Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olarak “vizyon belgesi” olarak isimlendirdiği seçim bildirgesini İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde 4 bin 500 kişilik bir davetlinin bulunduğu toplantıda açıkladı.
Erdoğan’ın, cumhurbaşkanlığı kampanyasının iki ana sloganı “milletin adamı” ve “yeni Türkiye” sloganlarıydı.
Başbakan Erdoğan, konuşması boyunca basılı dağıtılan vizyon belgesinde de olduğu gibi, sürekli “2023 hedefi”nden söz etti. Açıkladığı dört temel hedefi de 2023 yolundaki hedefler olarak niteledi.

5+5 projesi
Erdoğan’ın konuşmasından cumhurbaşkanlığına 5 yıl için değil, 5+5 formülüyle 10 yıllık bir dönem için hazırlandığı sonucu çıkıyor.
2023 vurgusunun sık sık tekrarlanması, Erdoğan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında Çankaya’da olmak istediğine işaret ediyor.
Cumhurbaşkanı seçilirse, 2019’da ikinci 5 yıl için aday olmak istediğini şimdiden söylemek mümkün.

Başkanlık yolunda
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olarak eskiden beri savunduğu “başkanlık sistemi”nden açıkça söz etmedi. Vizyon belgesi kitapçığındaki “yeni anayasa” bölümünde de açıkça “başkanlık sistemi” yer almıyor.
Ancak hem vizyon belgesindeki ifadelerde hem de Erdoğan’ın konuşmasında “başkanlık sistemi”ne geçmeyi arzu ettiği ve bunu deneyeceğine ilişkin birçok mesaj var.
Bu işaretlerden ilki “yeni anayasa”ya geniş yer ayırması ve mevcut anayasanın artık Türkiye’ye dar geldiğini vurgulamasıydı.
Cumhurbaşkanını halkın seçmesiyle “yeni bir durum”un oluşacağını belirtmesi, Çankaya’ya çıkması halinde gündeminin ilk sırasında yeni anayasa ile başkanlık sistemine geçişin yer alacağını gösteriyordu.
Ana hedeflerinden birinin bu olduğunu güçlendiren bir başka söylemi ise “Halk başkanını seçecek” ifadesiydi. Bu ifadeyi kullanmasının “başkan”lığı kastediyor diye eleştirilmesine ise “Oysa cumhur halk demektir, başkan da halkın başkanıdır” diyerek karşıladıysa da, Başbakan’ın bu sistemi savunduğu bir sır değil.

AB vurgusu
Erdoğan’ın, eleştiriler dışında pek gündemde tutmadığı Avrupa Birliği konusuna vurgu yapması da dikkat çekiciydi. Çankaya için vizyonunu açıklarken, AB ile ilişkilere ve alınan mesafeye geniş yer ayırması ve tam üyelik müzakerelerinin ivme kazanması için kararlılığın devam ettiğini vurgulaması önemliydi.
Erdoğan, Ortadoğu’daki gelişmeler ve özellikle Suriye, Mısır politikaları nedeniyle Batı’dan gelen eleştirilere karşı Türkiye’nin AB ve NATO bağını güçlendirip geliştireceğini belirtmesi, Türkiye’nin duracağı yeri belirtmesi açısından mesaj niteliğindeydi.

Çözüm süreci
Başbakan Erdoğan, Çankaya’ya çıkması halinde çözüm sürecinin aynen devam edeceğini de üzerine basarak söyledi. Bu konuda paradigma ve zihniyet değişimi gerektiğini belirtirken, çözüm sürecinin “devletin tüm birimlerinin koordinasyonuyla” yürütüldüğüne değinmesi dikkat çekiciydi. Erdoğan bu süreçte “silahsızlandırma ve hayata kazandırma” aşamalarının da bulunduğunu söyledi. Bu aşamaların geçilmesiyle sorunun gündemden düşeceğini vizyon belgesine de kaydetmişti.
Erdoğan, vizyon belgesini açıkladığı konuşmasında ilk turda Çankaya’ya seçileceğinden kuşku duymayan bir hava içindeydi.