Silivri’de tutuklu olan İnönü Üniversitesi’nin eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun ağır sağlık sorunları var.
Hilmioğlu’nun sağlık durumunu Sedat Ergin, Hürriyet’teki köşesinde doktor raporlarını, hukuki yönünü de kapsayacak şekilde ortaya koydu.
Hilmioğlu’na karaciğer kanseri başlangıcı, siroz, şeker, kronik böbrek sorunu, yemek borusunda ölümcül varisler ve oğlunun ölümünden dolayı depresyon teşhisleri konulmuştu.
Hilmioğlu, kendisini ziyaret eden meslektaşlarımıza, “Beni buradan sağ çıkarmazlar” demiş.
Ağır hastalıklar, ardından oğlunu toprağa vermenin yarattığı depresyon, cezaevi koşullarında Hilmioğlu Hoca’da umut bırakmamış görünüyor.
Bu kadar ciddi hastalıklarla aynı anda cezaevi koşullarında mücadele etmenin zorluğunu söylemeye bile gerek yok.
Yapılan son yasal düzenleme ile “bireysel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar hasta” olanların doktor raporu ve Adli Tıp onayına dayalı olarak tahliye edilmesi öngörülüyor.
Ergin Saygun’un, bu derecede hasta olduğu, ancak riski çok yüksek açık kalp ameliyatı geçirirken kabul edildi. Saygun hakkında tahliye kararı verildi.
Hayati tehlike
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e, Hilmioğlu’nun durumunu sorduğumda, yapılan yeni düzenlemede “bireysel ihtiyaçlarını karşılayamayacak ölçüde hasta” olanların, yeniden doktor raporu için başvurmaları gerektiğini söyledi.
Hilmioğlu veya avukatlarının yeni düzenlemeye göre doktor raporu için yeniden başvurup başvurmadıklarını bilmiyorum. Daha önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi tarafından verilen “tutukluluğunun devamı hayatı için kesin bir tehlike teşkil eder” raporu verilmiş, ancak mahkeme tutukluluğunun devamına hükmetmişti.
Hilmioğlu’nun umutsuzluğu, buradan kaynaklanıyor olmalı.
Sedat Ergin, Hilmioğlu’nun durumunu hukuki yönden analiz ederken, yapılan muamelenin, “Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır” hükmünü taşıyan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlali olduğu tespitini yapmıştı.
Tutukluların da hükümlülerin de yaşam hakkı, yasanın, dolayısıyla onu uygulamakla mükellef olan devletin koruması ve sorumluluğu altında.
Hayati tehlike arzeden birden çok hastalığı olduğu Tıp Fakültesi raporuyla saptanmış olan Hilmioğlu’nun cezaevi koşullarında kalması vicdanlarda yer bulacak bir durum değil.
Dikerdem örneği
Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun sağlık durumunun tartışıldığı Ahmet Hakan’ın CNN-Türk’teki Tarafsız Bölge programında Avukat Turgut Kazan, 12 Eylül döneminden bir örnek verdi.
Kazan, 12 Eylül sonrasının ünlü davalarından biri olan Barış Derneği davasında yaşanan olayı aktardı.
Barış Derneği Başkanı emekli Büyükelçi Mahmut Dikerdem’in, davanın bir numaralı sanığı olarak tutuklu yargılanırken prostat ameliyatı geçirdiğini ve bunun da basında yer aldığını belirtti.
12 Eylül dönemi mahkemesinin, prostat ameliyatı geçiren Mahmut Dikerdem’i sağlık sorunları nedeniyle hemen tahliye ettiğini hatırlattı.
Başka söze gerek kalmadı...