Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kuvvet ve ordu komutanlığına kadar yükselmiş üç komutana, “darbeye eksik teşebbüsten” 20 yıl hapis cezası verildiği ve gözlerin Yargıtay’a çevrildiği Balyoz davasında, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın sarf ettikleri her söz büyük önem taşıyor.
Davayı gören mahkeme, Özkök ve Yalman’ın tanıklıklarına ihtiyaç duymadan kararını verdi. Sanıkların, ısrarla iki komutanın da tanıklık etmelerini istemelerine rağmen böyle bir davette bulunmadı. Ancak sanıkların ısrarı, Özkök ve Yalman’ın söyleyeceklerinin önemli olduğunu gösteriyor.
Nitekim, Özkök Paşa’nın da Yalman Paşa’nın da her konuşmaları önemli tartışmalara neden oluyor. Yeni soru işaretlerine yol açıyor.
Örneğin Hilmi Özkök Paşa’nın, “emir alanla veren bir değil, kademeli dağılım olabilirdi” biçimindeki sözleri, “Özkök Paşa, darbe girişimini doğruladı, mahkeme kararını destekledi” biçiminde yorumlandı. Aytaç Yalman Paşa’nın da dün Akşam’ın manşetinde yer alan, “İddianamede darbeyi Aytaç Yalman önledi yazıyor. Hilmi Paşa’nın kaç tankı, tüfeği vardı ki” sözleri de keza, “Aytaç Paşa da darbe girişimini doğrulamış oldu” diye yorumlandı. Bu ifadelere, öncelikle tutuklu komutanların ve subayların ailelerinden ve avukatlarından tepki geldi.
Özkök Paşa da Yalman Paşa da ağızlarından çıkan her sözün önemini biliyorlar. Bu nedenle sözcükleri özenle seçerek konuşmaya çalışıyorlar, ancak konu o kadar hassas ki, açıklamaları, bir soruyu yanıtlarken bir başka soru işaretine de neden olabiliyor.

“Vardı önledim, demedim”
Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, tartışma pozisyonuna girmekten özenle sakınıyorlar.
Yalman Paşa’nın, dünkü, “Hilmi Paşa’nın kaç tankı tüfeği vardı ki” sorusuna Özkök Paşa, yanıt vermenin doğru olmayacağını belirtti.
Yargılama süreci boyunca çok dikkatli konuşmaya çalıştığını vurgulayarak, “Ben, ihtilal olacaktı, önledim, demedim. Dikkat edilirse böyle bir ifadem yoktur” demekle yetindi.

Yalman: “Ordu bir bütündür”
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman ise, ülke sıkıntılı bir dönemden geçerken, Kara Kuvvetleri Komutanı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nde baş ile gövde arasındaki bağı güçlendirmeye gayret ettiğini vurguladı.
Yalman, darbe hazırlıkları iddialarına konu olan ve bu yönüyle yargıya taşınan yılları şöyle değerlendirdi:
“Ben, görev yaptığım sürece emir-komuta yapısını ve askeri disiplini zorlayan hareketler karşısında bir tavır geliştirerek, ordunun başıyla gövdesi arasındaki bütünlüğü sağlamaya gayret sarf ettim. Bu, ordu için çok önemlidir. Ordu bir bütündür. Sıkıntılı bir dönemden geçerken her şeyi yasal hudutlar içinde tutmaya çalıştık. Orduda emir-komuta zinciri ve bütünlük çok önemlidir. Ben, bunu pekiştirmek için çalıştım. Orduda bir veya bir-iki kişinin tavrı önemli değildir. Silahlı Kuvvetler’in emir-komuta zinciri içinde bir bütün olarak tavrı önemlidir. Dolayısıyla ordunun aldığı bir tutumu, bir kişinin kararı veya tutumu olarak görmek ve göstermek de yanlıştır. Ben, bir gazeteciyle yaptığım görüşmede, darbeyi ben önledim, demedim. Böyle bir değerlendirme yanlış olur. Ben, emir-komuta birliğinin önemine dikkat çekmek istedim.”

Gerekçeli karar
Komutanlara üst sınırdan ağır cezalar veren mahkemenin gerekçeli kararı açıklandıktan sonra Özkök ve Yalman’ın açıklamaları daha çok anlam kazanacaktır.
Belki gerekçeli karar açıklandıktan sonra yapacakları değerlendirmeler de olacaktır.
Özellikle tanık olmak isteyen Aytaç Paşa’nın, gerekçeli kararı gördükten sonra söyleyecekleri, bazı soru işaretlerinin aydınlanması bakımından önemli olabilir.