Gani MÜJDE
(* İNGİLİZCE espri yaptım. Bilenler bilmeyenlere anlatsın... Bilmeyenler de Beyaz Saray'daki bu konuşmaları dinlesinler. Hillary, içeri girmesine "nooo" diyerek engel olan ve o harfini ağzını büzerek iştahla söyleyen sekreteri aşmış ve elindeki gazete kupürleri ile beraber oral ofise, pardon oval ofise dalmıştır)
* * *
- Kim bu kadınlar Bill?.. Cevap ver bana, kim bu kadınlar?
- Sakin ol Hillary. Sakın o kırmızı telefonu kafama atayım deme. Direkt Moskova'ya bağlı o telefon. Hem çocukların önünde kavga etmeyelim. Ayıp oluyo ama.
- Sen dünyanın gözünde kadınlarla oral seks yapıyorsun. Ben çocukların önünde kavga etmişim çok mu? Söyle bana kim bu kadınlar?
- Aaa çok ayıp Hillary. Hani devlet işlerine aşkı karıştırmayacaktık? Hani laik ve demokratik bir ilişkimiz olacaktı?
- Bana demagoji yapma Bill. Çabuk söyle bu Monika kim?
- Söyleyemem devlet sırrı...
- Ya Jesica?
- O da devlet sırrı.
- Oral seks yaptığın bütün kadınlara devlet sırrı deyip kurtulamazsın. Mary kim çabuk söyle...
- Ohoo Mary iyiden iyiye devlet sırrı... Açıklayamam. Mesut Yılmaz Susurluk raporunu bile açıklamadı. Ben niye açıklama yapayım.
- Mesut Yılmaz mı? Mesut Yılmaz kim? Sarışın mı? Esmer mi? Onunla da mı yattın?
- Saçmalama hayatım. O bir erkek Prime Minister of Turkey... Sadece bir benzetme yaptım hepsi bu ya!..
- Ben şimdi seni benzeticem.
- Bırak o tabloyu Hillary, çok pahalı bir tablo...
- Parçalıycam bunu.
- Hayır onu parçalama. İlla ki bir tablo parçalıycaksan Kenan Evren'in hediye olarak gönderdiği tablolar var onları parçala. Özellikle "Ağlayan karpuz dilimini" parçala. Baktıkça sinirlerim bozuluyor.
- Kenan Evren mi? Kenan Evren kim? Sarışın mı? Esmer mi? Onunla da mı yattın?
- Aaa sen iyiden iyiye dağıttın Hillary. Allah'ın emeklisiyle ne işim var yahu? Senin sinirlerin bozuk hayatım.
- Evet bozuk Bill. Medyaya karşı seni savunmuş olabilirim ama yetti artık yetti...
Beyaz Saray'da benim dışımdaki bütün kadınlarla yatmışsın Bill. Monika, Jessica, Crolyn, Emma, Rose, Margareth... Eeee
- Pamela...
- Hah Pamela, Yolanda, Patricia... Ohh listeye bak. Brunei sultanının haremi gibisin maşallah...
- Yok canım... Teveccühünüz...
- Bana bak Bill... Bu devirde kimse sultan değil padişah değil. Bundan sonra sadece benimle yatacaksın tamam mı?
- Yatıyoruz ya hayatım. Beatles'ın Boston'un Atlanta'ya 100 sayı çektiği gün yatmıştık ya?
- 1974 yılında ve on dakika...
- Eeee biraz anlayışlı ol ama tatlım. Ben devlet adamıyım. O kadar çok vaktim yok.
- Ama elin şırfıntılarına var.
- Onların hepsi iftira honey...
- Ne iftirası Bill... Senin oral sekse meraklı olduğunu bilmeyen mi kaldı? Beyaz Saray "o" harfini söylüyormuş gibi dolaşan sekreterlerle dolu... Geçen gün seni aradım. Aynı anda beş kadın birden Alooo dedi. Hem de "o"yu uzatarak. Düşünebiliyor musun, beş kadın birden... Spice Girls gibi...
- Onlar Spice Girls tü zaten hayatım. Geçerken bir uğramışlardı. Ben onlara saksafon çaldım, onlar da bana...
- Aman tanrım! Spice Girls'le ilişkin var ve ben bilmiyorum ha! Niye bana söylemedin Bill? Kızımız onların konserine bilet istemişti, bir bilen bulana kadar canım çıkmıştı.
Söyleseydin ilişkin olduğunu bir bilet isterdim bari.
- Bunların hepsi palavra hayatım. Saddam'la başım dertte zaten.
- Saddam kim onunla da mı?
-İmdaaat.
* Geçen haftalarda Çelik'le ilgili bir tost - it yazmıştım. Sevgili Çelik'ten gerçekten çok nazik bir şekilde kaleme alınmış bir faks geldi.
Kısaca Çelik, tost - it'te Atatürk meraklılığına değindiğim için bana sitem ediyordu.
Burada bir kez daha açıklama gereği duyuyorum, Çelik'in Atatürkçülüğüne lafım olamaz zaten. Onun inancıdır, sevgisidir. Çelik her yerde Ata'ya olan sevgisini açıklamalıdır elbet ama ben Atatürk'ün popa ve kliplere meze edilmesine karşıyım.
Bakın Çelik'ten hemen sonra Kenan Doğulu da Onuncu Yıl Marşı'nı şarkı yaptı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin ideallerini anlatan bu güzel marş alkol duvarını aşmış bütün gece kulüplerinde "Jıktıjk açjık alınla vijjjttt" diye söyleniyor.
Ata'ya kaş yapalım derken onun gözünü çıkartmaktan korkuyorum sevgili Çelik.
Durum bundan ibaret... Sevgilerimle...
* Davulcu hala kapıda bekliyor. Bozuk para yok denilerek bir süre daha oyalanacak.
* Herkes tatile gitti biz tatile gidemedik diyerek başımın etini yiyen karıma uyulmayacak.
Ne tatile gidilecek; ne katil olunacak.
* Çocuklara harçlık vermemek için elimi alçıya aldırmıştım, çıkartılacak.
* Bedava otobüs hikayesi iyiydi. Şoförlere bayram bir hafta uzatılmış denilecek. Yerseler...
* Bu yıl liderlerin bayram mesajlarını dinleyemedim. Geçen bayram söyledikleri dinlenecek. Fark yoktur nasıl olsa...
Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr