Ecevit, Derviş ve hükümet

15 Temmuz 2002


<#comment>Başbakan Ecevit ne yapacak? Ecevit’in hükümete bakışı nedir? DSP’yi ve yeni oluşumu nasıl görüyor? Derviş’in konumunu nasıl değerlendiriyor?
Bu soruların yanıtını alabilmek için Derya Sazak’la birlikte Başbakan Ecevit’i ziyaret ettik. Görüşmenin tamamını "Sohbet Odası"nda bulacaksınız.
Bu uzun görüşmeden edindiğimiz izlenim ve çıkardığımız sonuçlar şöyle özetlenebilir:
1- Başbakan Ecevit, telaffuz etmek istemese de bir ihanete uğradığını düşünüyor. Kendisi ve eşi için ağır ve onur kırıcı bir kampanya başlatılmış olmasına içerliyor. Bunun nedenini çözmeye çalışıyor. Ayrıca bu kampanyaya gazetecilerin bir koro halinde katılmış olmalarına, eski bir meslektaş olarak çok alındığını vurguluyor. En yakın çalışma arkadaşlarının, kendisine çok bağlı sandığı bazı bakan ve milletvekillerinin partiyi terk etmelerine anlam veremediğini belirtiyor.
2- Başbakan, seçimlerin çok erkene alınmasına karşı. En azından Nisan - 2003’te yapılmasının daha uygun olduğunu düşünüyor. Bunu sağlamak amacıyla yeniden zirve yapmayı planlıyor. Bu süre kazanılırsa, DYP lideri Çiller’in taahhüt ettiği desteği de değerlendirerek, AB için gerekli yasaları çıkarmayı planlıyor.
3-

Yazının Devamı

Çiller’in öncelikleri

14 Temmuz 2002


<#comment>Ankara’da hükümet senaryoları gündemden düşmüyor. İstifaların devam etmesi ve güvenoyu sayısının altına düşülmesi halinde Başbakan Ecevit’in çekileceğini açıklamasından sonra senaryolar daha da ön plana çıktı.
Birinci senaryo, "AB hükümeti" olarak anılıyor. Buna göre, ANAP - DYP - Yeni oluşum ekseninde bir hükümet kurulacak ve AB yasalarını çıkaracak. Bu hükümete AK Parti dışarıdan destek verecek. İkinci senaryo ise ANAP’ın hükümetten ayrılmasına dayanıyor. Bu durumda da DYP hükümete girecek.
DYP lideri Tansu Çiller’e bu senaryoları anımsatarak görüşünü sorduk. Değerlendirmesi şöyle oldu:
"Bizim önceliğimiz farklı. Bizim için öncelikli olan hükümet değil, Avrupa Birliği. AB ile ilgili yasaları çıkarmak için de AB hükümeti kurmaya gerek yok. Hükümetin önemi de yok. Hangi hükümet olursa olsun. Önemli olan iş yapmak. Şimdi bıraksınlar hükümet senaryolarını, onu - bunu başbakan yapmayı da sorunun esasıyla ilgilensinler. Nedir bu? AB için süre kalmadı. Türkiye raporu eylülde yazılmaya başlayacak. O zaman oturup eylülden önce bu yasaları çıkarmalıyız. Bizim gündemimizin ilk maddesi budur."
- Bunu sağlamak için öneriniz nedir?
- Biz Meclis’i 22

Yazının Devamı

Derviş’in konumu

13 Temmuz 2002


<#comment>Başbakan Bülent Ecevit, Devlet Bakanı Kemal Derviş’in istifasını geri alıp hükümette kalmasını, yeni oluşumla ilişkisi kalmadığı biçiminde değerlendiriyor. Ancak, Derviş tam aksi görüşte...
Ecevit, dün bu değerlendirmeyi yapar yapmaz, Derviş, "hükümette kalmam yeni oluşumu desteklemediğim anlamına gelmez, destekliyorum" dedi. Böylece, hükümette, "kerhen" kaldığını da açıklamış oldu. Anlaşılıyor ki, Derviş, fırsat bulsa, hükümetten ayrılıp, Cem - Özkan ikilisine katılacak. Bunda bir kuşku yok.
Derviş’in bu yaklaşımını dün yeniden açıklamasından sonra, "durumu nasıl görüyorsunuz" diye sorduğumuz Başbakan Ecevit, "tatsız" yanıtını verdi.
Ayrıca, MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Bahçeli’nin, "Derviş’in hükümette kalışını ahlaki bulmuyorum" demesi, Ecevit açısından da, Derviş açısından da durumu daha da sıkıntılı hale getirdi. Bahçeli, Derviş’in hükümetten ayrılmasını istiyor. Bir yandan yeni oluşumu destekleyip, bir yandan hükümette görev yapmanın doğru olmadığını vurguluyor.
Bahçeli’nin bu açıklamasından sonra Derviş hükümetteki konumunu daha da zorlaştırdı. Bahçeli’nin, "Derviş’in hükümette kalmasının bir faydası yok, içeride veya dışarıda olmasının

Yazının Devamı

Ecevit: Önce ekonomi, sonra siyaset

12 Temmuz 2002


<#comment>Başkentin yoğun trafiği içinde gelişmeleri belirleyecek en önemli temas Başbakan Bülent Ecevit’le Devlet Bakanı Kemal Derviş’in temasıydı.
Sabah saatlerinde, DSP’deki 9’lar Derviş’e giderek, Özkan ve arkadaşlarına katılmasının yanlış olacağını, hükümette kalması gerektiğini söylediler. Bu ziyaretten sonra da Başbakan Ecevit’e giderek, bilgi verdiler.
9’ların ziyaretinden sonra Başbakan Ecevit’le görüştük. Ecevit, şu bilgiyi verdi:
"Sayın Derviş’i davet ettim. Konut’a geliyor. Sayın Derviş’in hükümette özel bir yeri ve sorumluluğu var. Ekonomi çok hassas. Birçok karar alındı, reform yapıldı. Bu bakımdan Sayın Derviş’in bu sorumluluğunu, bu görevini sürdürmesi gerekiyor. Kendisine bu görüşümü ileteceğim."
Bu görüşmemizden yarım saat sonra, saat 13.00 sıralarında Derviş, Konut’a giderek Başbakan Ecevit’le görüştü. Çıkışta bir açıklama yapılmadı.
Derviş görüşmesinden sonra Başbakan Ecevit’le saat 13.30’da yeniden görüştük ve sorduk:

Yazının Devamı

Ecevit: Şimdilik 3 Kasım

11 Temmuz 2002


<#comment>DSP’li bakan ve milletvekillerinin ayrılmasından sonra ilk kez biraraya gelen koalisyon liderleri erken seçimi konuştular. Koalisyon liderleri hükümetin böyle devamı konusunda anlaşırken erken seçimle ilgili olarak farklı görüşler savundular.
Zirveden sonra konuştuğumuz Başbakan Ecevit, görüşmelerin çok dostça geçtiğini ilettikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ben erken seçimin sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Bu görüşümü zirvede de tekrarladım. Sayın Yılmaz da aslında erken seçime karşıydı. Ancak bu koşullarda erken seçimin zorunlu olacağını sayın Bahçeli savunuyor. Zirvede de savundu ve tarih olarak da 3 Kasım’da ısrar etti. Sayın Yılmaz da esas olarak erken seçime karşı olmakla beraber eğer yapılacaksa 3 Kasım’dan daha önce yapılmasının yararlı olacağını savundu. Avrupa Birliği ile ilgili bazı düzenlemelerin yapılabilmesi için bir seçimin Eylül ayında yapılmasının daha uygun olduğunu belirtti. Ancak sayın Bahçeli, Meclis’e de teklif verdiklerini ve 3 Kasım’ın en uygun tarih olduğunda ısrar etti. Bu durumda sayın Yılmaz da kerhen de olsa kabul ediyor. Şimdilik erken seçim tarihi 3 Kasım olarak görülüyor."
Liderler zirvesinden çıkan sonuç seçime bu

Yazının Devamı

Ecevit: Bahçeli dostça yaklaştı

10 Temmuz 2002


<#comment>Başkent Ankara, dün çok yoğun bir siyasi trafiğe sahne oldu. Bu trafiği izlemeye çalışan gazetecilerin adeta başı döndü.
Hükümet açısından belirleyici görüşme Başbakan Ecevit’le, MHP Lideri Devlet Bahçeli arasındaki görüşmeydi. Ecevit’in istifa edip etmeyeceği, hükümetin devam edip etmeyeceği büyük ölçüde bu görüşmeye bağlıydı.
Başbakan Ecevit’le, Bahçeli ile görüşmesinden sonra konuşma olanağı bulduk. Ecevit, Bahçeli ile yaptığı görüşmeyi şöyle değerlendirdi:
- Sayın Bahçeli çok dostça yaklaştı. Görüşmemiz dostça bir havada geçti. Sayın Bahçeli, DSP’nin milletvekili sayısı ne olursa olsun, Başbakanlık görevini benim sürdürmem gerektiğini söyledi. Hükümetin bu haliyle devam etmesinden yana olduklarını belirtti. Yeni hükümet oluşturulması için zaman yitirilmesinin yanlış olacağını vurguladı. Benim, başkanlığımda hükümetin sürmesi ve seçime gidilmesi gerektiğini söyledi.
- Bu durumda Başbakanlıktan istifa etmeyecek misiniz?
- Sayın Bahçeli’nin bu tutumu karşısında gerek kalmamış gibi görünüyor. Tabii, ben bir liderler zirvesi şeklinde üç genel başkan biraraya gelelim istedim, ama Sayın Yılmaz İstanbul’da olduğu için gerçekleşmedi. Tabii, Sayın

Yazının Devamı

Zorlamanın sonu

9 Temmuz 2002


<#comment>Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan’ın, hükümetten ve DSP’den ayrılmasını sürpriz olarak görmemek gerekir.
Özkan’ın istifaya sürüklendiği bir süreden beri biliniyordu. Başbakan Ecevit’in, kamuoyuna karşı da Özkan’a yönelik "güvensizlik" duygusu yansıtmasından sonra, istifadan başka yol kalmamıştı.
Ecevitler, yol ayrımına getiren neden olarak, kendilerine yöneltilen ağır eleştir ve suçlamalar karşısında Hüsamettin Özkan ve arkadaşlarının sessiz kalmasını gösterdiler. Bu gerekçenin etkisi bulunsa da belki bundan daha önemli gerekçe, Ecevit’e dayatılan "çekil" baskısının altındaki yeni hükümet modeli olarak görülebilir. Ecevit’in çekilmesine dayalı bu modelde Özkan’ın başbakanlık görevini üstlenmesi düşünülmüştü. Bu düşünceye koalisyon ortaklarından ANAP lideri Yılmaz ile iş ve medya dünyasının destek verdiği Ecevitler tarafından biliniyordu. Bu süreçte 11 yıldır Başbakan’la çalışan Hüsamettin Özkan’ın, Ecevitler’i bilgilendirmemesi, izin ve onay alma gereği duymaması ipleri koparan asıl gelişme gibi görülüyor. Ecevit, kendisini devre dışı bırakacak yeni hükümet modeline karşı Özkan’ın tavır almasını, bu önerilere sıcak bakmadığını açıklamasını bekliyordu.

Yazının Devamı

Son hamle Çiller’den

8 Temmuz 2002


<#comment>
Başbakan Ecevit üzerinde kurulan yoğun "çekil" baskısının altından uç veren, başbakanlığını Hüsamettin Özkan’ın yapacağı, "Ecevit’siz ama DSP’li" hükümet modeli, Ecevit’in hamlesiyle bozuldu. Başbakan Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit’in, Hüsamettin Özkan’la yolları ayırmaları, olayı "Ecevit’in çekilmesi"nden, "Özkan’ın istifası" tartışmasına taşımış oldu. Ecevit’in bu hamlesi, "çekil" baskısı ve "sağlık raporu"na dayalı yeni hükümet modelinin mimarlarını son hamleyi yapmalarına fırsat vermeden açığa düşürdü. Bu durum, en fazla Hüsamettin Özkan’ı sıkıntıya soktu ve Ecevit’ten önce, Özkan’ı çekilme eşiğine getirdi.
Ecevit, Hüsamettin Özkan’ın, "çekil" baskıları ve bu senaryolar karşısında sessiz kalmasını yadırgadığını, kendisine ve Rahşan Ecevit’e karşı saldırı nitelikli kampanya karşısında sessiz kalmasına kırıldıklarını dün televizyon ekranından da kamuoyuna duyurdu. Özkan’ın bu senaryoların içinde olduğu izleniminin partide hakim olduğunu hissettirdi.
Başbakan, bu çalkantılı ve Ecevit’siz yeni hükümet arayışları içinde en fazla MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tutarlı ve dürüst davrandığını söylüyor. Ankara’da "oyun içinde oyun" oynanırken Ecevit’le Bahçeli

Yazının Devamı