Türkiye’nin nükleer enerjiyle ilgisi 1950’li yıllara kadar gidiyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) kuruluş tarihi 1956.
Soğuk savaş döneminde ABD, Küçükçekmece nükleer araştırma reaktörü kuruluşuna yardım ediyor. Bu yardımın Küba krizi sürecinde Türkiye’ye jüpiter füzelerinin konuşlandırılması karşılığında yapılan bir jest olduğuna inanılıyor.
Türkiye’nin nükleer santral için ilk araştırma çalışması ise 1967-1970 yılları arasında gerçekleşiyor. Bu dönem İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in başbakanlığına denk geliyor. Enerji Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar yer seçimi konusunda karar verilemeyince askıya alınıyor.
Akkuyu’nun seçimi
Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın nisan ayında kazma vurulacağını açıkladığı nükleer santral için Mersin Akkuyu’nun seçilmesi ise yeni değil. Akkuyu’nun nükleer santral bölgesi olarak seçildiği tarih 1974. Bu bölgeye nükleer santral kurulması planlanıyor, ancak proje uygulanamıyor. Kıbrıs Barış Harekâtı ve sonrasındaki ambargo, Türkiye’nin nükleer santral projesini rafa kaldırmasına neden oluyor.
Özal dönemi
Nükleer santral kurulması girişimi yeniden Turgut Özal döneminde yapılıyor. 1983 yılında yine Akkuyu’da nükleer santral kurulması amacıyla proje canlandırılıyor. Yap-işlet-devret modeli üzerinden çıkan tartışmalar sonucu girişim yine rafa kalkıyor.
Yeniden Demirel dönemi
1992 yılında yine Süleyman Demirel’in başbakan olduğu dönemde Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), 2002 yılında devreye girmek üzere Akkuyu Nükleer Santralı’nı kurmak için nükleer santral yapımcısı firmalarla temasa geçiyor, teklif mektuplarını alıyor. Santral için danışmanlık ihalesini Güney Kore kazanıyor. 1996’da santral için ihale açılıyor, ancak teklif gelmiyor.
Ecevit dönemi
İki yıl aradan sonra 1998 yılında yeniden ihaleye çıkılıyor. Bu ihaleye ABD-Japonya, Kanada ve Almanya-Fransa ortaklıkları teklif veriyor. Ancak ihale bir türlü sonuçlandırılmıyor.
Nihayet 2000 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, nükleer santral projesinden vazgeçiyor ve Bakanlar Kurulu kararıyla ihale iptal ediliyor.
Ecevit, o dönem, nükleer santralların çevre açısından zararlı ve tehlikeli olduğunu, bir çevreci olarak nükleer santralı içine sindiremediğini belirtmişti. Ecevit’in nükleer enerji uzmanlarıyla yaptığı toplantılarda ortaya koydukları sakıncalar, Batılı ülkelerin nükleer santralları kapatma eğilimi Ecevit’in kararında etkili olmuştu.
Erdoğan kararlı
Başbakan Erdoğan ise Akkuyu’ya nükleer santral yapılması konusunda kararlı görünüyor. Erdoğan döneminde önce ihaleye çıkılması sonra iptal edilmesi, arkasından Rusya ile bir anlaşma yapılması süreçleri yaşandı. Erdoğan, önceki gün Rusya’yı ziyareti sırasında da nükleer santralın yapılacağını, vazgeçmeyeceklerini açıkladı.
Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami sonrası Fukuşima nükleer santralındaki patlamalar ve ortaya çıkan radyoaktif sızıntının kontrol edilememesi Erdoğan’ın kararını etkilemedi. Japonya’daki facia sonrasında Avrupa ülkeleri nükleer santral projelerini askıya aldılar, durumu gözden geçirme kararı verdiler. Ancak, konu Türkiye’de yeterince tartışılmadı.
Akkuyu’nun Ecemiş fayı yakınında olması, yer seçimi konusunu zaten tartışmalı hale getirmişti. Japonya’da yaşanan faciadan sonra konunun yeniden ele alınması ve acele edilmemesi gerekiyor.