Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Balyoz davasına ilişkin kararların merakla beklendiği gün Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, gazetelerin Ankara temsilcilerine kahvaltıda, “bireysel başvuru” yolunu anlatıyordu.
Anayasa’da 2010’da yapılan ve referandumda kabul edilen değişiklikle vatandaşlara hak ihlali iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı tanınmıştı. Uygulama için de Anayasa Mahkemesi’ne iki yıl süre tanınmıştı. Bu süre içinde Yüksek Mahkeme, gerekli hazırlıkları tamamlamış ve uygulamaya hazır hale gelmişti.
Anayasa Mahkemesi’nin bireysel başvuruları kabul etmeye başlamasıyla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmadan önce tüketilmesi gereken bir iç hukuk yolu daha açılmış oluyordu.

“Tutuklular başvurabilir”
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, bireysel başvuru kurumuyla Türk yargı sisteminin AİHM standartlarına yakınlaşacağını vurgularken, uzun tutukluluk sürelerini anımsatarak, henüz devam eden davalarda tutuklu sanıkların Anayasa Mahkemesi’ne başvurup başvuramayacaklarını sordum.
Kılıç, “başvurabilirler” yanıtını verdikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
“Başvuruları iki bölüm değerlendirecek. Ben, o bölümlerin başkanı veya üyesi değilim. Dolayısıyla arkadaşlar karar verecekler. Şimdi tutukluluk haline sanık itiraz ediyor, mahkeme tutukluluk halinin devamına karar veriyor; sonra mahkemenin bu kararına bir üst mahkemede yine itiraz ediliyor ve o mahkeme de tutukluluğun devamına karar veriyorsa, bu süreç başlıyor. AİHM, üst mahkemenin tutukluluğa itirazı reddetmesi kararını bir kesin karar olarak görüyor ve buna karşı bireysel başvuruyu kabul ediyor. Eğer bizim arkadaşlarımız da AİHM gibi düşünürlerse, 23 Eylül’den sonra yapılacak tutukluluğun kaldırılması başvuruları kesin reddedilirse buna karşı bireysel başvuruda bulunabilirler.”
Kılıç, açıklamaları hukuki olarak yapmaya özen gösterdi. İsim geçirmedi ve görev yapacak arkadaşları adına hüküm yansıtmaktan kaçındı.
Ancak şu ortaya çıktı ki:
Tutuklu yargılanan sanıklar, tutukluluk hallerinin kaldırılması için 23 Eylül’den sonra başvururlarsa, yine ret kararı alırlarsa, buna yapacakları üst mahkemedeki itiraz da reddedilirse, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilecekler.

“Tutukluluk kalkabilir”
Bireysel başvuruda bulunmaları halinde ne olacağını da Kılıç’a sordum:
* Bireysel başvuru sonucunda eğer Anayasa Mahkemesi’nde oluşturulan bölüm, tutukluluk halinin bir hak ihlali olduğuna karar verirse, tutukluluğa hükmeden alt mahkeme buna uymak zorunda mı?
- Evet, uymak ve tutukluluk halini kaldırmak zorunda. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bu bölümü hak ihlaline hükmederse bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağını da kararına yazacak ve alt mahkeme de bu karara uyacak. Eğer tutukluluk halinin hak ihlali olduğuna hükmederse alt mahkeme tutukluluğu kaldıracak.

“Her ay başvurabilirler”
Kılıç’a, tutuklu sanıkların her ay tahliye talebinde bulundukları ve mahkemenin yeniden ret kararı verdiği de hatırlatılarak, bu halde tutuklu sanıklar her aldıkları ret kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilirler mi, diye de soruldu.
Kılıç, “Evet her ay başvurabilirler” yanıtını verdi.

AİHM’ye yakınlaşma
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının tanınması önemli bir hukuk yolu.
AİHM, Anayasa Mahkemesi’ni iki yıl boyunca gözleyecek. Bu süre içinde Türkiye’den bireysel başvuru kabul etmeyecek. Önce Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkınızı kullanın, diyecek.
İki yıllık gözetim sonucunda Anayasa Mahkemesi’ndeki başvuru yolunun etkin bir denetim kurumu olarak işlev gördüğü sonucuna varırsa, artık Türkiye’den Anayasa Mahkemesi yolunu tüketmemiş kişilerin başvurularını kabul etmeyecek.