Kiev’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, Afyon’daki mühimmat patlaması ile igili “Merak saikiyle ele alınan bir el bombasının patlaması ihtimali üzerinde duruluyor” dedi
KİEV-UKRAYNA
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan’dan geldiği Ukrayna’nın başkenti Kiev’de beraberindeki gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’den aldığı bilgilere göre, Afyon’da mühimmat deposundaki patlamanın merak nedeniyle bir askerin el bombasını patlatmış olmasından kaynaklandığı kanaatinin çok yüksek olduğunu belirtti. Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabotaja dönük açıklamalarını da ağır dille eleştirdi.
Erdoğan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
* Afyon’daki patlamayla ilgili CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabotaj iddialarına yanıtlar verdiniz. Patlamayla ilgili Genelkurmay Başkanlığı size bir ön rapor sundu mu? Patlamanın nedeni hakkında bilgilendirildiniz mi?
Samimi olarak bildiklerimi, duygularımı paylaşacağım. Bizzat işin içinde olan, yaşayanların söyledikleri ile işin içinde olmayanların söylediği, yazdığı birbirinden çok farklı. Olayla ilgili şahit olarak dinlenebilecek insan yok, şahit konumunda olacaklar şehit. Buradaki konu, el bombası. Bana bizzat Genelkurmay Başkanı anlattı. Üç çeşit el bombası var. Bunların ikisi MKE üretimi yerli yapım, diğeri Almanya’dan ithal. MKE yapımı bombalarda fünyeler ve bombalar aynı sandık içinde ama ayrıdır. Almanlarınki ise, fünye ile el bombası bütündür. Serçe parmağı halkaya takılarak kullanılanlar var. Kavranarak kullanılanlar var. Şimdi burada tahminler döndürülüyor. Ya merak saikiyle ele alınan bir el bombasının patlaması ihtimali üzerinde duruyorlar ki, daha çok Almanlardan ithal edilenin üzerinde duruluyor. El bombasının patlamasıyla süreklilik arz eden patlamalar meydana geliyor. Bu, Genelkurmay Başkanımız ve arkadaşlarının deneyimleri ile ve teknik ekipleriyle vardıkları noktadır. Şu anda 4 askeri personel farklı yerlere tayin edildi. Bazı köşe yazarları diyor ki, ‘bunlar niye açığa alınmadı?’ TSK’da personelin açığa alınması diye bir şey yoktur. TSK, 657’ye tabi değildir. Açığa alma yoktur. Bu tür atamalarla yer değiştirilir. Nereye kadar? Askeri yargı kararını verene kadar. Karar neyse atılacaksa atılır, ne yapılacağına karar verilir.
* Alman menşeli bombaların 70 yıllık olduğu söylenmişti?
Hayır, öyle değil. Hâlâ üretilen daha yeni bombalar. MKE de çok eskiden beri el bombası üretiyor ama hâlâ üretmeye devam ediyor.
* Afyon’daki patlamayı üstlenen bir terör örgütü oldu mu?
Şu anda yok. Ama bunu fırsata çevirmek isteyen terör örgütleri olabilir. Velev ki üstlenseler dahi ona da aldanmamak gerekir.
* Patlama sırasında deponun içerisinde olan personel, deneyimli personel miydi?
Küçük depoların büyük depolarda toplanması Işık Paşa zamanında atılmış bir adım. Susurluk buraya taşınıyor. Aslında gece çalışmak yasak. Ama az kalmış sandıkları bitirelim, istifleyelim sakiyle çalışma sürüyor. Kamyon farları altında çalışma onu gösteriyor. Aslında çalışmamaları gerekiyordu.
* Genelkurmay Başkanı Org. Özel’e dönük yıpratma kampanyasından söz ettiniz. Özel paşa, neden hedef alınıyor?
Bazı köşe yazarlarının yazılarına baktığımızda hükümete yalakalıktan bahsediyorlar, kabiliyetinin olmadığından bahsediyorlar, bunlar çok çok gayri ciddi yaklaşım tarzları. 10 yıllık başbakanlığım dönemimde biz hiçbir atamada kalkıp da, ‘şunu atlayalım da bir başkasını getirelim’ demedik. Işık Paşa, istifa etmemiş olsaydı bugün Necdet Paşa burada olmayacaktı. Işık Paşa ile diğer generaller istifa etti. Genelkurmay Başkanlığı için elimizde kalan en kıdemli tek isim olarak Necdet Paşa’yı getirmemiz gerekti. Bu insan, 45 senedir TSK çatısı altında görev yapan biri.
‘Buraya uymayan, yakışmayan Başbakan’ın da iktidar partisinin de yalakasıdır’ ifadesini kullanmak hangi dille izah edilebilir? Bunu neye yakıştıracağız? Bu ordu bizim ordumuz. Terörle mücadele ediyorlar, bu tür hakaretlerle bu insanların doğal olarak morali bozuluyor.
ŞEMDİNLİ’DE TERÖR OPERASYONLARI
‘OHAL söz konusu değil’
* ‘Teröristler Şemdinli’yi işgal ettiler’ diye iddia ediliyor.
Hepsi palavra.
* Güneydoğu’ya yeniden Olağanüstü Hal (OHAL) düşünceniz var mı?
Böyle bir şey gündemimizde yok. Sen yol keseceksin, ben arama-tarama için belli noktalara kulübeler, istasyonlar kurmayacak mıyım? Vatandaşın can güvenliği tedbirini nasıl alacağım? Bu tedbiri alınca, hemen terör örgütü ‘OHAL geliyor’ propagandası yapıyorlar. OHAL söz konusu değil kontrolleri artırmak, önlem almak zaten valinin yetkisinde.
* PKK, son dönemde eylemlerini tırmandırdı. Terör örgütünün kafasındaki plan nedir?
Terör örgütünün kafasındaki plan, çok net ve ortadadır. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, huzurunu bozmak. ‘Şöyle talebimiz yok böyle talebimiz yok’ diyorlar. Bunlar yalan. Bunların taleplerinin ne olduğu belli. Gizli ajandalarında olanları siz de açıklıyor, yazıyorsunuz.
BDP’Lİ VEKİLLERE SERT MESAJLAR
‘Sine-i PKK’ya dönerler’
* BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılabileceği yönünde mesajlar verdiniz. Partinizin bir kararı var mı?
Gidip teröristle kucaklaşacak kadar, milletin gözüne baka baka fotoğraf verecek kadar, bu tür densizlikleri yapacak kadar bu ülkeden kopmuşlar. Yargı görevini yapar. Parlamentoya gelince biz de gereği neyse yapacağız. Parlamento yol geçen hanı değil. Ya demokratik sisteme, haklara, özgürlüklere riayet edersin. O zaman siyasetle müzakereyi yaparım. Ama bunlara uymazsan iki tercihten birini yapacaksın. Ya Kandil’e ya Meclis’e gideceksin.
* BDP’liler, ‘dokunulmazlıklarımız kalkarsa anayasa çalışmalarından çekilip, sine-i millete döneriz’ diyorlar?
Bunların sine-i milletleri var mı? Bunlar, sine-i PKK’ya dönerler. Çünkü milletin sinesinde bunlara yer yok. Kürt kardeşlerimi tehdit etmesinler, aldıkları oyun yarısını alamazlar. Bu oyu tehditle alıyorlar.
KÜRTÇE EĞİTİM TALEPLERİ
‘O kadar da değil’
Terörle mücadele sadece güvenlik boyutuyla yürümez. Attığımız başka adımlar var. Uluslararası diplomasi, sosyo-ekonomik iyileştirmeler, yatırımlar, kültürel noktada attığımız adımlar var. Kürtçeyi seçmeli ders yaptık, onu da yeterli bulmuyorlar. Neymiş zorunlu olmalıymış. Kusura bakmasın o kadar da değil.
BALYOZ DAVASI
‘İleride bunları yazacağım’
* ‘Ordunun kaliteli komutanları Silivri’de, kalitesiz olanları ise işbaşında’ iddiası ortaya atıldı. Ne diyorsunuz?
Başından beri kaçması mümkün olmayanların, komuta kademesinin tutuksuz yargılanmasını savundum. Köşe yazarları neye göre kaliteyi ölçebiliyor? Ne zamandan beri kalite kontrol memuru oldular?
* Referandumdan sonraki şartlara askerin intibak sorunu mu oldu?
Bence sivillerin intibakı zor oldu.
* Özel Paşa ile TSK’da yeni bir dönem mi başlayacak? Zincirin bu ilk halkasını mı koparmak istiyorlar?
Biz Türkiye Cumhuriyeti devletini yönetiyoruz. 75 milyon ülkeyi yönetiyoruz. Şu anda söyleyebileceklerim var, söyleyemeyeceklerim var. Her şeyi, her zaman, her yerde söyleyemeyiz. Ama Allah izin verirse biz bunları ileride kaleme alacağız. Bunlar niye yaşandı? Balyoz’da CD’leri falan biliyorsunuz. Acaba cumhuriyet yürüyüşleri niye yapıldı? Buralardan çıkan karanlık tablolar var. Ama söyleyemem.
* Kamuoyunun bildiğinden daha karanlık tablolar mı var?
Var tabii canım. Ben bildiğimi söyleyemem. Arapların bir sözü vardır. Sırrı şöyle tarif ederler: İki dudağın arasından çıktı mı onun esiri olursun. Bizim de bazı sırlarımız var. Fatih, ‘sakalım bilse sakalımı keserim’ demişti.
* Adli yargıya intikal eden olaylar var mı?
Balyoz’un içinde var.
* ‘Komutanlar Hasdal’da terörle mücadele olumsuz etkileniyor, askerin şevki kırılıyor’ yorumları var. Ne diyorsunuz?
‘Askerimiz operasyonlara gitmiyor, operasyonlarda tehir yapılıyor’ diye bir şeyi ciddiye almam mümkün değil. Beytüşşebap’ta, Şemdinli’de generaline varıncaya kadar hepsi mücadelenin içinde yer almıştır. Görsel medya ise 2 şehidimizi döne döne veriyor. Ağlamaları, sızlamaları veriyorlar. ‘4 günlük çocuğu vardı’ diyorlar. Bunları anlatarak ne yapmak istiyorsun. Önce ailenin psikolojisini bozuyorsun. Sonra bana, ‘ailelere psikolojik destek veriliyor mu’ diye soruyorsun. Oralarda mücadele etmek kolay değil. Oraları ilçesine kadar bilirim. Askerimizin verdiği mücadele cansiperanedir, ölümü göze alarak yaptıkları mücadeledir.
SURİYE’DE DÜŞEN ASKERİ UÇAK
MİT’te uçağın parçası olabilir
* Suriye’de düşen uçakla ilgili paylaşacaklarınız neler? Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, uçağımızın füzeyle vurulduğunu açıkladı.
29 ana parçayı denizin dibinden çıkardık. İlgili laboratuarlarda incelemeye alındı. Bunlarla ilgili en son incelemeyi Adli Tıp yaptı. Adli Tıp, raporunu silahlı kuvvetlere gönderdi. Onlar da Eskişehir’deki Hava Kuvvetleri laboratuarlarına incelesin diye gönderdiler. Eskişehir’deki rapor da tamamlansın, kamuoyuyla paylayacağız. Beşir beyin söyledikleri kesin, nihai rapor değil. Gelince paylaşacağız.
Ana muhalefet lideri ‘MİT’in elinde’ diyor. Birçok şeyi karıştırıyor tabii. MİT’in laboratuarında da olan parça olabilir. O da devletin kurumu. Ama ‘bunların hepsi MİT’in elinde’ dersen açığa düşersin. Kılavuzu karga olanın meselesi. MİT’ten iyi biliyor.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Cumhurbaşkanı sırtını partiye dayamalı
* Başkanlık sistemi tartışması açıldı ama arkası gelmedi...
Özal’ın, Demirel’in dile getirdiği tezleri gündeme getirdim. Ama Tayyip Erdoğan getirince kıyamet koptu, ‘ülke elden gidiyor’ diye yansıtmaya kalktılar. ‘Başkanlık sistemi, yarı başkanlık sistemi, partili cumhurbaşkanı ne getirir, ne götürür bunu tartışalım’ dedim. Koskoca parti lideri bile parlamento ortadan kalkacak diyebiliyor. Vatandaş da bilmiyor. Çift parlamentosuyla koskoca Amerika var... Onun da eksik yanları var. Harcayacağı paranın iznini bile parlamentodan alıyor. Biz harcama noktasında daha rahatız. 1 yılda gelir parlamentodan yetki alırız. Bineceğimiz uçağı biz alırız. Ama Amerika’da öyle mi? Bütçe vermez. Büyükelçi atayamaz. Tamamıyla Amerika’daki başkanlık sistemi de olsun demiyorum. Sistemimizden oraya monte edeceğimiz şeyler de olabilir. Yarı başkanlık sisteminden aktaracağımız yönler de olabilir. Ya da partili cumhurbaşkanı... Bir cumhurbaşkanının sırtını dayadığı bir partisi ya da ona gönül verenlerin olduğu organize kitle yoksa o cumhurbaşkanı zayıf kalır. Sembolik olur. Sembolik olmakla icraat yapılamaz. Bizde yarı başkanlık sistemine benzer bir durum var. Tabii önümüzdeki dönem bir de cumhurbaşkanı halkın seçimiyle gelecek. Halkın oylarıyla gelecek bir cumhurbaşkanı olacak, bunun adını koymak lazım. Padişahlık olacakmış. Padişahlıkla bunun bir ilgisi yok.
KÖŞE YAZARLARINA CEVAP:
Elimizdeki dosyaları açmak istemiyoruz
10 yıl önce bir köşe yazarı kolaysa çıkıp böyle bir yazı yazsaydı. Şimdi yazıyor. ‘10 yıl önce bunu yazamıyorduk şimdi nasıl yazar hale gelebildik?’ diye sorması lazım. Medyanın ve herkesin daha hassas olması lazım. Şimdiye kadar kalkıp askere zerre kadar eleştiri yapamayanlar şimdi niye başladılar? El pençe divan duranlar, niye başladılar? Bu noktada elimizde çok şey var. Dosyalar var. Emir alanları falan iyi biliyoruz. Falan kişiden talimat alıp başlık atanları biliyoruz. Ama bu dosyaları açmak istemiyoruz.
30 EYLÜL AK PARTİ KONGRESİ
‘Takımın iskeletini bozmayacağım’
* 30 Eylül’de Ak Parti kongresi var. Kabineyle ilgili beklentiler de var. Partide yönetim anlamında ne gibi revizyonlar var? Onlar 3 dönemden sonra olmayacak. Seçim kazandığınız bir takımınız var. Aralarında 3 dönemi dolduranlar var. Durumları ne olacak?
(Futbol antrenörlerine atıf yaparak ve gülerek) Takımın iskeletini bozmayacağım ama... Bazıları her şeyi birbirine karıştırıyor. Partimizin MKYK’sında ve il yönetiminde 3 dönem uygulaması yok. Bu uygulama genel başkan, il ve ilçe başkanları ve milletvekilleri için. Yeni milat durumu söz konusu değil. Buna, ikinci 11 yılın güncellenmiş manifestosu ya da yeni yol haritası diyebilirsiniz.
* 2011’de milletvekillerinin yüzde 69’unu değiştirdiniz. Parti yönetiminde aynı oranda değişiklik yapacak mısınız?
Burada durum farklı.Oturmuş bir yönetim ekibimiz var. Çoğu işlevlerini yerine getiriyor. Tabii hücre tazelenmesi de çok çok yerinde olur.
BAŞÖRTÜSÜ TEKLİFİ
* Yeni anayasada Ak Parti kamuda başörtüsü serbestisi getirecek öneriyi geri çektiği şeklinde haberler yapıldı? Geri mi çektiniz?
Siz inandınız mı? Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bir defa böyle bir konu bana gelmiş değil. İlk defa sizden duyuyorum.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI
4 parti işi bitirsin
Özellikle BDP’nin yaklaşım tarzı çok çok olumsuz. CHP’nin ne yapacağı belli değil. MHP ile AK Parti’nin uyumlu görüntüsü söz konusu. İstiyoruz ki 4 parti yılsonuna kadar bu işi bitirsin. 4 parti yürütemiyorsa, yürütecek partiler otursun anlaşsınlar, yeterli çoğunlukla oturup, anlaşıp anayasayı çıkarsınlar. Biz masayı terk etmeyeceğiz.
‘Kılıçdaroğlu sululuk yapıyor’
Ana muhalefet lideri, ‘en üst düzey generallerle görüştüm yüzde 99 sabotaj’ diyor. Çok ciddi sululuktur, gayri ciddiliktir. Siz ana muhalefetin liderisiniz. Silahlı kuvvetlerimizin İkinci Başkanı kendisini arıyor. ‘Sabotaj kanaatine nereden vardınız, size bu bilgiyi veren kim’ diyor? ‘Ben böyle bir açıklama yapmadım’ diyor. Bunu İkinci Başkan’a söylüyor. Genelkurmay İkinci Başkanı da ‘öyle bir açıklama yapmadıysanız, kamuoyu ile paylaşın’ diyor.
Utanmadan basın toplantısı yaptı. Bana ve silahlı kuvvetlere saldırdı. İkili görüşmede kendisini savunamaz. Zannedersiniz ki iyi bir insan. Ama arkasını dönünce her türlü yalanı, yanlışı yapar. Şu anda en üst düzey general kim, muvazzaf kim? Açıklayamazsan müfterisin. Bizim yargıya götüreceğimizi de eleştiriyor. TSK kime bağlı? Yalan yanlış haberin takipçisiyiz. Kalkıp, ‘TSK kendini savunsun’ diyemeyiz.
Burada Genelkurmay Başkanı ile ilgili lafları da var. Onların şahsı manevisiyle ilgili konuda onların bileceği iştir. Ama hükümete saldırılar da var; yargı hakkımızı saklı tutuyoruz.
‘Veysel Bey hatalı’
10 yıllık başbakanlığım döneminin yarısında Genelkurmay Başkanımızı tanıma fırsatım oldu. (Her şey ortada lafını kastederek) Pek ironiyi seven bir insan değildir. O ifade sadece durum tespitidir. Olayın olduğu anda Kara Kuvvetleri Komutanı’nı gönderen Genelkurmay Başkanımızdır. Hindistan, Pakistan benzetmesi eksik, yanlış olabilir. Ama en ileri ülkede Amerika’da yok mu? Avrupa’da yaşanmıyor mu? Olur, bunlar yaşanır. Veysel bey ‘kaza’ demeseydi daha isabetli olurdu. Yanlıştır. Vali de iki büyük yanlış yaptı. Fotoğraf karelerini almış bir de internet sitesine koymuş. Sonra da ‘reklam için’ dedi. Genelkurmay Başkanımızı çok üzdü. Alaturka bir davranış oldu.