Bazı BDP milletvekillerinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret etmelerinin kamuoyuna yansımasından sonra, “yeni bir süreç başladı” yorumları yapıldı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da gerekirse MİT’in İmralı’yla görüşebileceği, ihtiyaç duyulduğunda böyle bir talimat verebileceği yönündeki ifadeleri de aynı yönde yorumlara neden oldu.
Cumhurbaşkanı Gül’ün öncülüğünde Oslo benzeri bir sürecin başladığı, en azından başlamak üzere olduğu yönündeki ifadeler, gerçeği ne kadar yansıtıyor?
Köşk’teki hava
Cumhurbaşkanı Gül’ün, BDP milletvekillerini kabul etmesi ve terör örgütünden bağımsız bir pozisyon almalarını tavsiye etmesi, yeni bir süreci başlattığı anlamı taşımıyor.
Köşk’ten aldığım hava bu yönde değil. BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ahmet Sever’i arayarak Cumhurbaşkanı Gül’den randevu talep etmesiyle gerçekleşen görüşme, Oslo benzeri bir süreç niteliğinde değil.
Cumhurbaşkanı Gül, talepleri üzerine BDP milletvekillerini dinledikten sonra bazı tespitler yapmış ve tavsiyede bulunmuş durumda.
Bu görüşmeyi esas alarak, “Çankaya yeni bir Oslo süreci için düğmeye bastı” yönünde yapılan yorumlar, Köşk tarafından da abartılı bulunuyor.
Hükümetteki hava
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce de ifade ettiği gibi terörün durması sonucunu doğuracaksa MİT’in İmralı dahil temaslarda bulunmasının normal olduğu yönündeki görüşlerini tekrarladı.
Ancak bu da Abdullah Öcalan veya BDP ile müzakereye oturulduğu veya kısa süre içinde oturulacağı anlamına gelmiyor.
Hükümet cephesi, BDP ile bu konunun görüşülmesi için öncelikle bu partinin terör örgütünden ayrı bir siyasal kimlik ve pozisyon almasını bekliyor.
BDP böyle bir konuma gelmedikçe hükümetin de terör ve Kürt meselesini bu parti ile müzakere etmesi şu aşamada söz konusu değil.
Hükümet, ancak kendi inisiyatifi ile ve yararlı gördüğü bir süreçte yine MİT marifetiyle bazı temaslara yönelebilir. Bu tür bir temasın ise Oslo sürecinden alınan dersler sonucu açıktan yürütülmesini de beklememek gerekir.
CHP’nin konumu
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, “Başbakan Erdoğan’ı zorluyoruz, Cumhurbaşkanı Gül de durumdan rahatsız, MHP olmasa da CHP bu sürece destek vermeli ve müzakere başlamalı” yönündeki açıklamasının ise CHP’de bir karşılığı yok.
CHP, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan Erdoğan’a götürdüğü Meclis zemininde dört partinin bir araya gelmesi önerisinin arkasında duruyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, dün bu konudaki sorumu yanıtlarken, BDP’lilerin Cumhurbaşkanı Gül’le görüşmelerinden sonra CHP’ye ulaştırılmış yeni bir öneri olmadığını söyledi.
Öcalan’ın durumu
PKK ve BDP cephesinden gelen haberler ise, yeni bir sürecin başlaması için Abdullah Öcalan’ın en azından ev hapsine çıkarılması koşulunun öne sürüldüğünü gösteriyor.
Çankaya’dan veya hükümetten yeni bir Oslo süreci için girişim başlatılmış gibi açıklamalar yapan BDP sözcülerinin, “Öcalan’ın durumu”nu gündeme getirmeleri de gerçeğe uymuyor.
Terör eylemlerinin devam ettiği, asker ve polise mayınlı tuzaklar kurulduğu, asker ve polis araçlarına saldırılar yapıldığı bu ortamda yaratılan Oslo benzeri süreç beklentisi, gerçeği ifade etmiyor. Böyle bir sürecin başlaması için Başbakan Erdoğan’ın kısa süre önce vurguladığı gibi BDP’nin PKK’dan bağımsız bir siyasal pozisyon alması ve terör örgütünün silahları bırakması koşulu geçerliliğini koruyor.