Gani MÜJDE
BAKTIM herkes isteklerini uçak kaçırarak anlatıyor, ben de uçak kaçırdım sevgili yolcular, pardon sevgili Milliyet okurları.
"Gece yarısı bağırarak çocukları korkutan bozacıları öldürme ve soyunu kurutma derneği" hariç hiçbir örgütle bağım yok.
Mekanı her iki cihanda cennet olası patronum Derya Sazak'ın, gene beni Meclis'te tütün baş fiyatlarının belirlenmesi görüşmelerine gönderdiği günü seçtim eylem günü olarak.
Aslında Şebinkarahisar'ın Erfelek'in düşman işgalinden kurtulduğu günü de seçebilirdim ama bu günü seçtim işte.
* * *
UÇAK biletimi aldım eve geldim ve bomba süsü verebileceğim bir oyuncak aradım evde.
Bulamadım. Evde Allah için bir tane panda bile yoktu...
Mesut Yılmaz'la gittiğimiz Amerika seyahatinde - sadece merak edip - satın aldığım - Plastik Woman Naomi'yi (Adını ben koydum) söndürüp uçağa bindim.
Uçak 20.000 feete tırmanana kadar bekledim.
Sakince yerimden kalktım ve tuvalete gittim. Tuvaletin kapısını telaştan açık unuttuğumdan Naomi'yi şişirirken kapıyı açan yaşlı bir kadın beni yüksek sesle hosteslere ve yolculara şikayet ederken çıktım dışarı.
Cockpit'in önüne gidip vapurda türkü söylerken çiklet sattığım günlerdeki gibi haykırmaya başladım.
"Sayın yolcular. Abilerim, ablalarım şu elimde görmüş olduğunuz plastik kadın Naomi aslında plastik bir kadın değildir. Sayın yaşlı teyzenin dediği gibi ben de sapık değilim. Hava korsanıyım. Naomi'nin içinde, bu uçağı havaya uçuracak ve yarın irmik helvası satışlarını artıracak kadar çok bomba var.
Kimseye zarar vermek değil amacım. Sadece sizden ve toplumdan bazı isteklerim olacak.
* * *
* Enflasyondan beli bükülen halka devlet yardım etsin. Loto'da bir bilenlere bile birer milyar dağıtılsın.
* Süleyman Demirel'in katıldığı davet ve düğünlerde şarkıcının ısrarlarına dayanamayıp şarkı söylemesi yasaklansın.
* Titanic filmi yasaklansın. Seyrettikçe bir sinemacı olarak moralim bozuluyor.
* Kayahan'ın kızı Beste çarkıfelekte boş boş oturacağına eski kocası Tayfun ile barışsın. Ona yemek yapsın, çoraplarını yıkasın.
* Boğaz köprüsü'ndeki gişe memurları para uzatanlara iyi günler desinler. Yolcular da onlara aynı şeyi söylesinler.
* Devlet Serdar Ortaç'a İspanyolca öğretsin. Serdar Ortaç'ı İspanya'ya göndersin. Sonra da İspanya'dan Türkiye'ye uçak seferleri yasaklansın.
* Aynı işlem Rober Hatemo'ya uygulansın.
* Şevki Yılmaz'ın ses tellerindeki nodüller tedavi edilsin. Sesindeki çatlaklık ortadan kalkarsa Şevki Yılmaz'ın bütün karizması sıfırlanır.
Söylediklerinin hiçbir etkisi kalmaz.
* Araç kullananların alkol muayenesinde başka bir yöntem bulunsun. Kadınların yanında ayıp oluyor.
* Mustafa Sandal'ın saçları polis zoru ile eski rengine getirilsin.
* Titancı Şeranoğlu'nun ceketi Meclis'teki milletvekillerine üniforma olarak dağıtılsın.
* Çetin Emeç'in katilleri bulunamadı bari Mehveş Emeç'in katilleri bulunsun.
Güzelim kızı Türkiye'nin Muhtarı ile tanıştıranlardan hesap sorulsun.
Eğer bu isteklerimi yerine getirmezseniz elimdeki şişme hanımefendi Naomi'yi patlatırım.
Yaklaşmayın başhekime söylerim...
Yaş haddinden ve haddini aşma haddinden Zorunlu Emekli Necmettin Erbakan'ın tost - iti...
* Evde oturmaktan canım sıkıldı. Her emekli gibi kahveye gidilecek.
* 5 yıl yasaklılık kavramı araştırılacak. Ne yani her şey mi yasak? O da mı yasak? Öğrenilecek.
* Benim yasaklarımdan istifade etmeye kalkan eski futbolcu Tayyip bir süre yedek kulübesinde bekletilecek.
* Kahvede oturmak güzel şeymiş be. Şu pişti denen oyun öğrenilecek.
* Kahve kültürüm acayip arttı. İslam ülkeleri için Papaz yerine İmam resmi olan iskambil kağıtları üretilirse para kazanılır mı araştırılacak.
* Yeni kitabım "Seni sevdiğimi kimseye söyleme, çünkü ben herkese söyledim" 5. baskısını yaptı. Bu arada eski kitaplarım Ahmak Islatan'ın 7. baskısı, Peynir Gemisi'nin 22. baskısı yolda.
Sevenlere ve sevmeyenlere duyurulur.
* Carrefour adlı ismi zor yazılan mağazanın içinde Remzi Kitabevi açılmış.
Akmerkez'deki gibi hoş ve şık bir mağaza yapmış gene Remzi Kitabevi.
Hem yeni hem eski kitaplarımın bulunması ve sergilenmesi takdire değer. Bravo Remzi abi.
* Aynı Pasajda bulunan Mudo City'nin içindeki kitapçı da iyi niyetli fakat kitaplarımı bulmakta güçlük çekiyorum. Mizah kitaplarının satıldığı bölüm Titanic'e çarpan buzdağı gibi sürekli yer değiştiriyor.
* Carrefour mağazasının kitap bölümünde nihayet iki adet kitabımı gördüm. Ama ertesi gün gittiğimde yoktu. Kim aldıysa lütfen geri bıraksın. Ben o reyonda kitabımı görmek için ne kadar çaba harcadım sizin haberiniz var mı?..
Yazara EmailG.Mujde@milliyet.com.tr