne kadar büyük bir yanlış olduğu kendiliğinden ortaya çıkıyor zaten.
Naomi Hanım'la ciddi bir ilişki yaşayacağımı sanmam ciddi bir hataydı.
Kadın bakire bile değilmiş.
Arap...
Bankamatiklerin içinde hayırsever bir banka memuru yokmuş meğer.
Hesabı olmayana para vermiyorlarmış.
Benzin fiyatlarını öğrenmeden tekne almam bir hataydı.
Fatih Sultan Mehmet becermiş olabilir ama kazıkların üzerinde gitmiyor meret.
Herkesin isminin ve soyadının baş harfinin plakalara yazılması fikrinden vazgeçiyorum.
Bu konudaki uyarıları için Sayın Sebahattin İrfan Kozluklu'ya ve Sayın Gürbüz Ömer Tenekeci'ye çok teşekkür ediyorum.
Uzun gece yolculuklarında arabamın ön camına yapışıp ölen bir sineğin ruhu için Yasin okutma girişimimin bir hata olduğunu kabul ediyorum. Her Yasin için 5 milyon lira alan hocanın şimdi Boğaz sırtlarında evi var.
* Telefondan uzak durulacak. Dumanla haberleşme çok daha emniyetli.
* Amcamın oğlu kırmızı ışıkta geçerken yakalanmış. Peşine trafik polisleri düşmüş. Hemen arabaya atlanacak. Trafik polislerinin önü kesilip amcamın oğluna kaçması için bir fırsat verilecek.
* Bantlar montajdı numarasını kimse yemedi. Sarhoştum ne dediğimi bilmiyordum denilecek. Ne de olsa eski Tekel'den sorumlu devlet bakanıydım.
* Otoparkçılarla ve tombalacılarla iyi geçinilecek. İlerde ne olacakları belli mi olur?
Yazara E-Posta: G.Mujde@milliyet.com.tr