Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hilmi Özkök: Ne vardır, ne yoktur derim

Emekli Orgeneral Hilmi Özkök

Ergenekon soruşturması, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ve eski Ege ve 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un tutuklanmalarıyla yeni bir boyut kazandı.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde, 2004 yılında, kuvvet komutanlarının bir darbe hazırlığı içinde oldukları, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün darbe düşüncesine karşı çıktığı ve destek vermediği bilgileri yer alıyordu. Org. Özkök’ten destek alamayan bu hazırlığın daha sonra dönemin Jandarma Genel Komutanı Org. Eruygur tarafından devam ettirildiği öne sürülmüş, “Sarıkız” ve “Ayışığı” adlarıyla darbe hazırlığı yapıldığına ilişkin bilgisayar çıktısı belgeler basına yansımıştı. Emekli Org. Eruygur tutuklandıktan sonra bu kez “Eldiven” adı verilen yeni bir darbe planı iddiası Taraf gazetesi tarafından gündeme getirildi.

‘Vardır da demem, yoktur da’
Anlaşılıyor ki bu iddialar Ergenekon soruşturması ve davasında da önemli yer tutacak. Eski Genelkurmay Başkanı Org. Özkök’e dünkü görüşmemizde bu iddiaları anımsatarak sordum:
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde yer alan, sizin destek vermediğiniz darbe hazırlığı iddiaları ve komutanlar arasındaki toplantı ve diyaloglara dayandırılan olaylar yaşandı mı?
- Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur.

‘Amirale itibar etmek lazım’
Hilmi Paşa’ya iddiaların kaynağı olarak gösterilen ünlü günlükleri de sordum:
Gazeteci Alper Görmüş, bu günlüklerin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Ora. Özden Örnek’e ait olduğunu ısrarla iddia ediyor. Bu konuda kendisine ispat hakkı tanınmasını istiyor. Beraat ettiği hakaret davasında günlüklerin Özden’in bilgisayarından çıktığının tespit edildiğini vurguluyor. Özden Amiral ise dün yaptığı açıklamada ikinci kez günlüklerle ilgisinin olmadığını tekrarladı. Sizin düşünceniz nedir?
- Bir taraf, “Günlükler Özden Amiral’e ait” diyor. Amiral ise, “Benim ilgim yok, bana ait değil” diyor. Ben amirale itibar edilmesi gerektiğini düşünüyorum. “Bana ait değil” diyorsa, amirale itibar etmek lazım.

Tanık olur mu?
Org. Özkök’e, “Mahkeme tanıklığınıza başvurmak isterse, tanık olur musunuz” sorusunu da yönelttim. Hilmi Paşa şu yanıtı verdi:
- Onu o zaman düşünürüz. Hukuki mekanizmayı bilmiyorum. Eğer benim Genelkurmay Başkanlığı dönemimle ilgili bir tanıklık istenecekse, o zaman belki Genelkurmay’ın devreye girmesi gerekebilir. Tanıklık için Genelkurmay’a başvurmaları gerekebilir. Genelkurmay adli müşavirliği bir değerlendirme yapar, ona göre hareket edilir diye düşünüyorum. Ama, dediğim gibi, hukuki mekanizmayı da tam bilmiyorum. Ben hukukçu değilim. Bunları da tahmini olarak söylüyorum. İncelemiş değilim.

‘Durumlarına üzülüyorum’
Hilmi Paşa, eski komutanlar Şenuygur ve Tolon’un tutuklanmasına ve ortaya çıkan tabloya nasıl bakıyor?
Hilmi Paşa bu soruma şu yanıtı verdi:
- Komutanlar, arkadaşlarımız. Durumlarına çok üzülüyorum. Asker arkadaşlarımın bir an önce bu süreçten tertemiz çıkmalarını istiyorum ve diliyorum. Bir an önce sonuçlanmasını diliyorum. Çünkü uzun süre, kişilerin de kurumların da töhmet altında kalmaları doğru bir şey değil. Ceza da varsa, cezayı çekmek de insanı rahatlatır. Ünlü ‘Suç ve Ceza’ romanı, bu psikolojiyi çok iyi anlatır, biliyorsunuz.
Dönemin Genelkurmay Başkanı, darbe hazırlığı iddialarını ne doğruluyor ne yalanlıyor.