Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, damgasını vurduğu 34. Kurultay’da parti içinde hizipleri ortadan kaldırmayı hedefliyordu.
Kılıçdaroğlu’nun hareket noktası, iç çekişmelerin sonlandırılması ve bütün enerjinin dış mücadeleye harcanmasıydı.
Yaklaşık iki yıl önce görevi devralan Kılıçdaroğlu, bu kurultayda da tümüyle kendi belirlediği bir parti yönetimi oluşturdu.
CHP liderinin, muhalefeti giderek devre dışı bıraktığının göstergelerinden biri artık parti içi çekişmenin kendi etrafındaki isimler arasında yaşanmasıydı. Örneğin, 34. Kurultay’da Gürsel Tekin-Erdoğan Toprak yarışının öne çıkmasıydı.

Centilmenlik anlaşması
Kılıçdaroğlu, bu tür bir çekişmeyi de istemiyordu.
Nitekim kurultayın birinci günü akşamında hem Erdoğan Toprak’la hem de Gürsel Tekin’le görüştü.
Toprak ve Tekin’e, “İkinizi de Parti Meclisi’nde istiyorum, kendi aranızda çekişmeyin, kimse kimsenin ismini çizdirmesin, anahtar listeler çıkarmayın” telkininde bulundu. Toprak ve Tekin, Genel Başkan nezdinde bir çeşit, “centilmenlik anlaşması” yaparak, birbirlerine karşı faaliyette bulunmayacaklarını, liste çıkarmayacaklarını söylediler.
Ancak, Kılıçdaroğlu’nun listesi, kurultay salonuna geldikten sonra, bir başka anahtar liste de dolaşmaya başladı. Kulislerde, bu listeyi Erdoğan Toprak’ın çıkardığı söylentisi çıktı. Toprak ise, bir liste çıkarmadığını, genel merkezin dar anahtar listesi olabileceğini söyledi. Tabii CHP kurultaylarında alışkın olduğumuz gibi ortaya birden fazla anahtar liste de çıktı.

Avrupa soluna yönelim
CHP, zaman zaman, “evrensel değerler” yaklaşımıyla Avrupa merkezli solun değerlerine ve söylemlerine yönelmiş, zaman zaman da, “Türkiye’nin koşulları farklı” denilerek, “Anadolu solu” veya “ulusal sol” adı altında içe dönmüştür.
Bu kurultayda Kılıçdaroğlu’nun söylemi, Avrupa merkezli sola daha yakındı. Sanayi toplumu sonrası kavramlarıyla konuştu. Sosyal demokrasinin evrensel değerlerine vurgu yaptı, “insan”ı merkeze alan bir anlayışla çalışacaklarını söyledi.
CHP’nin önümüzdeki dönemde bilgi çağı, bilgi toplumu, bilgi ekonomisi, beyaz ve yeşil yakalılar söylemini daha da öne çıkaracağını tahmin edebiliriz. İdeolojik düzlemde Avrupa solu kavramlarıyla konuşan bir CHP görebiliriz.

Cenaze nasıl kalkacak?
CHP’nin bu kurultayda topluma iki önemli taahhüdü oldu. Birincisi yeni program, ikincisi Kürt sorununun çözümü...
Önümüzdeki dönemde kamuoyu bu iki konuyu takip edecektir. CHP, bu kurultayda ortaya konulan söylemi nasıl bir programa dönüştürecek? Ve CHP, “Cenaze ortada duruyor, kimse kaldırmaya cesaret edemiyor” dediği Kürt sorununa nasıl bir çözüm önerecek? Avrupa solunun bu çözüm yaklaşımındaki izleri neler olacak?
CHP, yeni yönetimiyle somut sorunların çözümüne ilişkin somut önerilerin bekleneceği bir döneme girecek.

İlk sınav
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve yeni CHP yönetiminin ilk sınavı yerel seçimler olacak.
İktidar partisi karşısında 10 yıldır seçim kazanamayan CHP’nin, iktidar olmaya en yakın alternatif olup olmadığını yerel seçimler gösterecek.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın İzmir başta olmak üzere İstanbul’da Kadıköy’e, Ankara’da Çankaya’ya asılacağı bu yerel seçimlerde CHP’nin hedefi de İzmir’i korumanın yanı sıra İstanbul’u, Ankara’yı almaya kilitleneceği söylenebilir. Özellikle İstanbul’da yerel seçimi kazanması, Kılıçdaroğlu ve yeni CHP yönetimi için genel seçimler açısından en büyük sınav olacak.
Bu sınav, hem Kılıçdaroğlu hem de CHP’nin yeni yönetiminin başarı ölçüsünü gösterecek