Öncelikle şunu ifade edeyim ki ben kendimi hep Adanalı olarak tanımlamışımdır. Zaten Kosova’lı bir ailenin çocuğu olarak oraya nereden göç ettiğimizi araştırdığımda karşıma ya Konya çıkıyor ya Niğde ya da Adana... Karamanlılar döneminde Karaman Türkleri’ni yenen Fatih Sultan Mehmet’in benim huysuz ve savaşçı dedelerimi Kosova’ya postaladığını düşündüğümden Adanalı olmaktan gurur duyuyorum. Bu arada kendimi birden bire Adanalı ilan etmemin son günlerde çıkan gazete haberleriyle hiç mi hiç ilgisi yok. Belki okumayanlarınız olmuştur ama kadın eczacılardan adını söyleyerek isteyemediğimiz bir öğün kontrol ürünleri firması tarafından yapılan ciddi bir araştırmaya göre Türkiye’de uçkuruna en düşkün şehir Adana’ymış... Uzmanların ev ev dolaşarak, hatta bazen gizlice yatıya kalarak yaptıkları araştırmaya göre en fazla kırmızı ampul satışlarının Adana’da olduğu ortaya çıkmış. Yani Kadir abi istediği kadar cep telefonuna ak üstüne karalar yazsın Türkiye’nin motivasyon şampiyonu olamaz. Çünkü Adanalılar motive etme rekorunu kırmış bile. Haftada 6 kez. Yani bizim apartmanın kapıcısından bile çok. Ben her eve gelişte sayıyorum. Kapıcının evinde haftanın dört gecesi kırmızı ışık yanıyor. Üstelik beş çocuğu var karısı altıncıya hamile... *** Bu kırmızı ampul hepten tuhaf bir icat zaten. Öyle tahmin ediyorum ki bu kırmızı ampul modasını başımıza Yeşilçam’ın kötü görüntü yönetmenleri bela etti. Seks filmi furyasında seks yıldızından çok, sumo güreşçisine benzeyen seks yıldızlarının - ki hepsine saygım sonsuzdur. Büyümemde emekleri çoktur - defolarını ve yağ katmanlarını kapatmak için kırmızı ışığı dayamalarıyla yatak odalarında olması gereken ışığın rengini de öğrenivermiştik. İşte şanlı Adana bu ışığı en fazla yakıp söndüren ilimizmiş. Sonra İzmir geliyor... *** Adana’nın bu rekoru kırması İstanbul’da yaşayan vatandaşların bazılarını üzmüş olabilir ama o kadar acı yemenin ve şalgam içmenin elbette bir yan etkisi olması gerekiyordu. Kaldı ki yıllardır savunduğum şalvar giymenin cinsel hayatımıza olumlu etkisi de saptanmış oldu. Şehirde yaşayanlar, gün boyunca bir blucinin içine fermuar marifetiyle pres ederek kürek mahkûmu haline getirdikleri Avni’nin (Ben ona Avni diyorum) serbest bırakıldığında dağı taşı kükretmesini bekliyorlar. Var mı öyle şey. Dışarı salınan mahkûmun ürkekliği ve korkaklığı üstünden atması için yıllar gerekir. Avni iki dakikada nasıl kendini toparlasın ki? İşte bu nedenle Adanalı hemşerilerimi kutluyorum. *** Araştırmalarda dikkatimi çeken bazı yanlışlıklar da yok değil. Örneğin en az aganigi naganigi yapan şehirler İstanbul ve Ankara çıkmış araştırmaya göre. Hadi Pazar ilavelerinde iç organlarını gördüğümüz kızlar, her gezdiği tozduğu ve kırmızı ışık söndürdüğü herifi arkadaşım diye tanıtıp araştırma yapanları şaşırttı diyelim ya Ankara’ya ne demeli? Her işin başı orası. Eğer Ankara’da cinsel ilişki oranı bu kadar düşükse, sülalemizi yıllardır kim motive ediyor kardeşim?
Ahmet Kaya’nın giderayak tost - iti
Azrail’e bir daha şerrefsiz denilmeyecek. Muhaliflerden burada da pek hazzetmiyorlar anlaşılan.
Burada Kürtçe şarkı söyleme konusunda bir engel yok. Ama önce Kürtçe öğrenilecek.
Ayna grubu mezarıma gene çatal fırlatabilir. Dikkat edilecek.
Benim şarkılarımla aşık olanlar bile beni hemen unuttular. Şarkılarım aşklarına haram edilecek. O mahur beste çalacak Cebraille biz ağlaşacağız...