Bülent Ersoy boşanıyor

Gani MÜJDE

Araştırmacı gazeteci Gani Müjde'nin bayram bombası:
OYSA her şey ne güzel başlamıştı.
Bülent Ersoy tatil için gittiği Çeşme'de sahilde oturuyordu.
Daha doğrusu o kadar şişmanlamıştı ki, bir kısmı sahilde otururken diğer kısmı Urla taraflarında bir yerlerdeydi.
İşte tam bu sırada "Kumda top oynamayınız" yazısına aldırmayan küçük çocukların attığı top Bülent Ersoy'un suratına geldi.
Kızdı Ersoy.
Yanına topu almak için yaklaşan çocuğa hışımla çıkıştı:
"Kesiyim mi topunuzu ha kesiyim mi?"
* * *
İŞTE ilk tanışma böyle olmuştu.
Nefretle başlayan ilişki birden aşka dönüşmüş. Bülent Ersoy ertesi gün Cem'i Çeşme'deki McDonalds'a götürmüştü bile.
Cem o gün içinden Pocahontas bebeği çıkan bir çocuk mönüsü yedi. Bülent Ersoy ise 44 hamburger, 72 çizburger, 66 bigburger ve 69 patatesi mideye indirdi.
Diğer taraf Urla'yı geçmiş Narlıdere'ye ulaşmıştı ama aradığı aşkı da bulmuştu Ersoy...
Teorik olarak yerden bir karış bile havalanması mümkün değilken, mutluluktan uçuyordu.
İstanbul'a döndüğünde aklı İzmir'in kavaklarında kalmıştı.
İlk bulduğu biletle tekrar tekrar İzmir'e gelmeye başladı.
Boş kargo uçağı bulmak her zaman mümkün değildi elbet.
* * *
AMA ilişkilerinde sorunlar vardı, sık sık kavga ediyorlardı.
İlk kavgaları Cem'in beslenme sepetindeki yumurtayı Ersoy'un dayanamayıp yemesi yüzünden çıktı.
Üç gün konuşmadılar.
İkinci kavgaları televizyon izlerken yaşandı.
Cem "Marko" adlı çizgi filmi izlemek isterken, Bülent Ersoy, Huysuz Virjin'in şovunu izlemek istiyordu. Kavga ettiler ve bu kavganın sonucunda Ersoy bileklerini kesmek istedi ama bileği o kadar kalındı ki elindeki jiletle ancak bileğinin onda birini kesebildi.
* * *
SONUNDA Ersoy bu aşka dayanamadı. Gidip Cem Adler'i ailesinden istedi.
"İlkokulu bitirsin evlenirsiniz" dedi annesi.
Ve sonunda sınav dönemi bitip yaz mevsimi başlayınca evlilik günü geldi çattı.
Nişan, nikah, düğün ve sünnetin bir arada olmasını kararlaştırdı aileler.
Bülent Ersoy damattan pırlanta yüzük isterken, ona altın ve elmaslarla işli bir Ninja kaplumbağası kolyesi taktı.
İlk dansı eşiyle yaptı Bülent Ersoy.
Daha doğrusu Cem Adler, Bülent Ersoy'un kuzeybatısıyla dans etti...
Düğünden sonra hep birlikte çocuk parkına gidip eğlendi davetliler.
Şanslıydı Bülent Hanım.
Çocuk doğurması fizyolojik olarak mümkün değildi ama Ersoy bir taşla iki kez vurdurmuş, hem koca hem de çocuk sahibi olmuştu.
* * *
EVLENMELERİ ile ilgili hiçbir yasal engel yoktu ama gerdek gecesi için fiziksel engeller vardı.
"Akrep Nalan'ın köpeğinin akıbeti ortadayken aynı yatakta yatmalarına izin veremem" dedi Cem Adler'in annesi.
Ayrıca kanlı çarşaf isterim diye tutturdu.
Saatler sonra çarşafı göremeyen erkek tarafı, "Bülent Ersoy bakire değilmiş" diyerek evliliği bozmak istedi.
Tam o sırada televizyonda Savaş Ay, Ersoy'un evliliğini tartışıyordu.
Açtı telefonu Bülent Ersoy ve suçsuz günahsız Orhan Abime verdi veriştirdi.
Sustu Orhan Abi.
"Zalimin zulmü varsa sevenin Allah'ı var" dedi sadece.



Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr